İSTANBUL (AA) - AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, "'Siz siyasetin içerisinde bir temizlik yaptınız mı?' diyorlar ya evet, biz temizlik yaptık. 17-25 Aralık 2013'ten sonra AK Parti seçimler ve kongreler üzerinden zaten bilinen ve kamuoyunun da bildiği kişiler ve onların dışında kimse var mı baktı, gerekli temizliğini yaptı. 'Bunlar yargılandı mı?' Bunların yargılanıp yargılanmaması tamamen hukukun meselesidir. Siyaset kendi hassasiyetini gösterdi."
Ünal, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "15 Temmuz Sempozyumu"ndaki konuşmasında, 2010'da 26 maddelik bir paketle halk oylamasına gidildiğini hatırlatarak, bunun sonucunda "vesayetin belinin kırıldığını" dile getirdi.
O güne kadar sivil toplum örgütü, dini grup görünümündeki bir yapının vesayetten boşalan yeri doldurmak istediğini anlatan Ünal, şöyle devam etti:
"Siyaset doğası gereği vesayet kabul etmez. 'Siz siyasetin içerisinde bir temizlik yaptınız mı?' diyorlar ya evet, biz temizlik yaptık. 17-25 Aralık 2013'ten sonra AK Parti seçimler ve kongreler üzerinden zaten bilinen ve kamuoyunun da bildiği kişiler ve onların dışında kimse var mı baktı, gerekli temizliğini yaptı. 'Bunlar yargılandı mı?' Bunların yargılanıp yargılanmaması tamamen hukukun meselesidir. Siyaset kendi hassasiyetini gösterdi. Diğer siyasi partilerde, özellikle ana muhalefet partisini kast ediyorum, maalesef böyle bir hassasiyet ortaya çıkmadı. Nihayetinde siyaset, doğası gereği vesayet kabul etmediği için zaten bu mücadeleyi verdi. 15 Temmuz bize bir şeyi daha gösterdi: Güçlenen siyaset, oluşan siyasal kültür ve demokrasi kültürü. 16 yıllık istikrarın sonucu bu ortaya çıktı."
Ünal, 16 yıl boyunca Türkiye'nin sorunlarını sistemin gücüyle çözmedikleri, siyasetin gücüyle hareket ettiklerini ifade ederek, "Her seferinde sistem arıza verdiğinde biz, millete gittik. Her 2 yılda bir millete gitmek zorunda kaldık. Millet bize onay vererek, sistemi bir yere getirdi. Bu süreç, ciddi anlamda siyasal bilinç oluşturdu. Bu, daha sonra geziyle, 17-25 Aralık'la, 6-7 Ekim olaylarıyla, bilendi ve 15 Temmuz'da, adeta devletin ortadan kaldırılma noktasına gelindiği anda millet ortaya çıktı, 'Devlet benim.' dedi." diye konuştu.
O gecenin bir ahlakı, demokrasi kültürü, siyasal kültürü ve sonucunda bir davranış biçimi olduğunu kaydeden Ünal, "Kendisine kurşun sıkan tek bir askerin elindeki silahı alıp kurşun sıkmadı, tek bir yağma yaşanmadı, tek bir silaha el konulmadı. Adeta bir görünmez bir hukuk, o gün ortak bir bilinç halinde harekete geçti ve o darbecileri millet aldı, güvenlik güçlerine teslim etti. Silahlara ve hiçbir şeye dokunmadan ne varsa devlete teslim etti. Sabahleyin de kalktı işine gitti." dedi.
- "Siyasetle FETÖ'yü birlikte düşünmemiz mümkün değil"
Ünal, 15 Temmuz'un demokrasi kültürü ve siyasal bilincin bir dışa vurumu olduğunu belirterek, "Arkasında büyük bir tarihsel arka plan, bu milletin kendi iradesinin egemen kılınma mücadelesinin sonucu olarak 15 Temmuz aslında bir finaldi. Bana göre 15 Temmuz, 24 Haziran günü bu aziz millet tarafından bitirilmiştir." ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün devlet içine sızmış ve millet iradesini baypas edip eski vesayet odaklarının yerini almak olan başka türlü bir vesayet odağı olduğunu anlatan Ünal, şunları söyledi:
"Siyasetle FETÖ'yü birlikte düşünmemiz mümkün değil. Çünkü bu tür yapıların doğası siyasetle zaten uyuşmaz. FETÖ dediğimizde insanlar silahlı bir terör örgütü hayal ediyor, ezberlerinden dolayı. FETÖ, yeni nesil bir terör örgütüdür. Yeni nesil terör örgütleri kamu düzenine dönük oluşturdukları şiddet sarmalını silah üzerinden oluşturmuyor. Devletin bütünlüğüne, anayasal düzene, kamu düzenine dönük farklı saldırılar yeni nesil terör örgütleri tarafından üretiliyor ve ortaya konuluyor."
AA