12. Cumhurbaşkanını ilan ediyorum

Memleketi Kurtaran Adam

12. cumhurbaşkanını şimdiden ilan ediyorum

 

Ben. Evet, yanlış duymadınız, ben ölmez de sağ kalırsam, Abdullah Gül’den sonraki cumhurbaşkanınızım. Yalnız baştan belirteyim benim eşimin de başörtüsü var. Yani birileri o makama seçilmeme engel falan olacaksa şimdiden bişeyler yapmaya başlasın. Çünkü bir süre sonra yükselişimin önüne geçemeyecekler ve karizmam herkesin gözünü kamaştıracak…

Tebessüm etmeyin, Sezer’in cumhur reisi seçildiği günlerde Abdullah Gül Fazilet Partisi milletvekili olarak Meclis’te idi. Ogünlerde Gül çıkıp “11. reisiniz benim ülen” deseydi neler olurdu? Küçük at da cik cikler yesin diyeninden tutun da, sana yedirmezler yavrum orayı, diyene kadar bin türlü eleştiri alırdı. Ben de benzer eleştirilere hazırlıklıyım. İstediğinizi söyleyebilirsiniz, ama bilmelisiniz ki sayılı gün çabuk geçer ve pişman olabilirsiniz bugün söylediklerinizden.

Şimdiden belirtmekte fayda mülahaza ettiğim bazı hususlar var ki peşinen bilgi vermeyi vazifem bilirim. Efendim, ben öyle kırmızı ışıkta Sezer gibi durdu lafına filan gelemem. Çünkü kırmızı ışıkta durmayacaklar listesinde böyle bir şık yok. Daha sarı yanarken cillop gibi mersedesi durduracağım. Hem nasıl olsa benzin parası devletten. Dur kalk yaptık diye bana bi zararı da dokunmaz. Efendim markete gittiydi falan filan lafına da gelemem. Arkadaşlar ben macir bazarından yişil soğan, maydiniz, kelek, garpız filan almaya gelmez isem bilin ki değişmiş gitmişim demektir. Kendi şehrime de faydam dokunmaz o zaman.

Haa unutmadan vurgulamalıyım, eşim dans mans bilmez, ama ben iyi dans ederim. Karnı geniş birisinin karısını taktım mı koluma herkesin şaşkın bakışları arasında resepsiyonların tozunu atar, mekânın aranılan adamı oluveririm. Hem dans, yemekte yediğimiz o adını bile hatırlamayacağımız Fransız mutfağının tuhaf  yemeklerini eritmemize yardımcı olur. Bir de her ne kadar başkasının karısıyla dans etmeye okey verdiysem de şampanya mampanya türü acayip içeceklerden içmeyeceğimi bilmelisiniz. Sufranızda olmaz ya, vişne şurubu veya kayısı hoşafı varsa tası depeme dikmeden, usulüne uygun bir şekilde bardakta içerim. Milli içeceğimiz ayran olursa aliyyül ala olur tabi. En azından bir suyunuzu içerim canım.

Eğer resepsiyonu ben düzenliyor isem, bilmelisiniz ki demokratlık bilmem nelik adına öyle içki miçki getirtmem sufraya. Ben içmediğimi başkasına da ikram itmem arkadaş. Haa cebinizde küçük bir şişeyle getirip bi kenarda demlenmek isterseniz, siz bilirsiniz. Kovalayacak değilim. İşte orada demokratlık yaparım. İçen kendi bilir.

Yav valla benden iyi cumhurreisi olur bee. Size anlatırken heyecanlandım gitti valla…

Son olarak bir hususu daha belirtmeliyim ki, benim için önemlidir. Yurtdışı gezilere yerel basından da birilerini götüreceğimi şuraya not idiyim de unutmayayım sona. Tabi her gazete ve TV’den birer kişi. Öyle bir seferinde birinden götürüp ondan sonra bu işten vazgeçersek, ne olur, gidenin yanına gittiği kar kalır. Ötekiler de avucunu yalayıverir. Yaşamadık mı?!.

Hele bekleyin bakalım, şurda ne kaldı? 6 sene 11 ay üç hafta. Sayılı gün çabuk geçer…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.