Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun, Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 73. yılında kaleme aldığı yazıda "Atatürk diktatördü!.." başlığıyla okurlarına seslendi. İronik bir üslupta kaleme aldığı yazısında, CNN Türk'teki programda "Atatürk diktatördü" diyen Nagehan Alçı'ya isim vermeden çaktı. "Arsız, utanmaz, yalaka" gibi sözcükler ile Atatürk'e diktatör diyenlere yüklenen Coşkun, hükümeti ve Başbkaan Erdoğan'ı da eleştirmekten geri durmadı.
İşte Bekir Coşkun'un kaleminden Atatürk Diktatördü!.. yazısı:
"Atatürk Diktatördü!..
Onun için damadına kalkıp devletin parası ile gazete televizyon grubu aldı da kimse sesini çıkartamadı...
*
Mesela bu Meclis... Sülalen karşı çıkarken canını dişine takıp "diktatör" dediğin Atatürk açtı bu Meclis'i...
Yasaları yapsın diye...
Ama sen; açık meclisi yok sayarak, daha geçen gün KHK'lerle kanunları kendisi yapanı yalıyorsun, arsız...
*
Atatürk diktatördü!..
O yıllarda Almanya ve Avusturya'dan kaçan tam 142 bilim adamı, birçok Batı ülkesi dururken Türkiye'ye gelip ilimlerini sürdürebilmişlerdi... Ama daha on gün önce "bilim özgürlüğü yok edildi" diye 50 bilim adamımız TÜBA'dan istifa etti, senin ileri demokratın elinden...
Gazetelerde yazamadılar, televizyonlarda söyleyemediler bile korkularından...
İnsan biraz utanır...
*
Bir test yap istersen...
Çık sokağa şu sözcükleri bağır, bak bakalım insanların aklına kim geliyor:
"Korku..."
"Gemicik..."
"Kayıp trilyon..."
"Evrakta sahtecilik..."
"Villa, mücevherat, ticaret..."
"Hapisteki gazeteciler..."
"Bağımlı yargı..."
"Baskı..."
"Nefret..."
"Faşizm..."
*
Çık dene, diktatörü gör...
*
Bugün 10 Kasım...
Hayatta olmayan, silinmek istenen, hakaret edilen, artık hiçbir yaptırım gücü bulunmayan "diktatör" için bir millet sokaklara dökülüp onu özlemle, saygıyla, minnetle anacak...
Onun için ağlayanları göreceksin...
İstersen herhangi bir köy kahvesine girip ona bir laf söyle, başına geleni göreceksin...
Senin "Atatürk diktatördü" diyerek yalakalık yaptığın, altmış koruma arasında sokağa çıkamazken...
*
Şimdi mi aklına geldi Atatürk'ün diktatör olduğu?... Üç çeyrek asır sonra... Ama daha dünkü hukuksuzluğu, baskıyı, tehdidi, korkuyu duymadın...
Mesela; yazılmamış kitapların suç sayıldığından, gazete patronlarına yazar kovdurulduğundan, ayağa kalkmayanların hapse atıldığından, hırsızlık dosyasının kapağını açan savcıların sürülmesinden, muhalefet şerhi koyan hâkimlerin gönderilmesinden, yargının iktidara bağlanmasından, insanların yatak odalarına kamera sokulmasından, on binlerce insanın telefonlarının dinlenmesinden haberin olmadı...
*
Çünkü... Utanman yok...