Fransa’da geçtiğimiz günlerde, Peygamber Efendimize karikatürlerle hakaretler eden bir dergiye yönelik saldırıda 12 kişinin hayatını kaybetmesiyle tüm dünya ayağa kalktı.
Filistin topraklarında İsrail devletinin kurulduğu 1948’den bu yana öldürülen Filistinli sayısı 90 binin üzerinde… Sadece 2014 Temmuz-Ağustos Gazze saldırılarında çoğu çocuk, yaşlı ve kadın olmak üzere katledilen Filistinli sayısı 3 binin, yaralı sayısı da 10 binin üzerinde…
ABD’nin “demokrasi getirmek” üzere çok uluslu koalisyon güçleri ile birlikte işgal ettiği Irak’ta ölen sivil insan sayısı 1 milyondan fazla…
ABD’nin 11 Eylül olaylarını bahane ettiği ve “haçlı seferleri başlatıyoruz” diyerek işgal ettiği Afganistan’da ölen sivil insan sayısı 60 bini aştı.
Suriye'de 4. yılına giren iç savaşta ölenlerin sayısı 200 bine ulaştı.
Bu rakamlara yaralılar ve yurtlarından ayrılmak zorunda kalanlar dahil değil.
Daha geride Somali’de, Arakan’da, Pakistan’da, Doğu Türkistan’da, Mısır’da ve diğer Müslüman coğrafyada öldürülen, vatanlarından sürülen ve zulme maruz kalan 10 binler var.
.
*** ***
Bu ülkelerde devlet terörü uygulanarak öldürülen sivil insan sayısı toplam olarak 1,5 milyonu bulmuşken, Fransa’da 12 kişinin öldürülmesi olayı kadar dünya medyasında yer almadı. Dünya kamuoyunda 1,5 milyon insanın ölümü, 12 kişinin ölümü kadar ses çıkarmadı, gündem oluşturmadı.
Demek ki, 12 (On iki), 1,5 milyondan büyükmüş de biz bilmiyormuşuz. Demek ki, Müslüman olmayan 12 kişi, Müslüman olan 1,5 milyondan daha değerli, daha üstünmüş. Demek ki dünya 5’ten değil, 5 dünyadan daha büyükmüş. Demek ki, içinde yaşadığımız dünyada değer verilmek için insan olmak yeterli değilmiş, kişilerin renklerine, dinlerine ve inançlarına göre bir insanlık ayırımı yapılıyormuş. Hay böyle dünyanın…
*** ***
Olayın bir tezgah mı yoksa gerçekten Müslüman olan birkaç kişinin Peygamber Efendimize yapılan hakaretlere tahammül edemeyerek yaptıkları bir eylem mi olduğu tam olarak belli değilken, bugüne kadar İslami faaliyetlere hoşgörüyle yaklaşan Fransa’da hemen Müslüman avının başlatılmış olması, yapılan bu eylemin maksadını ortaya koymuş ve bize bir ipucu vermiş oluyor.
Eylemi yapanların samimi Müslüman olmalarından daha fazla önemli olan husus, onların bu eylemi kendi iradeleri ile mi yoksa maksatları farklı olan başka güçlerin iradeleri ile mi gerçekleştirmiş olmalarıdır.
Fransa’nın bundan sonraki tutumu bu konuda belirleyici olacaktır.
*** ***
Olayın hemen ardından Paris’te yapılan protesto yürüyüşüne 50 ülkeden temsilciler katılırken, Türkiye bu yürüyüşe 7-8 ülke ile birlikte Başbakan düzeyinde katıldı.
Keşke Başbakanımız Ahmet Davutoğlu bu yürüyüşe bizzat kendisi gitmeseydi de, bir temsilci gönderse idi ve en büyük terörist ülke olan İsrail’in Başbakanı büyük katil Netanyahu ile aynı safta yer almasa, aynı amaç uğruna adım atmasa idi. Bu konuda gönlümüz yaralı… Sağlıklı ve mutlu kalınız efendim.
NOT: Kanal 42 TV’de yayınlanan HASBİHAL programımda, 18 Ocak Pazar günü saat 11.00’de Konya Büyükşehir Belediyesi Koyunoğlu Müzesi ve Kütüphanesi Müdürü Hasan Yaşar konuğum olacaktır. Ayrıca geçen hafta Mustafa Güçlü ağabeyimle yaptığımız Hasbihal, 17 Ocak Cumartesi günü saat 11.00’de tekrar yayınlanacaktır. Dualarınızla birlikte sizi de bekliyoruz efendim.