100 yıl önce Konyada Vekil Olmak...

yazar-3

100 yıl önce Konya’da Milletvekili Olma Kriterleri

 

Türkiye 22 Temmuz’da yapılacak erken genel seçimlere adım adım yaklaşıyor. Seçime girebilecek siyasi partilerin kurmayları milletvekili adaylarının ve olası itirazları da dikkate alarak yedeklerinin isimlerini belirlemeye gayret ediyor. Konya’da ise mazbata aşkıyla yanıp tutuşan aday adayları nefeslerini tutarak 4 Haziran’da açıklanacak listeleri bekliyor.

Ben de bu sürece birazcık katkıda bulanabilmek için son birkaç günümü konuyla ilgili Osmanlıca yazılan eserleri okumaya, makaleleri incelemeye ayırdım. 100 yıl önce emek verilen, göz nuru dökülen kitapları gözlerim yanarak okumaya gayret ettim. Bu arada, Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi katalogunda 9521/2’ sayıyla kayıtlı “İslamiyet ve Meşrutiyet” isimli esere ulaştım. Bu eserin hem orjinalini, hem de Selçuk Üniversitesi Atatürk İlkleri ve İnkılap Tarihi Bölümü okutmanı Ahmet Atalay’ın Türkçeleştirdiği nüshasını taradım. İki defa İttihat ve Terakki’den milletvekili seçilen, sonra da Hürriyet ve İhtilaf Parti’sini kuran, Damat Ferit hükümeti döneminde Ayan Üyeliği’ne atanan Bozkır’ın kurt siyasetçisi Mehmet Zeynelabidin Efendi, “Meşrık-ı İrfan Gazetesi”nde milletvekili olma kriterlerini açıklamış.

Alın, işte size tam 100 yıl önce Konya’daki milletvekili olma kriterleri:

Birincisi: Milletvekili adayı, aday olacağı şehirde uzun süreli oturmuş, yaşamış olmalı, halkın mizacını iyi bilmeli. Bir şehirde oturmamış veya çıkıp gideli uzun zaman olmuş adamların bir kere iyi olup olmadığı bilinemez.

İkincisi: Şehre yarayacak her türlü kanunu ve o şehir halkının saadetini icap edecek şeyleri düşünüp beğenmeye ve böyle bir arayan toplamaya muktedir olmalıdır.

Üçüncüsü: Devletin şan ve şerefini düşünmeyecek kadar cahil olmamakla birlikte, sefih de olmamalıdır. Çünkü kendi malı kendine teslim edilemeyen sefih bir adama bu gibi vazife verilemez.

Dördüncüsü: Hükümetin kanunsuz ve haksız işlerini yüzüne beraber söylemek hususunda kimseden korkup çekinmez ve ölmekten bile kaçınmaz, dünya için kimseye müdane etmez olmalıdır.

Beşincisi: Parayı görünce her şeye boyun eğecek kadar bağrı yufkalardan ve parayı çok sevenlerden olmamalıdır. Yoksa milletin menfaati zayii olmak ihtimali ziyadeleşir ve memleketi açık açık uçuruma sürekler.

Altıncısı: Memuriyetini muhafaza etmek ve başka bir menfaatini korumak için şuna buna yüzsuyu dökmüş (ağlamış), kendisine haksızlık edenlere göz kırpmış, kendisi haksızlık etmiş olmamalıdır.

Yedincisi: Rüşvet almış, para ile onun bunun hakkını satmış, mahvetmişlerden de olmamalıdır.

Sekizincisi: Halk içerisinde zulmü, işkencesi olanlardan olmamalıdır.

Dokuzuncusu: İki sözlü, ikiyüzlü adamlar da milletvekili olamaz.

Onuncusu: Şunun bunun ayıbını arayan, daima iki kişi arasındaki gizli sırları anlamaya çalışan, hiç yoktan tertip türetenler de aday gösterilmemelidir.

Onbirincisi: Milletvekilliği bittikten sonra kendini idare edecek bir işi veya zenginliği olmayanlar da aday gösterilmemeli. Çünkü bu özellikleri olmayan kişiler hükümetin ayıbını örtüp boyun eğmeye mecbur kalırlar.

***

İşte böyle. Yukarıda tam 100 yıl öncesinin milletvekili olma kriterlerini okudunuz. 4 Haziran’a sayılı dakikalar kaldı. Oy pusulasına isimleri yazılacak adayların kimler olacağını biz seçiciler henüz bilmiyoruz. Ama siyaset seçkinleri biliyor. Yazımdan kimse özel bir anlam çıkarmasın. 100 yıl önce milletvekilleri adaylarının kriterlerini araştırırken aldığımız bilgileri size aktardık. Arif olanlar, arif olmak isteyenler, arif olmaya aday olanların bilgisine sunulur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.