Hani 2004 mahalli idareler seçimlerinden sonra da bendeniz bu şekilde- 2007 seçimlerine ne kaldı, gelin biran evvel yol haritamızı genel hatlarıyla belirleyelim de hiç olmazsa bu dönem bari bir vekil çıkaralım… dediğim den bana gülenler vardı ya. Şuan bana hak vermekten başka seçenekleri kalmadığını, itiraf edebilecek yürekliliği beklemiyorum.
Keşke o zamanlardan birlik olup bir lobicilik ve kulis faaliyetlerine girişilseydi de şuan bizlerde meclise içimizden bir vekil çıkarmanın mutluluğunu yaşıyor olsaydık...
Neyse gelelim mevzu muza. 2009 Mart’ın da yapılacak Belediye Başkanlığı seçimleri için, gönlünde aslan yatan aday adayları için “Start” zili çalmıştır. Sakın ha!.. -Hele o aylara ve günlere bir gelelim, gereğini yaparız… demeyin. Yoksa atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş olur, benden söylemesi. Nerden bildiğimi sormayın, çünkü tecrübe konuşuyor.
Geçen dönemki aday adaylığım süresince bana hep söylenen ilk ifade şu olmuştu. “–Valla iyisin hoşsun tamda aradığımız adamsın amma, biz falanca arkadaşa biraz söz kaçırdık. Hem o senden çok daha önce yola çıktı niyetini bildirdi ve gereğini yapıyor. (Yani önceden yola çımanın avantaj olduğu olayı) Sen daha önceleri falanca partide siyaset yapıyordun değilmi, onun için sen bir dönem bekle ve rüştünü ispatla…” Ve daha buna benzer aslında gerçek olmayan, sallama tarzı adayı küstürmemek için söylenen latifeler. (Tabii yersen..)
Yani ben bunları niye anlatıyorum, biliyor musunuz? İnanın kendi adaylığımı açıklamak ya da niyet belirtmek için falan değil. Benim asıl derdim ve amacım, benim durumundaki başka başka hemşerilerimin, şayet belediye başkanlığına adaylıkları gibi bir niyetleri olan varsa, sakın işi son yıla ve aylara bırakmadan, hemen yarından itibaren yol haritalarını belirlemeleri ve zamanı geldikçe de gereğini yapmalarını tavsiye ediyorum.
Adayların, yöneticilerin söyleyeceği şu klasik söylemlere aldanmamaları için dikkatlerini çekmek istiyorum “-Daha seçimlere çok var, yıpratılırsın, maddi manevi yorulursun, her türlü iftira ve komplo ile karşılaşırsın…” türünden, güya sizin iyiliğiniz için söylenen ifadelere sakın inanmayın. Bu ihtimaller ancak kendine güvenemeyen, adam gibi duruşla ve bilgi birikimiyle değil de başka başka güçlerin sayesinde başarılı olacağını hesaplayanlara has bir yaklaşım ifadesidir. Yoksa kendine ve kişiliğine, birikimine güvenen ve inanan insan, asla ve asla yıpratılamaz. Ve bilinir ki –Güneş balçıkla sıvanamaz.
Uzun lafın kısası, 2009 için, bir ideali olan ve ilk kez aday olmayı düşünen gençlerimiz ya da insanlarımız varsa, yarın çok geç olmadan (Yahu senide severiz, inan çok başaracağına eminiz ama geç kaldın yaa!..) denilmesine fırsat vermeden, harekete geçmenin zamanıdır diye düşünüyor ve hatırlatıyorum.
ADAM GİBİ
Kendinde ‘Kusur’ çok olanlar,
Başkasında çok ‘Kusur’ ararmış.
HİKMETLİ SÖZLER
OLSA GEREK
Boşlukta sallanan küre-i arzın
Dayanak noktası üç olsa gerek
Lakin hakikati münkir yobazın
Kafasına sokmak güç olsa gerek
Münkirin fark deyip gittiği Mekke
Kazanmak içindir bir gümüş sikke
Gururla giydiği bere ve takke
Başsız gövdelere taç olsa gerek
Erenler yoluna gönül verenin
Korkusu tükenir hakka erenin
Gönül kapısından kalbe girenin
Yaptığı en makbul hac olsa gerek
Göz ile görmeden yalan söylemek
Ademi ademden tefrik eylemek
Oruçla namazla cennet peylemek
Mevla’nın indinde suç olsa gerek
Garip Derviş der ki yemişiz taşı
Gözümüzden döktük kan ile yaşı
Kerbela’da İmam Hüseyin’e karşı
Cihat açan Yezit, piç olsa gerek