Serdar Turgut'u korkutan gelişme
Habertürk yazarı Serdar Turgut, yıllar önce Amerika'da tanık olduğu ve kendisini şoke eden işbirliğini yazdı.
KUZEY Irak'ta Amerikan neocon'larının tasarımladığı bağımsız Kürt devleti kurulması projesinin İsrail tarafından da gönülden desteklendiği çok anlatıldı. Özellikle Barzani'nin aşiretinin Yahudi olması nedeniyle İsrail'in Kürt devleti projesinin aynı zamanda bir din projesi de olduğu uzun zamandır söyleniyordu.
Washington DC'de oluşturulan bu büyük projede, kıyamete inanan Evanjelik yanlarıyla neo-con'lar ve yine kıyamete inanan fanatik Yahudiler bir araya gelmiş, olağanüstü tehlikeli iş yapıyorlar. Bölgemizde yine kıyamete inanan İran faktörünün bulunması nedeniyle bu proje uygulanabilmesi açısından elverişli ortam buluyor. (Dün İran askerlerinin Kuzey Irak'a girmelerini bir de bu gözle değerlendirin.)
Türkiye acımasızca dünyanın sonu için oyunlar oynayan güçlerin ortasında bölgedeki tek rasyonel güç oldu. (Başbakan dün çılgınca bir şey yapmayarak çıldırmış tarafları şimdilik sakinleştirdi.)
Bundan sonra Ortadoğu'da barış ortamının gelmesini Türkiye koordine edecek, bunun başka alternatifi yok; çünkü etkin güçler dini fanatizmin pençesine düşmüşler, kıyamete doğru koşuyorlar.
Yardım gemimizin vurulmasından kısa süre önce İskenderun'da askeri tesislerin PKK tarafından vurulması, İsrail-PKK işbirliği komplo teorilerinin yeniden güçlü bir şekilde ortaya çıkmasına neden oldu.
İnsanın kendi sonunun geleceğini anlatsa bile her komplo teorisi zevklidir ve çok rağbet görür. Ben bugün komplo diye anlatılan olayların yarın tarih bilgisi diye anlatılabildiğini bildiğimden komplo teorilerini bir noktaya kadar ciddiye alırım.
İsrail-PKK işbirliği ve Kuzey Irak'ta bir Yahudi devleti kurulduğu teorisini, biraz sonra anlatacağım olay nedeniyle daha da ciddiye almaya başladım.
Bu anlatacağım olay, noktasına virgülüne kadar doğru.
Ben Türkiye'ye komplo hazırlandığını gözlerimle gördüm.
Olay ABD'nin başkenti Washington'da geçiyor.
O dönemde çalıştığım gazetenin Washington temsilcisiydim.
11 Eylül'den çok önce olduğundan, o zamanlar biz gazetecilerin Washington'da Pentagon, Dışişleri Bakanlığı gibi kurumlara girebilmemiz son derece kolaydı. Oralarda çalışan personel gibi kartımızı okutup giriveriyorduk içeriye.
Türkiye'ye karşı komplonun hazırlanışını gördüğüm gün, Pentagon'da istihbaratçı olarak çalışan kişiyle randevum vardı.
İlk önce odasına gittim. Oda arkadaşı, "Bir grup misafiri vardı, aşağı katta kafeteryanın yanında bir odaya gittiler" dedi.
Ben de aşağıya indim.
O günlerde özellikle istihbarat konularında Amerikan devleti içinde Türkiye'ye bakan hemen hemen tüm personel Yahudi'ydi. ABD göçmen ülkesi olduğundan hepsi de Amerika'nın çıkarlarının yanı sıra İsrail'in de çıkarlarını koruduklarını açıkça söylerlerdi.
Pentagon'da görmeye gittiğim kişi de fanatik bir Yahudi'ydi. Boş zamanlarında Pentagon yakınlarındaki mezarlıktaki taşlar üzerindeki isimleri, Yahudi geçmişi açısından incelerdi. Bir defasında beni de götürdü mezarlığa ve bir yaşlı kadın, ikimizi mezarlara karşı saygısızlıkla ve günah işlemekle suçladı.
Neyse Pentagon'da o gün kahvemi aldım, bulundukları odanın kapısını bir tıklatıp içeriye dalıverdim.
Şimdi sıkı durun. Manzara şuydu:
İstihbaratçı masaya oturmuş ve önüne bir harita açmıştı.
Haritada Türkiye ve Kuzey Irak görülüyordu. Unutmayın, Irak savaşının
başlamasından 20 yıl öncesini anlatıyorum. Adam etrafındakilere, Kuzey Irak'a çizdiği bölgede sınırlarının bir bölümü Türkiye'nin güneydoğusuna da taşan yeni bir ülkeyi anlatıyordu.
Masada onu dinleyenler, Barzani'nin Washington temsilcisi (adını hatırlamıyorum), Talabani'nin temsilcisi Behram Salih ve PKK Washington temsilcisiydi.
Bugünlerin kaderi o günlerde, Pentagon'un ikinci katında bir odada öyle çizildi.
Ben ne zaman komplo teorisine uyan bir gelişme duysam (yardım gemisine baskın, İskenderun'da askerimize saldırı ve İran'ın Kuzey Irak'a girişi gibi) o günler aklıma gelir ve her defasında da çok korkarım.
Dün Başbakan konuşmadan önce de çok korktum, umarım çılgınlığa o uymaz diye dua ettim. Son gelişmeler de gösterdi ki, Türkiye üzerinde çok büyük oyunlar oynanıyor.
Sakin olursak, oyunun büyüklüğüne uygun ciddiyeti ve rasyonelliği gösterirsek Türkiye bu acımasız oyundan başarıyla çıkacak.