Savaşın "yüreği yaralı" kadınları
Ülkelerinde 5 yıldır süren iç savaşta kimi çocuğunu, kimi eşini kaybeden Suriyeli kadınlar, yüreklerindeki derin yaralar ve omuzlarındaki büyük sorumluluklarla yaşama tutunmaya çalışıyor - Bombardımanda eşi gözlerinin önünde ölen Reca Mıgdat: "Suriye’de
GAZİANTEP (AA) - Yaşamlarının belki de en güzel yıllarında savaşın acı yüzüyle tanışan Suriyeli kadınlar, yüreklerindeki derin yaralar ve omuzlarındaki büyük sorumluluklarla vatanlarından uzakta yaşama tutunmaya çalışıyor. Kimi çocuklarını, kimi eşlerini gözlerinin önünde kaybeden sığınmacı kadınlar, gelmesini bekledikleri güzel günlerin hayallerini kuruyor.
Malatya'daki Beydağı Konaklama Tesisi'nde misafir edilen Suriyeli 4 çocuk annesi Cevahir el Yusuf (41) da savaşın acısını yüreğinde taşıyan kadınlar arasına yer alıyor.
Eşi Usame El Yusuf'u Esed güçlerinin Hama kentine düzenlediği bombardımanda kaybeden Cevahir el Yusuf, en küçüğü 5 yaşında olan 4 çocuğuna hem annelik hem babalık yapıyor. Eşini kaybettikten sonra çocukları Meysay (5), Merhaf (11), Muhammed (13) ve Fatma'yı (15) yanına alarak yaklaşık 2,5 yıl önce Malatya'daki konteyner kente yerleşen Cevahir El Yusuf, savaşın yaralarını Türkiye'de sarmaya çalışıyor.
Yaşadıklarını gözyaşları içerisinde anlatan Cevahir el Yusuf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'de çok kötü günler yaşadıklarını, oradaki her günlerini bomba ve patlama sesleriyle geçirdiklerini söyledi. Eşini, evlerine yakın bir yere düzenlenen bombardımanda kaybettiğini anlatan kadın, "Evde oturduğumuz sırada eşim sokağa çıkmıştı. O anda büyük bir gürültüyle bombardıman oldu. Dışarı çıktığımızda eşimin şehit olduğunu gördüm. Çok üzüldüm, yıkıldım. Şu an ne söyleyeceğimi bilemiyorum" dedi.
Cevahir el Yusuf savaşın bir an önce sona ermesini dileyerek, "İnşallah Allah bize ferahlığı verir ve ülkemize döneriz. Orada sevdiklerimizle akrabalarımızla yaşam süreriz. Bizlere kapılarını açtığı için Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz. Eğer Türkiye olmasaydı ben 4 çocuğumla ne yapardım? Orada hep bombardıman, silah, uçak sesleri. Bu anlamda Türkiye'ye, yetkililere çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Savaşta hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen el Yusuf, şunları kaydetti:
"Allah, benim gibi olan tüm kadınlara sabır versin. İnşallah feraha kavuşur, ülkemize döner ve sevdiklerimizle beraber oluruz. Allah tüm Suriyelilere sabır versin. Dünya Kadınlar Günü'nde Allah'tan Suriyeli kadınlara ve tüm kadınlara yardımcı olmasını diliyorum. Allah, tüm kadınları çocuklarıyla beraber kılsın. Tüm şehit eşlerine ve ailelerine sabır versin. Ayrıca Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı Allah başımızdan eksik etmesin. Allah onların hayırlarını artırsın. Onlar için ne söylesek azdır. Bizi kabul etmekle, bizlere dünyanın en büyük mutlululuğunu yaşattılar. Onlar olmasaydı bizler çok kötü durumda olurduk."
- "Acımızı anlatmaya kelimeler yetersiz kalıyor"
Kahramanmaraş'taki çadır kentte yaşayan Reca Mıgdat (38) ise eşini gözlerinin önünde kaybeden pek çok yüreği acılı kadından biri.
Evlerini şenlendirecek bir bebeğin haberini aldıkları mutlu günlerinde eşi Ammar Mıgdat'ı İdlip’te rejimin uçaklarının bombardımanı sonucu kaybeden Mıgdat, şimdi üçü kız 4 çocuğuyla çadır kentte yaşama tutunuyor.
Mıgdat, küçük kızına 2 aylık hamileyken eşinin şehit düştüğünü belirtti.
İdlip'te Esed’in toplu infazlarını da duyduklarını dile getiren Mıgdat, "Köyümüzdeki erkekleri kapalı bir alanda götürüp Esed’in askerleri topluca öldürdü. Kurşuna dizerek katliam yaptı. 4 çocuk annesi olarak yetimlerle büyük acılar yaşadım" dedi.
Türkiye'ye 3 yıl önce gelerek hükümetin destekleriyle yaşamlarını sürdürme şansı bulduklarını ifade eden Mıgdat, "Burada her türlü yardım yapıyorlar. Çok teşekkür ediyoruz. Fakat eşim olmadığı için sıkıntılarımız haliyle oluyor. Her şeye rağmen şükrediyoruz. Türkiye bizim her şeyimizi temin ediyor. Çadır kente çok iyi davranıyorlar" diye konuştu.
Allah’tan kadınlara ve annelere sabır dileyen Mıgdat, özgürlüğün yakın olduğuna inandığını belirtti.
Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı koruması için her gün Allah'a dua ettiğini dile getiren Mıgdat, şunları kaydetti:
"Kelimeler tükendi. Ne konuşacağımı bilemiyorum. Acımızı anlatmaya kelimeler yetersiz kalıyor. Hayatımızda hep zulüm gördük. Allah bize sabır versin. Suriye’deki kadınlar gelmek istiyor ama savaş, bombardımanlar olduğu için gelemiyorlar. Birinin çocuğu ölmüş, birinin eşi ölmüş, birinin çocuğu kayıp yani hepsinin ayrı bir acısı var. Birinin kocası şehit düşmüş. Suriye’de kadının adı acı ve hüzün. Kalbim kan ağlıyor. Çocuklar babasız, anneler büyük yara gördü. Dile getirmek yetersiz kalıyor. Kalbimizin kan ağlamasına ne konuşsak az gelir."
- "Gencecik kadınlar dul kaldı. Artık 'vicdan' diyorum"
Kilis'te yaşayan Sahar Hamod (28) da savaş nedeniyle en büyük acıyı yaşayan kadınlar arasında yer alıyor.
Rus bombardımanında eşini ve 2 çocuğunu kaybeden Hamod, ülkesinde refah içinde yaşadığı günleri özlemle anıyor.
Uçakların köyü vuracağını öğrendiklerini ve köyden kaçmak için hazırlanırken saldırının gerçekleştirildiğini anlatan Hamod, "İki çocuğum orada öldü ve kocam kayboldu. Diğer çocuklarımı alıp oradan kaçtım. Kızımın birisini ambulansla Türkiye'ye getirdiler. Sağ olsun doktoru istediği için 10 gün sonra çocuklarımı ve beni de Türkiye'ye aldılar. Kızım daha 5 yaşında bir gözü kör oldu ve göğsünden yaralandı" diye konuştu.
Savaştan önce kendi evlerinde yaşadıklarını, maddi durumlarının da iyi olduğunu belirten Hamod, "Çocuklarım amcalarını her gördüğünde 'babamız gelecek' diye ümitleniyor. Bomba atıldığında hamileydim. Kocamın gelmesini beklerken öldüğünü duydum. Evlerimiz yıkıldı. Gencecik kadınlar dul kaldı. Artık 'vicdan' diyorum. Evimizin arabamızın olmasını isterken bütün bunların olması çok zor geliyor" ifadelerini kullandı.
- Engelli oğluyla yaşama sarılıyor
Nizip Konaklama Merkezinde kalan Şemse Mohammed (57) ise savaşın başladığı ilk aylarda biri engelli 5 çocuğuyla yaşadığı kenti, ülkeyi, evini ve umutlarını bırakarak Türkiye'ye kaçan kadınlardan yalnızca biri.
Savaşın devam ettiği Suriye'de kalan kocasını önceki yıl kaybettiğini anlatan Mohammed, "Bugün Suriye'de yaşayan herkes birbirine düşman olmuş durumda. Benim tek bir dileğim var o da bu savaşın bir an önce bitmesi ve ülkemize, evimize dönmek. Çocuklarımla birlikte şu anda ne durumda olduğunu bilmediğimiz evimize giderek orayı onarmak ve yeniden yaşama tutunmak istiyoruz" dedi.
Engelli oğlu 15 yaşındaki Abdul Mohammed için üzüldüğünü anlatan Mohammed, her gün tekerlekli sandalyeyle gezdirmeye çalıştığı oğlunun yürüyeceği günlerin hayalini kurduğunu belirtti.
- "Hayattan hiçbir beklentim kalmadı"
Yaklaşık 30 bin sığınmacının barındığı Süleyman Şah Konaklama Tesisleri'nde kalan sınıf öğretmeni Emine Ramazan Salih, savaşta eşini kaybedince yakınlarıyla ilk olarak Lübnan'a yerleştiklerini söyledi.
Salih, bu ülkede de olumsuzlukların yaşanması üzerine yaklaşık 1 yıl önce Türkiye'ye göç etmek durumunda kaldıklarını belirterek, "Hayattan hiç bir beklentim kalmadı çünkü Suriye'de her geçen gün her şey kötüye gidiyor. Yaşadığımız sıkıntıları anlatmakla bitiremem. Zaten kendim için artık bir şey istemiyorum, yeter ki çocuklarım heba olmasın. Burada okullarına gitsinler ve geleceklerini kurtarsınlar istiyorum" diye konuştu.
AA
Kaynak: