Bakıyorum, etrafıma bakıyorum, insanlara bakıyorum. Konya’da bakıyorum. “Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz” lafına takılmadan, objektif bir şekilde bakıyorum. Birbirini kazıklamak için, para için, dünyalık için hiçbir kutsalı tanımayan insanlar görüyorum. Zulmeden ama zalimin karşısındaymış pozları veren, zulmettiğinin ya farkında olmayan ya da farkında değilmiş numarası yapan insanlar görüyorum.
Ahiret hayatına inandığını söyleyen ama aslında inanmayan insanlar görüyorum. Tam da Allah’ın Bakara Suresi 8. Ayette buyurduğu gibi.
Dünyalık rahatı için ahiretini satanlar; kula, çula kulluk yapanlar görüyorum.
Konya’dan İstanbul’a gittiğinizi düşünün. İş için, okul için, ziyaret için… İstanbul’la ilgili yatırımınız ne olur? Hiçbir şey. Olmaz çünkü İstanbul’a yerleşmeyeceksiniz, tekrar Konya’ya döneceksiniz. İstanbul’a niye yatırım yapasınız ki? Kısa süreli bir misafirlik için İstanbul’da ne ev dikersiniz, ne işe girersiniz. Sadece sizi İstanbul’da yaşatacak kadar yer, içer ve barınırsınız. Çünkü sizin esas memleketiniz Konya’dır ve yatırımınız Konya’yadır, Konya’dadır.
O halde bu dünyaya, 70 yıllık bir ömre, ucu görünen bir tünele bu yatırım neden? Öbür dünya dediğimiz yerden geldik buraya ve ölüm dediğimiz olay gerçekleşince tekrar oraya, gerçek yurdumuza döneceğiz. Burası bir yatırım yeri. Burada ebedi hayatımızın mekânını belirliyoruz. Cennete yatırım yaparsanız oraya, cehenneme yatırım yaparsanız da oraya gideceksiniz Allah-u Alem.
Ama hemen belirtelim, faiz gibi Allah’ın savaş açtığı bir ameli korkmadan, tereddüt etmeden, Allah’ı umursamadan işleyip te cennet beklemek, hayal kalabilir.
“Kim ahiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur” (Şura, 20)
Yaratan söyledi işte. Nereyi isterseniz oraya sevk edileceksiniz.
Memleketimizin ateistleri gibi olmayın. Dünyanın belki en samimiyetsiz ateistleridir bizim ateistler. Adamlar Allah’a inanmadıklarını söylerler ama İslam dini ile uğraşırlar. Kardeşim, “Allah’a iman ettim” diyen sadece Müslümanlar değil ki. Hristiyanı da Allah’a inanıyor, Yahudisi de. Sen nasıl bir ateistsin ki hep Kur’an’a, İslam’a saldırıyorsun. Samimiyetsizlik akıyor paçalarından, haberleri yok.
İşte buradaki samimiyetsizliği göstermeyin “Cennet istiyoruz” derken.
Evini satmak üzere sözleştiğiniz kişiyi de, bulduğunuz müşteriyi de dolandırarak gidemezsiniz cennete. Satmak istediğiniz arabanın kusurlarını gizleyerek satarsanız almazlar sizi cennete. Önce o kazıkladığınızı zannettiğiniz insanlar var ya, kuzu kuzu o insanların ayağına gönderirler sizi “haydi helalleş” diye. Arkasından konuştuğunuz, dalga geçtiğiniz o kişi var ya, o da hesap gününde önüne gidip yalvaracaklarınız arasındadır.
Hangi örneği aklınıza getirirseniz getirin, attığınız her adım, aldığınız her nefes sizi cennete ya da cehenneme taşıyan bir vasıtadır.
Ateşe nasıl dayanacağınızı düşünüyorsunuz? Dayanabilir misiniz?
Adamdan ayakkabı tabanlığı istiyorum, ayağım 45 numara. Özellikle numarayı da söylüyorum adama. Alıyor ayakkabımı ve içine tabanlığı sokuyor. Birini takıp diğerine başlayınca alıyorum ilk ayakkabıyı bakıyorum ki içine taktığı tabanlık muhtemelen 42 numara falan. Adam bu üçkâğıdı ne için yapıyor biliyor musunuz? 3 TL için. 3 TL’ye satın alıyor cehennemi. Haydi, şimdi bu adamın cennet talebine nasıl inanayım ben? “Kardeşim bende yok, komşulara soruver” dese kurtaracak ama o, zorla o parayı alıp cebine koymak ama ahirette benim günahlarımı yüklenmek istiyor yani cehenneme talip oluyor.
Diğeri de devletten aldığı teşviki bankaya faize yatırıp işine yapması gereken yatırımı cehenneme yapıyor. Ateşe nasıl dayanabileceksiniz? Süpermen olsanız yanarsınız, şakası yok bunun cehennem o varış yeri, yatırımı da bu dünyada yapılıyor.
Hani sabah uyandığınızda rüyanızı hatırlarsınız ya, kısacık gelir size. İşte ölüm dediğiniz olay gerçekleştiğinde de bu dünya öyle kısa gelecek ama iş işten geçmiş olacak, geri dönüş yok. Ev, araba, paralar burada kalacak, siz ise günah ve sevaplarınızla öteki tarafta.
Sıkıntı, ibadet, zorluk bu dünyada. Cennette namaz bile kılmayacaksınız. O rahatlığı istiyorsanız da az dürüstlük, adamlık, insanlık.
Satmak için ayrı, yemek için ayrı patates eken vahşi çiftçim, sözüm sana da gelsin. Sana da zeytin satan yapıyor aynısını, buradan ibret al. Yaptığınız kendinizedir, emin olun tek kazıkladığınız kendinizsiniz.
Okuyanlar okumayanlara anlatsın, söyleyeceklerim bu kadar.