TBMM (AA) - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, tıbbi cihaz alımına ilişkin, "Bundan böyle malzeme alımı kontrolsüz, herkesin istediği fiyatta verebileceği şeklinde olmayacak. Özellikle ilaç konusunda bu tarz bir sıkıntı yaşanması durumunda alabileceğimiz muhtelif tedbirler var." dedi.
Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Sağlık malzemelerinin teminine ilişkin bilgi veren Koca, Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) üzerinde fiyat oluştuğunda bazı sağlık malzemelerinin alınmasının genel bütçeden karşılanmasına devam edildiğini ve bunun en son kalp pillerinde yaşandığını belirtti.
SUT fiyatlarının düşük kalması sebebiyle ilaç veya malzeme alınmamasının ise söz konusu olmadığının altını çizen Koca, "Özellikle tekel durumundaki firmalar, döviz kurundaki dalgalanmaları fırsat görerek farklı yaklaşımlara girme hevesinde olabiliyorlar. Zamanında 6 bin dolar teklif verdiği cihazı, 10 bin dolar karşılığı fiyatla teklif edebiliyorlar." dedi.
Kanser hastalığının tedavisinde en çok kullanılan iki ilaçla ilgili bazı firmaların indirim yapmadığını ve zam talebiyle geldiklerine dikkati çeken Koca, "Bu durumda ise biyobenzer eş değer olan ilacın ruhsatını vererek kamu olarak alımını yaptık. Yüklü alım ile biyobenzer yeni ruhsatını verdiğimiz listeye koyduğumuz firma, yüzde 40'a kadar indirim yapabildi. Daha önce bize hiç indirim yapmayıp zam talebinde bulunan firma yüzde 71 oranında indirim yaptı. Bunun bize bir yıllık toplam tasarrufu 427,6 milyon TL'dir. Bundan sonraki süreçte, bu anlamda fırsatçılık yapmak isteyen firmalarla ilgili benzer toplu alımlar sadece kamu için değil üniversiteleri de katarak en son implantta yaptığımız gibi gerektiğinde özel sektörü de katarak o firmanın piyasadaki tekelini kırmak anlamında bunu yapmakta kararlıyız." diye konuştu.
Bakan Koca, Sağlık Market uygulamasıyla Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ile işbirliği içinde tıbbi cihaz ve malzemelerin daha uygun fiyata alınabileceği bir tedarik modelinin oluşturulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan böyle malzeme alımı kontrolsüz, herkesin istediği fiyatta verebileceği şeklinde olmayacak. Özellikle ilaç konusunda bu tarz bir sıkıntı yaşanması durumunda alabileceğimiz muhtelif tedbirler var. Yurt dışından doğrudan toplu alım, hızlı ruhsatlandırma, zorunlu ruhsatlandırma ve lisans serbestleştirmesi gibi yollara başvurma hakkımızı kullanmak istiyoruz, gerektiğinde bunu kullanıyoruz."
- "Yatak ücreti adı altında alınan 93 lira, özel sektör daha fazla alamaz"
Acil, yoğun bakım, kanser ve kalp cerrahisi uygulamalarından da fark alınmadığının altını çizen Koca, "Bunu alan var mı, bundan sonraki süreçte bunu takip ediyor olacağız. Bu ve benzeri hizmetleri her geçen gün fark almadan SUT düzenlemesi yapıyor olacağımızı da görmüş olacağız. Yani, bundan sonraki süreçte vatandaşın özellikle sıkıntı çekeceği, özellikle yük olabileceği acil, yoğun bakım gibi kendi iradesiyle gittiği hizmetler dışındaki kanser, radyo terapi ve benzeri birçok hizmeti özellikle SUT düzenlemesi yaparak özel dahil hiçbir yerde fark alınmama yöntemini kullanacağımızdan emin olun." diye konuştu.
Yatak ücreti adı altında fark alındığının belirtilmesi üzerine de Koca, "Yatak ücreti adı altında alınan sadece 93 lira, özel sektör daha fazla alamaz, otelcilik hizmeti adı altında alır." dedi.
Koca, temelde böyle bir sistem için gelişen toplum beklentilerini ve yeni ortaya çıkan durumları başarıyla karşılayacak sağlık insan gücünün en uygun sayıda ve yüksek kalitede eğitilmesinin sağlanması gerektiğine işaret etti. Bunun için Bakanlığın eğitim kurumları ile her zaman iş birliği içinde çalışacağının altını çizen Koca, şunları kaydetti:
"Bugün ihtiyaç duyduğumuz sağlık personelini değil, geleceğin sağlık teknolojilerini ustalıkla kullanabilecek 'sağlık profesyonellerini' yetiştirmeliyiz. Meslek eğitiminde hedefimiz sadece kontenjan değil, kaliteli eğitim olacaktır.
Yine, insan gücü, süreç ve teknoloji verimliliğini ölçülebilir ve kıyaslanabilir hale getirerek, performans yönetimi ile ilişkilendirilmiş bir hizmet modelini ortaya koyacağız. Sağlığı sadece bu alanda görevli profesyonellerin sorumluluğu olmaktan çıkarıp, toplum hayatına etkili olan tüm yapı ve sektörlerin gündemine sokarak, 'çok sektörlü sağlık sorumluluğu' bilincini geliştireceğiz. Toplumun yapı taşları olan bireylerin ve sivil grupların sadece sağlık hizmeti tüketicileri olmaları değil, 'sağlık avukatlığı' yapma bilincine ulaşmalarını sağlamak, sağlıklı bir toplum yaratmanın ön şartıdır.
'Sağlıklı Yaşam Kültürünün', aileden başlayarak, okulda, iş yerinde, ulaşımda, barınmada, üretimde, ticarette, şehirleşmede, kent ve kırsal yaşamda ve hatta uluslararası ilişkilerde yerleşmesini sağlamamız gerekir.
Sağlıklı bir gelecek için tütün, alkol, madde ve teknoloji dahil her türlü bağımlılığı ve kötüye kullanımı engelleyeceğiz."
Bakan Koca, uzman aile hekimleri, genişletilmiş ekip çalışması ve iki yönlü aile hekimliği-hastane iletişimi ile birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlü ve daha örgütlü hale getirerek sistemin güçlendirileceğine işaret ederek, hızlı bir şekilde yaşlanan toplumunda, aile hekimlerinden başlayarak etkin bir kronik hastalık yönetimi sistemi ile insanların sağlıklı yaşlanmasının temin edilmek zorunda olduğunu belirtti.
- "Ülkemizi sağlık turizmi üssü haline getirmek zor değil"
Anne ölümü, bebek ölümü, bağışıklama ve kronik hastalık yükü dahil tüm temel sağlık göstergelerinde en üst düzeye ulaşılmasının hedeflendiğini vurgulayan Koca, sözlerine şöyle devam etti:
"Oldukça düşük maliyetlerle vatandaş memnuniyetini yüksek tutmayı başaran sağlık sistemimize yeni katacağımız hizmet modeliyle ülkemizi sağlık turizmi üssü haline getirmek zor değildir.
Sağlık sistemimizdeki hızlı gelişme Türkiye'ye dünyada sağlık turizmi odağı haline gelme potansiyeli sunmaktadır. Bu potansiyelin uygun şekilde değerlendirilmesi, üniversitelerimize hızla sağlık meslekleri eğitim turizmi şansı verecektir.
Aşı, ilaç ve tıbbi cihaz teknolojisini olabildiğince yerelleştirip, ülkemizin jeopolitik durumu ve son dönemde bölgesinde kazandığı nüfusu da göz önüne alarak önemli bir ekonomik fırsat oluşturmamız mümkündür."
Bakan Koca'nın soru ve eleştirileri yanıtlamasının ardından Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı bütçeleri ile Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun kesin hesapları kabul edildi.
(Bitti)