"Şehrin tarihi Bitpazarı'ndadır"

"Şehrin tarihi Bitpazarı'ndadır"

Pazar günleri Eski Garajın hemen yanı başında bitpazarı kurulur. Sergilerde aklınıza gelebilecek her şeyi bulmanız mümkün...

Bir şehrin tarihi bitpazarından geçer

 

Zeki OĞUZ

 

Bu şehrin en sevdiğim bölgelerinden biri Eski Garaj çevresidir. Sevdiğim köylere, beldelere buradan kalkan otobüsler, dolmuşlar sayesinde ulaşırım. Eğer bir yerlere gidememişsem, Pazar günümü yine bu çevrede geçiririm. Pazar günleri Eski Garajın hemen yanı başında bitpazarı kurulur.

Pazarın en başında sebzeciler, balıkçılar durur. Ondan sonra genellikle eski giysiler satan Çimenlik Mahallesi sakinleri işgal ederler pazarın geniş bir bölümünü. Şehrin yoksulları buradan temin ederler giyeceklerini.

Pazarın büyük bölümünü ise eskiciler işgal eder. Onların sergilerinde aklınıza gelebilecek her şeyi bulmanız mümkündür. Ben genellikle kitap, plak, dergi, eski evraklar gibi şeylere bakarım. Çoğu zaman da bulurum aradıklarımı. Bir şehrin tarihine, geçmişine yolculuk etmek isteyenler için bulunmaz yerlerdir bitpazarları. Kimi zaman öyle ilginç şeyler çıkar ki karşınıza, şaşar kalırsınız.

Bu şehrin nerdeyse 70 yıl öncesinin tarihi benim arşivdeki naylon torbalarda duruyor. Onların bir bölümünü sizlerle paylaşayım istedim.

Eşraftan H. D. VEFAT ETMİŞ. Varisleri bir alacaklı listesi çıkarmışlar. Tarih 26.11.1950. Listede H.D.’nin ne iş yaptığı belli değil ama her kesimden müşterisi varmış. Listeye göre H.D. manifaturacı olması kuvvetle muhtemel. İşte alacak listesinden birkaç isim. Başçavuş Davut Apil, hastanede Elif, kuyumcu Leon, Sille’li Hamza, Melek Nadide, Patron Şerife, Gülter, arabacı Çakırın Hüseyin, Topak Elmas, Makbule, Sütçü Akabla, umumhanede Mürüvvet, patron Feride, Türbe önünde Şarapçı mevlit, Şahin Sinemasında Pomak Tevfik, terzi Mermene, üçüncü evde Şerife vb.

Tarih belirsiz ama yine 1950’li yıllar olmalı. Şehir yaşamı hayli şenlikliymiş. 30 kişilik kadrosu ile Eti Tiyatrosu gelmiş Yeni Sinema’ya. Başta, kıymetli ses sanatkârı Neriman Anltınses var. İlk temsil Sönen Işıklar. Facia 3 perde. Pek yakında ise 18 yaşından aşağı olanların göremeyeceği 3 perdelik tarihi korkunç bir eser var. İspanya Celladı.

Yine Yeni Sinema’da bir milli film oynuyor. Tarzan İstanbul’da. Reji Orhan Atadeniz. Başrolde Tamer Balcı. Yeni Sinema hayli hareketliymiş o yıllar. İnci Revü operetini getirmiş bir tarihte. Bu kere katarı çeken sanatçı Nermin Özses. İlk temsil 3 perdelik bir revü. Hatırım için. İkinci temsil ise Beşte Gelen fantezi bir revü.

Şehir Aile Bahçesi de hayli hareketli günler yaşamış. Yine tarihsiz bir ilan. Müjde. Şehir Aile Bahçesinde İstanbul’dan beklediğimiz büyük varyete ve bale heyeti bu akşamdan itibaren başlıyor. Heyetin başını ise Mısır’da 15 sene kalan ve hakiki bir Mısır rakkasesi olan bayan Ayşe Elsudani çekiyor. Her aile yemeklerini getirip bahçede yiyebilirler. Servis meccanendir.

Hayatta en sevdiğim şeylerden biri mektup yazmak ve mektup almaktır. Mektubun zevkini başka hiçbir iletişim aracı veremez. Geçmişte bizde mektubun en yaygın türü sanırım asker mektuplarıydı. İşte 18.3.1947 tarihinde Evreşede askerlik yapan A.O.’nun kardeşine yazdığı mektubun giriş bölümü.

“Yüksek bir huzura takdim.

Candan ve ciğerden çok sevgili Hayali gözünün önünden gitmeyen şafak yıldızı gibi parlayan sevgili kardeşim Bay…”

Dostunuz Y. İmzasını kullanan bir âşık ise nefis bir el yazısı ile aşkını söyle anlatmış:

“Melek Nerimanım.

Her gece rüyamda ikimizin aşk dalgası içinde yuvarlandığımızı görüyorum. Güzelim artık sabrım kalmadı. Bu rüyaları sahileştirmek lüzumunu görüyorum. İşte size bunun için bu mektubu yazıyorum. Bu rüyalar sahileşirse ne kadar bahtiyar olacağız, tasavvur edemezsin güzelim. Bu mektubumun cevabını sabırsızlıkla beklerim. Dostunuz Y.”

Yine güzel bir el yazısı ile yazılmış ve İstanbul Kadıköy’den gönderilmiş bir asker mektubunda bütün eşe dosta selamdan sonra gelen bir cümle dikkat çekici. Mektubun muhatabı okuma yazma bilmiyor olmalı ki yazan “bu mektubu okuyana da ayrıca selam ederim” ibaresini koymuş.

Kızılay Cemiyeti Konya merkezi ile Yardımsevenler Cemiyeti Konya Şubesi ortaklaşa bir yardım kampanyası açmışlar. Bastırılan makbuzlar bütün köylere dağıtılmış. Makbuzun üzerinde “Konya’nın Kahraman Erlerine Kışlık armağanı” yazıyor. Verilecek armağanlar ise yün çorap, yün eldiven, yün kuşak vb.

 

O yıllar iletişimde kartpostalların çok büyük önemi var. Suluboya ile çizilmiş kış görüntüleri, tarihi mekânlar, güzel kızların romantik portreleri. Yanıbaşında 1953 yılında bir sevgiliye gönderilmiş bir kartpostal duruyor. Bir Rumelihisarı görüntüsü. Hisarın önünden bir vapur suları yara yara gidiyor ve hisarın çevresi hala bakir.

1934 yılı şubatı Takvimi Ragıba göre şöyle: 1 Şubat hamsinin başlangıcı. İlk hafta fırtınalı ve şiddetli soğuk. Ay ortası ağaç dikim zamanının başlangıcı. 20 Şubat birinci cemre havaya. 26 pazartesi ikinci cemre suya ve leyleklerin göç mevsiminin başlangıcı.