Ülkemizde ki 16 Nisan Anayasa değişiklik referandum sürecini, sonuçlarını, içerde ve dışımızdaki bazıları hala hazmedemediler. Bir ülkenin iç işleri olan bir Anayasa değişikliği birilerini neden rahatsız etmektedir? Bir ülke kendi geleceği adına yüce meclisten bir kararı geçiriyor ve milletine gidiyor. Ne var bunda? Kimi ve kimleri ne ilgilendiriyor? Sorun bunlar değil tabii ki… Dert ve hedefleri başka… Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu tarihten itibaren, devletin ve milletin ali menfaatleri için alacağı veya almayı düşündüğü her bir karar anında bu gün bağırmakta olan güçlerin temsilcilerinin veya işbirlikçilerinin bilgilerine arz ediliyor, onay verirlerse, lütfederlerse daha sonra da kamuoyunun bilgilerine sunuluyordu. Tabii o günler çok gerilerde kaldı, yani köprünün altından çok sular aktı. Yeter artık! Yeter! Söz de karar da bu asil milletin artık! Bu gün yaşamakta olduğumuz tüm sorunlar ve sıkıntılar kabullenemedikleri bu Yeni durumun sancılarıdır. Başka bir şey değil! Bizler anlayamasak da! 100 senede önce de anlayamamıştık! Ta ki Devlet ve millet olarak parça parça edilene kadar!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti; Gezi süreci ile başlayan, 17 / 25 Aralık krizi ve 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışması, operasyonu ile içerideki işbirlikçiler maharetiyle bu asil devlet, millet ve ülkemiz tamamen küresel sisteme teslim edilmeye çalışılmıştır. Devlet ve millet olarak çok büyük bir sıkıntı ve sorulardan kurtulduk; Ne kadar şükretsek azdır. Arap baharı ile başlayan Afrika’nın kuzeyindeki idarelerin ve sınırlarında ki değişim rüzgârı, Ortadoğu, Kafkaslar ve bölgemizdeki girişiminin bir benzerini de biz bu karanlık hain gecede Devlet ve Millet olarak yaşamıştık.
16 Nisan, Anayasa değişiklik sonuçları ile Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kurucu ve lideri olduğu partisine üyelik müracaatını yaptılar. 21 Mayıs tarihindeki AK Parti olağanüstü kongresinde de partisinin başına Genel Başkan olarak geçecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu tarihten itibaren yürütmede yaşamakta olduğu çift başlılık vb. krizleri de artık bertaraf edebilecektir. Siyasi irade ve istikrar ile birlikte ülkemiz ve bölgemizde, ekonomik ve toplumsal istikrar ve kalkınma da birlikte gelecektir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 21 Mayıs tarihindeki Olağanüstü AK Parti kongresindeki Genel Başkanlık akabinde; Öncelikli, İvedi ve Acil olarak, tüm genel merkez, tüm il – ilçe teşkilat kademeleri ve belediyedeki etkili ve yetkili makamları işgal eden küresel taşeronlar ve işbirlikçilerden temizlenmesi hızlanacaktır. Bu temizlik operasyonunun tam kapsamlı bir şekilde yapılamadığı ve ağır aksak yürümekte olduğu da kamuoyu tarafından sürekli olarak rahatsızlığı da dillendirilmektedir. Bunun canlı örneğini de 16 Nisan tarihindeki sonuçlarda çok net olarak görmekteyiz; AK Parti teşkilatlarındaki AKP’liler ve kriptoların varlıkları ve yaptıkları çalışmalarını..
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; 21 Mayıs, AK Parti olağanüstü kongresinden sonra ki diğer bir operasyon ve değişikliği de, halen Başbakan olarak devam etmekte olan Sayın Binali Yıldırım ile istişareleri sonunda, Bakanlar Kurulunda yapabileceği kanaatini taşımaktayım. Dünya ve bölgemiz, 100 yıl önce olduğu gibi emperyalist hedefler doğrultusunda, yeniden bir bölüşüm ve paylaşım için dizayn edilirken, dostumuz ve müttefikimiz olarak kabul ettiğimiz devletlerin; Kapımızdaki vesayet savaşçılarına verdikleri destekler de dikkate alındığında ve sınırlarımızdaki hareketliliklerin de zirveye tırmandığı bir dönemde, yakın çalışma arkadaşlarının, Güçlü Yürütme Sistemi kapsamında, bakanlık ve etkili makamlara gelebileceklerini de düşünüyorum. Bu asil devletin ve milletin bir dakikasını artık boşa geçirmeye asla tahammülü kalmamıştır; 1990’lı yıllarda izin verdiğimiz ‘ Çevik Güç ‘ ile başımıza örülen çoraplar ve sınırlarımıza neyin - nelerin kurulmaya çalışıldığı da dikkate alınırsa… Küresel sistem ve onların vesayet savaşçılarına karşı, Devlet ve Milet olarak; Verilmesi gereken çok ciddi kararlar ve cevaplar, artık anında ve çok hızlı bir şekilde verilmelidir. Tüm bu yapılan girişimler, değişiklikler ve çalışmaların, ülkemiz ve bölgemizdeki küresel sistemin planlarına ve üzerimize gelmekte olan büyük sorunlara karşılık; Bir öngörü, bir uzgörü ve tedbirler noktasında ki hazırlıklar olduğu kanaatindeyim.