Sebo hutbeden de rahatsız oldu

Sebo hutbeden de rahatsız oldu

Yeniçağ yazarı Sebahattin Önkibar, Gazze şehitleri için Cuma namazında okunan hutbeden de rahatsız oldu...

Önkibar'ın Yeniçağ'daki yazısının ilgili bölümü:

Cuma hutbesinde AKP ve İHH rezaleti!

Önceki gün.
Cuma namazını kılmak için Kocatepe Camii'ndeyim!

Avluda namaz öncesi Gazze'de yaşananların heyecan dalgalarına şahit oluyorum.
Ezan okunuyor ve namaza geçiliyor.
Önce 4 rekat Cuma namazı sünnetini kılıyoruz.

Ve akabinde hutbe!
Cuma namazının farzlarından olan hutbede dehşet ifadelere şahit
oluyoruz.
İHH'nın organize edip yüzüne bulaştırdığı Gazze'ye yardım seferinde yaşananlar Uhut gazası ve Ashab-ı Kiramın cenklerini anlatan üslupla bir övülüyor, bir takdir ediliyor, bir kutsanıyor ki anlatmanın imkanı yok!

Sanki Gazze'ye giden eski milli görüşçü AKP militanı Bülent Yıldırım ve tayfası değil de, Şanlı Peygamberimizin ordusu!
Hayır sadece İHH takdis edilmiyor, AKP de dolaylı olarak, devletimiz gereğini yapmıştır denilerek alenen alkışa tutuluyor!

Hutbeyi dinlerken bir an, ben Cuma namazına ve camiye mi geldim yoksa AKP ya da İHH'nın toplantısına mı diye tereddüte düşüyorum!
Öyle çünkü yapılan alenen Allah'ın (cc) evinde siyasal propagandaydı!

Hutbe başladığı gibi bu konu ile bitti.!
İki rekatlık farzı da kıldıktan sonra kahır ve elemle Yüce Yaradanın evinden çıkıyorum!
İçimde namazım sahih mi, sakıt mı kuşkusu!

Öyle zira hutbede mübarek dinimizin gereği olanı değil, dincilerin propagandasını dinledim!
Diyeceksiniz o onların yani hutbeyi okuyanın suçu!
Kuşkusuz öyledir ama bilmem biliyor musunuz, camilerde artık imamlar kendi başlarına hutbe okuyamıyor, konuları ve hatta metni Diyanet düzenliyor.

En önemlisi bütün camiler aynı hutbeyi aynı sesten dinliyor.
Sistem kurulamayan camilerde ise imam yine aynı metni okuyor!
Dolayısı ile Diyanet camilerin tek

hakimi!
Öyle olunca da Allah'ın(cc) evleri AKP ile siyasal İslam'ın tamamen
güdümünde!
Diyeceksiniz ki İsrail zulmü lanetlense ne olur?
İsrail'i ben de lanetliyorum, benim itirazım bu lanet üzerinden siyaset yapılması ve toplumun kanalize edilmesidir!

Ayrıca Müslümanlar daha önce Çin'de, Doğu Türkistan'da,
Çeçenistan'da,
Karabağ'da, Bosna'da, Irak-Telafer'de zulüm görmedi mi, o gün bu zulümlerin hiç birini hutbe konusu yapmayan Diyanet bugün bu olayı militan bir üslüpla Allah'ın evine niçin taşıyor? Demek ki işin içinde başka eller ve siyasi hedefler var!

Görüyorsunuz bu AKP ve güruhu camii şeriflerimizi arka bahçe yapmak istiyor ve kendilerine göre içtihatlar uydurarak yeni bir din yaratmanın peşindedir.. Böyle giderse laikliği devletin ve mukaddes dinimizin güvencesi gören bizim gibi samimi Müslümanları camiye bile sokmak istemeyecekler ki ben bunun örneğini 1980 öncesinde Üniversite öğrenciliği günlerimde İstanbul Fatih'de yaşadım. Milli Görüşçü Metin Yüksel ülkücü bir öğrenci tarafından öldürülünce bu siyasal İslamcılar bizleri kavmiyetçiler (Türkçüler) diye Fatih Camii'ne sokmuyordu.