Salgından sonra Çin mallarından almayı düşünür müsünüz? Cevap:?

Salgından sonra Çin mallarından almayı düşünür müsünüz? Cevap:?

İstanbul merkezli uluslararası pazar ve kamuoyu araştırma şirketi AGS GLOBAL Covid-19 salgınının ikinci fazı olan “yeni normalleşme” dönemine dair iş dünyasının tutum ve beklentilerinin nabzını tutan geniş kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi.

Covid-19 salgını Türkiye’yi ve dünyaya sarsmaya devam ederken, birçok ülke “kontrollü sosyal hayata geçiş” uygulamalarını başlatmış durumda. Türkiye’de de salgının ilk fazı geride bırakıldığı dönemde, “kontrollü hayat” uygulamalarının Haziran ayında derinleşerek “yeni normal” sürecinin başlaması ve birçok sektörün işine dönmesi bekleniyor.

AGS Global tarafından 7-9  Mayıs 2020 tarihleri arasında önemli bölümü İstanbul, Bursa, Kocaeli, Adana, İzmir gibi sanayi ve ticaret merkezlerinden 286 iş dünyası temsilcisi ile gerçekleştirdiği ve “yeni normali” sorguladığı araştırma, katılımcıların aynı zamanda AB sosyo-ekonomik statü grubu tüketicilerini temsil eden profile sahip olması itibariyle kontrollü sosyal hayata geçişte tüketici yüzünü de ele alması bakımından ilgi çekici sonuçları kapsıyor.

Katılımcıların %81,8’ine göre salgın süreci en çok “maske” sembolü ile hatırlanacak. Her akşam TV ya da sosyal medyadan hanelere konuk olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise %65 ile süreçte sembolleşmiş bir isim olarak öne çıkıyor. Uzun bir süre rengi ya da görüntüsü üzerinde tartışmalar çıkan virüs %36,4 ile gündelik hayatımızın bir parçasına dönüşen kolonya ve dezenfektanlar ise %30,8 ile sürecin diğer sembolleri oldu.

Toplumun önemli bir bölümünün evde kaldığı bu dönemde katılımcıların %49’u harcamalarının azaldığını ifade ederken, harcamaların arttığını ifade edenlerin oranı ise %26,6. İş dünyasından karar alıcıların salgın sürecinde en çok talep gösterdiği ürünler arasında; gıda-meşrubat (%83,2) ve hijyen-temizlik ürünleri (%82,5) açık ara ilk sıralarda yer alırken, katılımcıların %44,8’i salgın sürecinde daha çok online alışveriş yaptığını ifade etti.

“Süreçte en iyi sınavı veren marka/firma” sorusuna verilen Baykar (%18,5), Arçelik (%13,4) ve Bioysis (%5) cevapları, katılımcılar nezdinde yerli solunum cihazı projesinin önemini ön plana çıkartırken, e-ticaret ve perakende öne çıkan diğer cevaplar oldu.

Katılımcıların üçte ikisi çeşitli düzeylerde hükümet yetkililerinin süreçle ilgili söylemlerinin kendilerinde güven uyandırdığını ifade ederken, iş dünyası temsilcilerinin üçte ikisi Covid-19 salgınında Başkanlık sisteminin başarılı bir performans gösterdiğini belirtiyor. Diğer yandan, Bilim Kurulu üyelerinin söylemlerini güvenilir bulanların oranı ise %76,2.

Katılımcıların %90,2’si iş yerinde çalışmayı özlediğini ifade ederken, Haziran ayında yürürlüğe girmesi beklenen “yeni normal” senaryo kapsamında katılımcıların %78,3’ü tam zamanlı işe döneceğini ve izolasyon kurallarını harfiyen uygulayacağını belirtiyor. Müşteri ziyaretlerinin bir süre gerçekleştirilmemesi (%32,9) ve esnek çalışma saatleri (%28) öne çıkan diğer uygulamalar olacak. Bu doğrultuda sağlıklı bir geçiş süreci için katılımcıların %81,3’ü Ramazan Bayramı’nda sokağa çıkma yasağı fikrini destekliyor.

Katılımcılar arasında salgının Türkiye’yi etkisi altına aldığı Mart-Nisan aylarına göre daha ümitli olduğunu ifade edenlerin oranı %48,3 iken, çeşitli düzeylerde endişeli olanların oranı %38,5. Kararsızlar ise %13,3 paya sahip.

Katılımcıların %49’u Çin malı satın almayı düşünmeyeceği ifade ederken, %86,7’sinin salgın sonrası yerli ürünleri tercih edeceğini ifade ettiği görülüyor.

Katılımcıların toplam %60,1’i çeşitli düzeylerde Türkiye ekonomisinin geleceğinden ümitli olduğunu  ifade ederken, çok ümitli olanların oranı %38,5. Ümitsizlerin oranı ise %17,5 seviyesinde.

AGS Global Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet GÜLER, araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede; ‘İkinci faza geçtiğimiz şu günlerde firma sahipleri ve yöneticilerinin sadece güncel ekonomiye yönelik değil, aynı zamanda gündelik hayata dair tutum ve davranışları oldukça ilginç veriler sağlamış gözüküyor.

Zamanın ruhunu çağıran araştırmamızla dijital hayatın ve çevrimiçi alışverişin bundan sonraki hayatımızda seyri, yerli ve milli ürün temayülü, endişeler, özlemler, korkular ve umutlar gibi insanımıza dair rasyonel ve irrasyonel gerçekliği harmanladık ve gelecekte bizi neyin beklediği içgörüsünü anlamlandırmaya çalıştık” derken, araştırma ile aynı zamanda süreç boyunca kolektif hafızada yer edinen sembolleri, yardım kampanyalarının etkinliğini, hükümetin, başkanlık sisteminin ve bilim kurulunun performanslarını ölçtüklerini ifade etti.

'Kilit vurgu, ekonominin çarklarının izolasyon kurallarına harfiyen uyularak yeniden döndürüleceği yönünde. Bu süreçte sosyal mesafe ve hijyen kuralları, daha çok dijital toplantı ve daha az müşteri ziyaretinin yanı sıra, e-ticaretin B2B çözümleri de içerecek şekilde genişleyeceğini ve daha rekabetçi bir görünüme ulaşacağını söyleyebiliriz” diyen GÜLER, bu markaların önlerine eklemeyi başaracakları sıfatların gelecekte var olup olmayacaklarını belirleyeceklerini ve sosyal ticaret, hizmetkar marka olma, dijital yetenekler, doğaya, insana ve çalışana saygı ile yerli kaynaklara sahip çıkmanın rekabette pozitif ayrışmanın “kilit kavramları” olacağının altını çizdi.