ANTALYA (AA) - Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, monoklonal antikor teknolojisinin kolesterolü yüzde 60'lara kadar düşürdüğünü belirterek, "Bu teknolojinin bir diğer avantajı da günlük hap değil, 15 ila 30 günde bir enjeksiyon şeklinde olması" dedi.
"31. Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi", Belek Turizm Merkezi'ndeki Maxx Royal Hotel'de başladı.
TKD Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında, kongrede 40'ı aşkın yabancı, 350 Türk konuşmacının sunum yapacağını, 3 bine yakın katılımcının kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili bilgi alışverişinde bulunacağını söyledi.
Kongrede koruyucu kardiyolojiden sofistike tedavi yöntemlerine kadar geniş bir yelpazede konuların işleneceğini belirten Tokgözoğlu, insanları kalp hastalığına yakalanmadan korumayı arzu ettiklerini ancak koruyamadıkları hastalar için de kongrede tedavi yöntemlerinin tartışılacağını ifade etti.
Tokgözoğlu, en basit kolesterol düşürücü ilaçların, kolesterolü yüzde 30 düşürdüğünü anlatarak, biraz daha yüksek dozlu ilaçlarla kolesterolün yüzde 50'sinin düşürülebildiğini bildirdi.
Kolesterol riski çok yüksek olan hastalarda hedefe ulaşmak için yüzde 60'lara varan düşüşlerin gerektiğini vurgulayan Tokgözoğlu, günümüzdeki ilaç tedavilerinin hastaların çok büyük çoğunluğunu yeterli düzeyde kapsadığını anlattı.
Özellikle kalıtsal kolesterol hastalarında ilaç halinde kullanılmak üzere "monoklonal antikor" teknolojisinin geliştirildiğini söyleyen Tokgözoğlu, şunları kaydetti:
"Bu teknoloji, karaciğerden kötü kolesterolün temizlenmesini güçlendirerek etki ediyor. Yüzde 60'lara varan kolesterol düşüşü sağlıyor. Bu teknolojinin bir diğer avantajı da günlük hap değil, 15 ila 30 günde bir enjeksiyon şeklinde olması. Henüz piyasaya çıkmadı. İlk çalışmalar çok yüreklendirici. Yüzde 60 ve üzeri kötü kolesterolü düşürdüğüne dair göstergeler var. Bunların rutin uygulanmaya geçmesi, kalp damar hastalığından ölümleri azalttığı gösterilince olacak."
- "Öncelik açılabilir her lezyonu balon ve stentle açmak"
Prof. Dr. Mahmut Şahin de kardiyolojinin çok dinamik bir alan olduğunu ve her yıl sürekli gelişmelerin yaşandığı söyledi.
Kardiyolojinin en gelişen alanlarından birinin de girişimsel kardiyoloji olduğunu belirten Şahin, "Eskiden hastalara stent takıyorduk ya da by-pass yapıyorduk. Günümüzde eriyebilir stentler geliştirildi. Eğer eriyebilir stent bölgesinde ameliyat sonrası tekrar tıkanıklık olursa, o bölgeye by-pass yapma şansı devam ediyor. Öncelik açılabilir her lezyonu balon ve stentle açıp, hastanın tedavisini daha az hasarla yapma yönündedir" diye konuştu.
- Ameliyatsız kalp kapağı değişimi
Prof. Dr. Engin Bozkurt ise ameliyatsız kalp kapağı değiştirme konusuna değindi. İlk kez 2002'de ameliyatsız kalp kapağı değişiminin yapıldığını anlatan Bozkurt, ameliyatsız kalp kapağı değişiminin en az ameliyatlı cerrahi kadar etkili olduğunu ifade etti.
Bozkurt, yöntemin cerrahiye göre daha pahalı olduğu için daha çok ameliyat yapılamayan ya da ameliyat riski yüksek hastalarda uygulandığını belirterek, "Artık kasıktan ya da kol damarından girilerek, kalp kapağı değişimi mümkün hale geliyor. Biz hastalarımıza lokal ya da genel anesteziye gerek kalmadan müdahale yapıp, ertesi gün taburcu olabilecek duruma getiriyoruz" dedi.
Prof. Dr. Adnan Abacı da kalbin bütün organlar gibi yaşlandığını ancak bu yaşlanmanın görülemediğini aktardı. Abacı, "Yaşlandıkça kalbimiz sertleşiyor ve gevşeme özelliklerini kaybediyor. Kalp yetmezliği sıklığı yaşlılarda çok artıyor. Toplumumuzun yaşlanmasına paralel olarak kalp yetmezliği iyice artacak. Amacımız, yaşlılarımızın daha sağlıklı olabilmeleri ve daha az kalp yetmezliğiyle yıpranmış kalple hayatlarını devam ettirebilmesi" diye konuştu.
Kongre, 25 Ekim'de sona erecek.
AA