Bugünkü eser tanıtımını müelliflerinin anlatımlarındaki satır aralarından okuyalım efendim;
Şahâb, 2. Meşrutiyet’in ilânından sonra Konya’da çıkan üçüncü dergi olarak kabul edilebilir. Kendisinden önce Bârika (1909), Ufk-i Âtî (1911) yayımlanmıştır. Ufk-i Âtî’den hemen bir yıl sonra Şahâb’ı görüyoruz. Dolayısıyla Ufk-i Âtî’nin bazı yazar ve şairlerinin Şahâb’ta yazmalarını normal karşılamak gerekmektedir. Özellikle Ufk-i Âtî deneyiminden geçenlerin Şahâb’a bir hayli katkıda bulunduğu söylenilebilir.
Dergiyi çıkaranlar ve yaşatmak isteyenler genellikle Konyalı gençlerdir: Muzaffer Hâmid, Hulki Âmil, Namdar Şahâb, Cevdet Tahir, Naci Fikret, Mehmet Muhlis, Cemil Sena gibi. Bunlara Niğde’den, Seydişehir’den, Ankara ve İstanbul’dan tanıdık arkadaşları da yazı yardımında bulunmuşlardır.
Dergide öncelikle birkaç sayı süren, yani tefrika edilen yazılar olduğu gibi bitmemiş yazılar da vardır. Genç yazar ve şairlerimiz yazdıklarını birilerine ithaf etmeye son derece meraklı görünmektedirler. Gerek şairler gerekse düzyazı yazanlar bunun güzel örneklerini vermişlerdir.
Dergideki yazılar içerisinde çok sert ve hırçın bir kalemin elinden çıktığı hissi verenler olduğu gibi, oldukça tatlı bir mizah havası taşıyanlar da vardır.
Dergide topsumsal hayatı ilgilendiren konuların ağırlıklı olarak işlenildiği söylenebilir. Zira toplumun bazı kesimlerinde görülen alafrangalık eğilim ve izlerinin “gösterişizm” şeklinde labildiğine eleştirilmesi dikkate değer bir durumdur. Konya ve çevresinde de bunun örneklerine rastlandığına işaret edilmektedir.
Derginin“kısm-ı edebî, kısmı ictimâ’î, ictimâ’î hâdisât” üst başlıkları altında yayımladığı makaleler o günkü toplumumuzda son derece canlı ve yaşayan konularla ilgilidir. Özellikle psikoloji, sosyoloji, eğitim sahalarındaki çağdaş gelişmelerden haberli olan gençlerden, başta Mehmet Hulis, Naci Fikret gibi Konyalı yazarlar, geniş kültür ve birikimleriyle dikkati çeker.
Sonuç olarak Şahâb belki hacim olarak küçük, ama içindeki yazılarıyla son derece yararlı bir dergidir. Kültürümüzdeki yeni oluşumları, çağdaş dünyadaki gelişmeleri az çok izleyen yazarlarıyla da ayrı bir değer taşımaktadır. Ayrıca yeni lisânla yazılmış şiir ihtiva etmesiyle dikkatimizi çekmektedir. Bu, ülkemizdeki dili sadeleştirme eğiliminin Anadolu’da yaşayan şair, edip ve yazarlarca zamanından çok daha önce ve doğru kavrandığını göstermesi açısından son derece önemli bir tespittir.
Eserin arka kapak yazısındaki tanıtımı ise;
“Basın tarihini bilenler II. Meşrutiyetin 1908 yılında ilânına ayrı bir önem verirler. Çünkü getirilen serbestlik ortamında basın, hızlı bir gelişme dönemine girer. Gerek İstanbul’da, gerekse Anadolu’nun belli başlı kültür merkezlerinde çok yoğun bir basın hayatı yaşanmaya başlar. Peş peşe gazete ve dergiler çıkarılır, yeni yeni yazarlar /muharrirler ortaya çıkar. Bir önceki dönemden çok daha farklı konulara değinilir.
Dergicilik alanında Konya’da da benzer durum görülür. Önce Bârika(1909) çıkar, onu Ufk-ı Âtî izler. Ne var ki bu dergiler çok yaşamaz. Yeterli okuyucu bulunamaz. Çünkü bu dergilerde yazanlar kalem denemelerinin henüz başındaki genç insanlardır fakat edebiyata, felsefeye, toplum bilimlerine son derece meraklıdırlar. Onların bu merak ve hevesleri Şahâb’ın çıkmasına vesile olur. Şahâb şimdiye kadar ele geçmemiş bir dergidir ve ilk defa bu vesileyle yayımlanmıştır. Bizce Konya’daki dergicilik tarihî bakımından son derece önemlidir. “ şeklinde.
Şahâb’ı düzenleyerek yayın hayatına yeniden kazandıran değerli araştırmacı yazarlarımız Mustafa Özcan, Gülsün Koçer ve Sena Küçük’ü buradan tekrar tebrik etmek istiyorum.
Feyizli ve bereketli bir Ramazan ayı geçirmeniz dileği ile…
Selametle,ihsanla kalınız.
Kitap ve Yazar Hakkında Bilgiler
Kitap Hakkında
Yayın Tarihi: 2016
Yayınevi: Palet Yayınları
Baskı Sayısı: 1.Baskı
Sayfa Sayısı: 175
Temin Adresi: Palet Yayınları Rampalı Çarşı No:42 Meram/ Konya
Kitabı Yayına Hazırlayanlar
Mustafa Özcan
Gülsün Koçer
Sena Küçük