MUSİBET: Ansızın gelen bela, sıkıntı, hoşlanılmayan şeyler, hedefine isabet eden mermi gibi insana şiddetle dokunan hâdise ve felaketler demektir. İnsanı üzen her şey musibettir.
Musîbet, kelimesi daha çok şerri ifade eder.
Musibet, toplumlarda ahret, mahkeme-i Kübra öncesi dünyada kurulan mini ahret, Mahkeme-i Kübra, sırat, antrenmandır. Test, çözümlü deneme sınavıdır. Topluma ışık tutar, sırları, gizli açık her şeyi açığa çıkarır.
Toplum hayatında siyasi, ekonomik, sosyal alanda yaşanan çalkantı, kargaşa, darbe gibi önemli olaylara ve sıkıntılara Müsibet penceresinden bakmak gerekir.
Bazen olur ki bir kişiye veya topluluğa bir yanlışı, ihmali, fitneyi, hileyi, olacakları bin dereden su getirseniz, kitaplar yazsanız, bas bas bağırsanız anlatamazsınız. Bazen bir musibet topluma yüzlerce iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı, güzeli-çirkini, Sap ile samanı, kötü ile iyiyi ayrıştırır.
Toplumları silkeler, kendine getirir, kötüleri sırtından atar, temizler. İki yüzü olan kötülerin diğer yüzünü gösterir. Kötüleri içinden atar, kıyıya vurur. Suçlular cezalarını bulur.
Bizim hayır olarak bildiklerimiz ŞER, şer olarak bildiklerimiz HAYIR olabilir. Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir, evladır.
15 TEMMUZ BİZLERE;
1-Yıllardır söylenmeyenler söylendi, konuşulmayanlar konuşuldu, tartışıldı.
2- Darbeleri anlatamadığımız 30 yaşın altı gençlerimize darbeleri,
3-28 Şubat’ın son darbe olmadığını, uyanık olursak darbelerin ancak başarısız olacağını.
4-Darbeyi savmak için milyonlar meydanlara koşarken, market, ATM ve istasyonlara koşan, meydanlara inmeyen, evinden izleyen yüz binlerin olduğunu,
5-Önce Allah(cc), sonra halk istemedikten sonra darbe yapılamayacağını.
6- Devlete, halka, değerlerimize, ulül Emr’e dil uzatanlara sessiz kalınmaması gerektiğini.
7-‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!’ diyenlerin yılanları beslediğini,
8-Devlet malını yemeyenlerin değil, yiyenlerin domuz olduğunu,
9-Halkı görmezden gelenlere bir daha ‘Yeter artık söz milletindir!’ sözünü,
10-Anadolu insanının devletinden, halkından, değerleri ve liderlerinden yana olduğunu.
11-Kişileri, güçleri, kurumları kontrol altında tutmamızı, kontrolsüz gücün güç olmadığını.
12-Türkiye’de darbe yapan ‘Bizim çocukların’ ağabeyleri gibi ‘yalancı’ olduklarını.
13-Darbe yapanların darbe öncesi, darbe günü, darbe sonrası planları olduğunu.
14-Üç ağacı bahane ederek GEZİ’de meydanları inciten, camları kıranlara incitmeden, kırmadan meydanlara nasıl inildiğini,
15- Kurumlarda çalışanlarda liyakat, ehliyet, ilim ve vicdanın esas olduğunu,
17-Bizde darbeleri dışarı ve içerdeki kötü adamların yaptığını,
18-İçimizde ki iki yüzlü insanlara hoşgörü ve müsamaha göstermemek gerektiğini,
19-Üst aklın, millete en büyük zararı kendi içinden çıkmış insanlara yaptırdığını.
20-Üst aklın, Liderini durduramadığı ülkelere darbe yaptığını,
21-Şahsımıza yapılan haksızlığı affetmemizi, devletimize yapılanı asla affetmemeyi,
22-Tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatanın herkesin davası olduğunu,
23-'Sallarım başımı, alırım maaşımı!' diyenlerin çalıştığı kurumların kokuştuğunu,
HATIRLATTI VE ÖĞRETTİ !!!
Allah(cc) büyük musibetlerden bizleri korusun.