TBMM (AA) - Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Atatürk vasiyet etmiştir, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu her halükarda onun vasiyeti doğrultusunda faaliyetlerini sürdürmektedir. Her iktidar döneminde olmuştur ama sizin (CHP) 1966'dan bu yana bunun üstüne konma girişimleriniz her seferinde reddedilmiştir." dedi.
Türkeş, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığına bağlı kuruluşların 2017 yılı bütçesi üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, Türklerin, yazılı tarih boyunca varlığını sürdüren bir millet olduğunu söyleyerek, "Yani 2 bin 500 yıllık bir tarih var kayıt altında olan. Bunun her döneminde Türk devletleri olmuş." diye konuştu.
200'ün üzerinde irili ufaklı Türk tdevleti kurulduğunu, bunların 16'sının da büyük imparatorluk, devlet olduğunu aktaran Türkeş, Türkçe'nin, dünyada yaygın kullanılan 5. dil ailesi olduğuna işaret ederek, "Bugün dünya üzerinde Türkçeyi doğru ve güzel bildiğiniz takdirde, 300 milyonun üzerinde insanla bütün dünya coğrafyasında iletişim kurma imkanınız vardır." ifadesine yer verdi.
Onuncu Yıl Marşı'nın fevkalade kıymetli bir marş olduğuna dikkati çeken Türkeş, şu değerlendirmede bulundu:
"Ama adı üzerinde, Onuncu Yıl Marşı'dır. Cumhuriyetin 100. yılına ulaştığımız bu dönemde, bu marşı söylemek isteyenler memnuniyetle söylerler, hatta bizim de bulunduğumuz ortamlarda önümüze geldiğinde biz de iştirak ediyoruz. Ama söylemek istediğim şu ki cumhuriyetin 100. yılındaki çalışmalarda bir marş arayışı içinde değiliz. 21. yüzyıl sivil bir yüzyıldır. Ama şimdiden müjdesini veriyorum ki inşallah 100. yılın marşı olmayacak, şarkıları türküleri olacak."
Başbakan Yardımcısı Türkeş, medeniyetler İttifakı konusunun, dinler arası hoşgörü meselesiyle karıştırılmaması gerektiğini söyledi.
Medeniyetler İttifakı bağlamında BM çatısı altında oluşturulan Dostlar Grubu'nun 145 üye ülkesi bulunduğunu belirten Türkeş, doğu ile batı arasında bir kavşak noktasında yer alan Türkiye'nin, medeniyetlerin buluşma noktası olarak bu konuda üzerine düşeni yerine getirdiğini dile getirdi.
Medeniyetler İttifakı hakkında bilgi veren Türkeş, "Bu, bir büyük ya da genişletilmiş Orta Doğu Projesi'nin kapalı adı değildir. Medeniyetler İttifakı, çok inanışlı ve çok kültürlü dünyada Türkiye'nin ön aldığı önemli bir inisiyatiftir." diye konuştu.
- KKTC'ya yapılan ekonomik katkılar
Başbakan Yardımcısı Türkeş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) devam eden müzakere sürecine ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın yapıcı çabalarına destek verdiklerini, çalışmalarını takdirle takip ettiklerini anlatan Türkeş, şunları belirtti:
"Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, ülke yönetiminden Rumlar tarafından dışlandığı dönemden bu yana, Kıbrıs Türküne desteğini en güçlü şekilde sürdürmüştür. Bugün de adada devam eden müzakere sürecinden bağımsız olarak KKTC'ye her türlü mali, ekonomik ve sosyal yardımlarımızı sürdürmeye kararlıyız. Kıbrıslı Rumların baskısı ve dünyanın da hukuku meşru hakları görmezden gelmesiyle Kıbrıs Türklerine uygulanan ambargolara, haksız tecride rağmen, Türkiye olarak KKTC'ye desteğimizi sürdürdük, 2017 yılında da sürdüreceğiz. Ana vatan olarak KKTC'ye 2002 yılından bu yana yaklaşık 10 milyar lira düzeyinde destek sağladık. Yapılan bu harcamalara, Su Temin Projesi'nde yapılan yaklaşık 1,6 milyarlık harcama dahil değildir.
2002 yılında 424 milyon lira olan yardım miktarı, 2009 yılında en üst noktaya ulaşarak 928 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. Yani, dünyadaki ekonomik kriz ve Türkiye'nin etkilenmesi, Türkiye'nin izole edilmiş olan Kıbrıs Türküne katkısına mani olmamıştır. 2016 yılı için ayrılan 1,5 milyarlık kaynağın şu ana kadar 730 milyon lirası kullanılmıştır. KKTC'nin yerel gelirlerinin giderlerini karşılayamadığı noktada, Türkiye'nin, KKTC'nin bütçe açığına desteği devreye girmektedir. 2009'da 621 milyon lira olan bütçe açığına katkı desteği, 2015'te 220 milyon lirada kalmıştır."
Türkeş, KKTC'nin kamu yönetimi, maliyesi, finans sektörü, altyapı ve reel sektörüne teknik-finansal destek sağlandığını, bu konularda 300 civarında proje yürütüldüğüne işaret etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ve Kıbrıs Rum Yönetimi temsilcisi Anastasiadis'in, bir yıl içinde önce ABD, daha sonra İsviçre'de bir araya geldiklerini ve BM Genel Sekreteri Ban Ki- mun'un desteğiyle çözümü görüştüklerini aktaran Türkeş, "Türk tarafının ısrarlı çözüm istediği ve haklı talepleri yanında Rum kesiminin uzlaşmaz tavrı önemli bir fırsatın daha tepilmesine neden olmuştur. Bizim kimseye bir şey verdiğimiz yok. Türkiye, İngiltere gibi sadece kuzeyin değil, adanın tümünün garantörüdür. Sadece Kıbrıs Türkünün garantörü değiliz, adanın tümünün, bütün topraklarının ve adada yaşayan tüm ahalinin garantörüyüz, bu anlaşma değişmemiştir." değerlendirmesini yaptı.
- "Atatürk'ün mirası doğrultusunda çalışmaları var mı yok mu?..."
Başbakan Yardımcısı Türkeş, Atatürk Dil Tarih Yüksek Kurumuna İş Bankasından gelen katkılar konusunda çok bilgi karmaşası olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu, Atatürk'ün kendi hisseleridir, CHP'nin hissesi değildir. Atatürk kendi hisseleri için o zaman böyle bir irade buyurmuştur, Türk Tarih Kurumuna ve Türk Dil Kurumuna, bundan belli bir şeyin intikalini vasiyet etmiştir ve bugüne kadar bu vasiyet doğrultusunda çalışmalar devam etmiştir. Bunun haklarını korumak için İş Bankasına CHP'nin Yönetim Kurulu üyesi koyması öngörülmüştür. İş Bankası yıllık karını yaptıktan sonra, BBDK ne kadar kar payı dağıtılacağına karar verdikten sonra, İş Bankasının yönetimi Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun hissesine düşen miktarı ayırıyor, uygun gördüğü bir nispette faizi ekleyerek, bu kurumların hesabına geçiriyor. İş Bankasında CHP'nin 4 yönetim kurulu üyesi var. Bunlar ne yapıyorlar? Atatürk'ün mirası doğrultusunda çalışmaları var mı yok mu, onu da siz milletvekilleri uygun bir zamanda bize bildirirsiniz.
CHP, 1966'da artırılan sermayeye karşılık verilen hisselere isabet eden temettünün kendisine ait olduğunu ileri sürmüş, açılan dava kurumlarımız lehine sonuçlanmıştır. CHP 1973 yılında, 5 Eylül 1938 tarihli vasiyetnamenin, düzen, biçim, hak ve yükümlülük gibi yönlerden Atatürk'ün iradesine uygun olmadığının tespiti, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun amaçlarından ayrıldıkları ve Atatürk'ün kurduğu kurumlar olmaktan çıktıkları savıyla dava açmış, bu dava da reddedilmiş. CHP'nin 1977 ve 1978 yılı gelirlerini kurumlara vermemekte ısrar etmesi üzerine dava açılmış, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile paranın kurumlara verilmesi gerekeceği hükmen tespit edilmiştir. CHP tarafından İş Bankasına verilen 1993 tarihli talimatla, 'gelirin kurumlara ödenmemesi...' diye devam ediyor. Atatürk vasiyet etmiştir, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu her halükarda onun vasiyeti doğrultusunda faaliyetlerini sürdürmektedir. Her iktidar döneminde olmuştur ama sizin 1966'dan bu yana bunun üstüne konma girişimleriniz her seferinde reddedilmiştir."
- "AK Parti'ye gösterdiğiniz tepkiyi komşunuza niye göstermiyorsunuz CHP'liler?"
Tuğrul Türkeş, HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım'ın, Atatürk'ün vasiyeti olan Türk Dil Kurumunun adının değiştirilmesini teklif ettiğini ifade ederek, "AK Parti'ye gösterdiğiniz tepkiyi komşunuza niye göstermiyorsunuz CHP'liler? Hayır yani Atatürk'ün mirasına sahipse bir tek, AK Parti'ye mi karşı sahip çıkıyorsunuz?" diye sordu.
HDP'li Yıldırım, Tuğrul Türkeş'in, kendisinin, "Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumunun isminin değiştirilmesini teklif ettiğini" söylediğini anımsatarak, "Doğru ama Atatürk'ün 12 Temmuz 1932 yılında kurduğu kurumun adı Türk Dil Kurumu değil, Türk Dili Tetkik Cemiyetidir. Bu isim zaten değiştirilmiş, ha bir kez değiştirildi, ha 10 kez değiştirildi, hiç bir fark etmiyor." dedi.
Sataşma gerekçesiyle söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Sayın Bakan konuşmasının bir yerinden sonra yeni taşındığı mahalleye kendini kabul ettirmeye çalışan, eski mahallesi ile arasındaki kopmuş olan bağların kopuş anlarını unutturmaya, burada kendisine kuvvetli yeni bağlar kurmaya çalışan ve siyaseten ucuz olarak nitelendirilebilecek bir polemiğe girdi. CHP'nin görevlendirdiği 4 yönetim kurulu üyesi vardır ve Atatürk hisselerinin yönetimden sorumludurlar. Atatürk hisseleri, Atatürk'ün vasiyetine uygun olarak, geliri tamamen Türk Dil Kurumuna ve Türk Tarih Kurumuna bırakılmaktadır, partimize bir kör kuruş gelmemektedir." ifadesini kullandı.
- "Eski parti diye atıfta bulunduğunuz, benim babamın partisidir"
Başbakan Yardımcısı Türkeş, Özel'e, "Eski parti diye atıfta bulunduğunuz benim babamın partisidir, orayla aram bozuk filan değil, onlar benim kardeşlerim." yanıtını verdi.
Başbakan Yardımcısı Türkeş, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca hazırlanan Nutuk'un orijinal ilk Osmanlıca baskısının birer örneğini AK Parti, CHP, HDP ve MHP gruplarına hediye etti.
Bu arada, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, eski TBMM Başkanı, eski bakanlardan İsmet Sezgin'in 88 yaşında hayatını kaybettiğini belirterek, Sezgin'e rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da Sezgin'i rahmetle andıklarını söyledi.
AA