2006 yılında resmi kayıtlarda yaşı 14 olan Emine Erbaş, Ahmet Erbaş ile evlenerek yuva kurdu. Emine Erbaş'ın, çocuk yaşta evlendiği için eşi ve ailesi hakkında açılan kamu davasıyla mutluluğu yarım kaldı. Davayla birlikte hayatları bir anda kabusa dönen Erbaş çifti, daha sonra Kocaeli’nin Çayırova ilçesine göç ederek yaşamlarına devam etti. 2006 yılında açılan kamu davasını 2016 yılında mahkemenin sonuca bağlamasıyla Emine Erbaş, büyük bir şok daha yaşadı. Mahkeme, açılan kamu davası sonucunda Emine Erbaş’ın eşi Ahmet Erbaş (31) ve annesi Özgür Arslan’ı tutukladı. 10 yıl sonra neticeye bağlanan davanın ardından tutuklanan Ahmet Erbaş ve anne Özgür Arslan, İzmir’deki cezaevine gönderildi.
Eşine 10 yıl, anneye 3 yıl hapis cezası
Eşi ile annesinin tutuklanmasıyla üç çocuğu ve iki kardeşiyle birlikte ortada kaldığını söyleyen Emine Erbaş, Ereğli ilçesine dönerek üvey annesinin yanında kalmaya başladı. Kocasını sevdiğini ifade eden ve şu an da 24 yaşında olan Emine Erbaş, babasının kendisini üç yaş küçük yazdırdığını evlendiğinde ise normal yaşının 17 olduğunu belirtti. Resmi kayıtlara yaşı 14 geçtiği için haklarında kamu davası açıldığını belirten Emine Erbaş, "10 yıl sonra verilen kararda eşim Ahmet Erbaş ile annem cezaevine girdi. Kemik yaşım bile ölçüldü. Yetkililere yaşımın küçük yazıldığını da anlattım ancak bir sonuç alamadım" dedi.
"Yaşadığım sıkıntılar nedeniyle sütüm bile çekildi"
Eşinin 10 sene 10 ay, annesinin ise 3 buçuk sene ceza aldığını söyleyen Emine Erbaş, "Her ikisi de şuan İzmir’de cezaevinde yatıyor. Onlar cezaevine girdikten sonra bana üvey annem sahip çıktı. Şu an üç çocuğum ve iki kardeşim ile burada yaşamaya çalışıyoruz. Babaları cezaevine girdiğinde ikizlerim 40 günlüktü. Şimdi 3 aylık oldular. Bu çocukların bezi mamasını gelen yardımlar ile karşılıyorum. Yaşadığım sıkıntılar nedeniyle sütüm bile çekildi. Verilen karar bizleri çok mağdur etti" dedi.
"Çocuklarıma babasından daha iyi kimse bakamaz"
Evlendikten sonra Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde yaşamaya başladıklarını kaydeden Emine Erbaş, "Eşim nakliyecilik yaptığı için geçimimizi sağlıyorduk. Kimseye muhtaç değildik. Eşim bizlere sahip çıkıyordu. Reşit olduktan sonra beni nikahına geçirdi. İkisi ikiz üç çocuğumuz oldu. Cezaevine girdikten sonra buraya gelmek zorunda kaldım. Sağdan soldan gelen yardımlar ile geçinmeye çalışıyoruz ama bu çocuklara babalarından daha iyi kimse bakamaz. Babaları çıkınca bu yavrular 10 yaşında olacaklar. Çok kötüyüm psikolojim bozuldu. 7 yaşındaki çocuğum hasta oldu. Çok perişanız, eşimin içeriden çıkmasını istiyorum" şeklinde konuştu.
"Asıl şimdi mağdur olduk"
Eşinin ve annesinin cezaevine girmesiyle birlikte asıl mağduriyeti yaşadıklarını dile getiren Emine Erbaş, "Asıl şimdi mağdur olduk. O yüzden Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan yardım istiyorum. Yargıtay’a ve meclise sesleniyorum. Bana yardım etsinler, sesimi duysunlar. Annem ve eşimin çıkmasını istiyorum. Dava yeniden görülsün. Beş çocukla ortada kaldım. Üvey annem olmasaydı sokakta yaşayacaktık. Herhalde devlet benim mağduriyetimi gözettiği için ceza verdi ama ben şimdi daha çok mağdur oldum. Gittiğim kapıların hepsi yüzüme kapandı. Hiç kimse yüzüme bakmadı. Kimseye sesimi duyuramadım. 3 aydır gitmediğim yer kalmadı. Bana Allah rızası için yardım etsinler. Sesimi duyursunlar artık dayanamıyorum" ifadelerini kullandı.
Emine Erbaş, eşinin resmine her gün bakıp ağladığını ve oğlu Sinan’ın da kendisiyle birlikte fotoğrafa bakıp gözyaşı döktüğünü söyledi.
Emine Erbaş’ın 7 yaşındaki oğlu Sinan Erbaş da, babasını özlediğini ve bir an önce cezaevinden çıkmasını istediğini anlattı.