15 Temmuz Unutulmaz

Salih Sedat Ersöz

                                                       

15 Temmuz 2016 gecesi.

Evveli asrın ihaneti, sonu asrın zaferi olan gece…

Başlangıcı zifiri karanlık, sonu apaydınlık olan gece…

Öncesi ruhlarda kasavet oluşturan, nihayeti gönüllerde ferahlık oluşturan en uzun gece…

T.C. döneminde gerçekleştirilen en kanlı darbe girişimine karşı milletimizin destanlar yazdığı gece…

İnsanlarımızın çoğu bilmese de, benim ve benim gibi Milli Görüşle yoğrulup gelenlerin nasıl bir hain olduklarını 40 yıldır bildiği ve karşı olduğu FETÖ grubunun, güzel ülkemizi dış güçlere peşkeş çekmek amacıyla kalkıştığı o ihanet gecesi…

Nasıl mı biliyorduk?

İçinde yer aldığım başında Allah dostu, büyük mürşid Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’nin bulunduğu İskender Paşa cemaati, merhum Erbakan hocamızın basireti, firaseti, ileri görüşlülüğü ve merhum babacığım Veyis Ersöz’ün bize kazandırdığı dosdoğru yol sayesinde…

Erbakan hocanın Milli Görüş Okulunda yetişip gelenler, hocamızın eğitim seminerlerinde söylediği, “çocuklarınızı Fetullah Gülen’in okullarına verirseniz yahudiye asker yetiştirmiş olursunuz” sözüne muhatap oldukları için biliyordu bu tehlikeyi…

Tabi ki Erbakan hocamızın da Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi’nin rahle-i tedrisinde yetiştiğini de söylememiz gerekir.

Merhum babacığım Veyis Ersöz bizleri öyle titiz yetiştirdi ki, nereye gittiğimizi, kimlerle temas kurduğumuzu, hangi gruplarla iç içe olduğumuzu adım adım takip eder, gerekli uyarı ve ikazları yapar, ehli sünnet ve gerçek tasavvuf yolundan kıl kadar ayrılmamıza müsaade etmezdi.

İşte bu güzel üçlü beni ve efradımı mânevi olarak öyle bir kuşatmıştı ki yanlış yollara tevessül etmemiz asla mümkün değildi. Bunun için Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Allah (cc) her üçüne de rahmet etsin. Mekânları cennet olsun.

Böyle yetiştiğimiz için şu anda Necmeddin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesinde okuyan oğlum Eymen, üniversite sınavlarına hazırlanırken sabah dershanelerinden beni onlarca kez aramalarına ve oğlunu en iyi özel okullarda ücretsiz okutacağız şeklindeki cazip tekliflerine her defasında ret cevabı vermiştim.

Hatta bıkmadan usanmadan sürekli aramalarına karşı, “ben oğlumu size teslim etmem, boşuna uğraşmayın” şeklindeki kesin cevabımdan sonra ümitlerini kesmişlerdi.   

15 Temmuz gecesi ve o geceyi kana bulayan hainler ile ilgili çok şey yazıldı, söylendi. Ben de çok şey yazdım, çok şey söyledim. Ben zaten o ihanet gecesine gelmeden yıllar öncesinden itibaren bunların her türlü faaliyetleri ile ilgili yazılar kaleme aldım.

Dinler arası diyalog, Abant toplantıları, İsrail ile olan yakınlıkları, Mavi Marmara gemisi olayından sonraki açıklamaları, TV’lerindeki ihanet kokan diziler, Türkçe olimpiyatları adı altında insanımızı büyülemesi gibi her türlü icraatları hakkında yıllardır yazılar yazdım.

Allah’a şükürler olsun ki  gerek siyonizmin kölesi olan bu gruba ve bunların başındaki hain başına, gerek yine aynı dış güçlere bağlı gerçekte mason ve İsrail uşağı olan Adnan Oktar mehdi bozuntusuna gerekse kökü dışarıda olan, Allah ve Rasulünün yolundan sapmış ve bu değerlerimizi istismar eden her türlü oluşumlara zerre-i miktar muhabbet duymadığımız gibi net bir şekilde karşı duruş sergiledik.

28 Şubat ve 15 Temmuz gibi milletimizin değerlerini yok edip, Türkiye’mizi dış güçlere teslim etme planları işte bu FETÖ ve Adnan Oktar gibi köleler, uşaklar eliyle sahneye konmaktadır. 28 Şubatta da aczmendiler denen zavallı uşakları kullanmışlardı. Bunları ve bundan sonra ortaya çıkacakları iyi tanımak, iyi bilmek ve ölçülerimize iyi sahip olmak gerekir. Zira bunların tamamı aynı dış güçlere bağlı piyonlardır.

Bu ihanet şebekelerini çok şükür ki milletimiz tümüyle anladı, kavradı ve 15 Temmuz ihanet girişimini ölümüne gösterdiği dirençle bastırdı. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen bugün bile o heyecan fırtınasının eksilmeden aynen devam ettiğini 15 Temmuz yıldönümünde gördük, yaşadık. Tarihte ender görülen bu ihanet girişimi hiçbir zaman unutulmamalı, unutturulmamalıdır.  

Yazıyı fazla uzatmayayım. 15 Temmuz Gecesi şiirim 15 Temmuz’un yıldönümü olan Pazartesi günü yayımlanmıştı. Bugün de daha önce yazdığım bir şiirimle sizleri baş başa bırakıyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

 

BU DUAYA ‘AMİN’ DİYELİM

Cennet Vatanımızı dış güçlere peşkeş çekenleri,
Ülkemizin huzurunu bozmak isteyenleri,
Paralel Devlet Yapılanmasındaki hainleri,
Kahhar ismi şerifinle kahreyle Sen Yarabbi!

Ülkemizi bir gecede kan gölüne çevirenlere,
Çocuk, kadın, yaşlı demeden öldürenlere,
Çete reisinin emriyle hareket edenlere,
Bir daha gün yüzü gösterme Sen Yarabbi!

Pensilvanya'daki psikopat haydut başını,
O iblis, o hain, o deccal Amerikan uşağını,
Türkiye düşmanları hesabına çalışan bu ajanı,
En kısa zamanda cehenneme gönderiver Yarabbi!

Milletin iradesine tasallut edenlerin,
Hak ve özgürlüğümüzü gasp edenlerin,
Milletin silahını millete yöneltenlerin,
Ocaklarını başlarına geçiriver Yarabbi!

Ne yapsalar, Türk Milleti kabul etmez zilleti,
Yılmaz mücadelesiyle def eder başındaki illeti,
Vatanına, Ülkesine sahip çıkan bu Milleti,
Kıyamete kadar, Sen bahtiyar eyle Yarabbi!

Çanakkale geçilmez ruhuyla destanlar yazan,
İstiklal mücadelesi ruhuyla kıyama kalkan,
Vatanı için ölümü göze alarak şahlanan,
Bu milleti, tekrar, İslam Âleminin lideri yap Yarabbi!

Salih Sedat der ki, sözde hizmet hareketi,
Karanlık güçlere hizmetinin olmazdı bereketi,
İslam'ı istismar eden bu ihanet şebekesi,
Aldı milletten cevabını,
Sonrasını Sana havale ediyoruz Yarabbi!