Konya Kapu Camii, Konyalıların hep hüsnü zan beslediği mübarek mekanlardan birisidir. Takva temeli üzere kurulduğuna canı gönülden inanılan bu cami, çarşıya çıkan Konyalıların namazlarını genellikle kıldıkları mekandır. Cemaati, vaaz ve hutbeleriyle, Kurân okuyanlarıyla bereketli bir cami. Namaz kılan pek çok kişinin buluşma yeri. Orada duası makbul insanların her vakit olduğuna inanılır hep. En çok cemaati, ermişi, dervişi ve hatta meczubu olan bir camiidir Kapu Camii. Kısaca Konyalı için Kapu Camiinde namaz kılmak, Kapu Camiinin cemaati olmak bir ayrıcalıktır.Geçenlerde Kapu Camisinde idim. Otuz beş yıl kadar öncesini hatırladım. Henüz 7-8 yaşlarında bir çocuk, caminin sol üst mahfilinde oturmakta. Namaz öncesi gürül gürül Kurân okunuyor. Çocuk, okunan ayetleri tekrarlıyor, dudakları kıpır kıpır. Sonra namaz kılınıyor, sünnetleri ve farzlarıyla bir Cuma namazı. Çocuk da kılıyor namazı ve tesbihler çekilip dualar ediliyor. Çocuğun hemen yanıbaşında bir amca, hep çocuğu izliyor. Dua bitiminde amcanın eli çocuğun sırtını okşuyor, Aferin yavrum diyor, hep böyle ol, namazları hep böyle güzel kıl e mi!Dünyalar çocuğun oluyor ve kendi kendine söz veriyor namazlarını en güzel bir biçimde kılmak için.Otuz beş yıl öncesinin çocuğu geçenlerde aynı yerde namaz kılıyor ve bunları bir kez daha hatırlayıp düşünüyor. Yıllar önce sırtına dokunan elin sıcaklığını tekrar hissediyor üzerinde, kulakları o candan aferinleri tekrar duyar gibi oluyor.Çocuğa ilginin, sevginin ve ilk telkinlerin çocuğun hayatındaki yerini bir kez daha hatırlıyor ve okuyucularına da bu duygularını anlatmak istiyor.Evet, ilgi, sevgi ve tatlı dil. Çocuğun kişiliğinin oluşmasına etki eden en önemli unsurlar. Üstelik her büyüğün, her zaman kolayca yapabileceği masrafsız şeyler bunlar. Ama ne hikmetse küçüklerden esirgenir çoğu zaman bu güzellikler.Çocuğu olan, çocuklaşsın buyuran.. Torunlarını sırtında gezdiren.. Ağlayan çocuklar için namazını kısa tutan.. Hutbe okuduğu minberden inip, mescid kapısında yere kapaklanan torununu omuzlarına alıp tekrar minbere çıkan.. Çocukları öpüp okşayan.. Onlara dua eden bir peygamberin ümmetiyiz. Ama ondaki bu güzellikleri çocuklardan esirgeriz çoğu zaman.Peygamberimiz yeni doğan çocukları, kucağına alır, onların ağzına tatlı bir şeyler verir ve onlara dua ederdi. Bu sünnetin adı tahniktir. O, bu davranışıyla çocukları geleceğe motive ederdi. Onun tahnik yapıp Allahım, onu dinde anlayış sahibi kıl ve ona Kurân yorumunu öğret diye dua ettiği çocuklardan biri de Tercümanül-Kurân olan İbn Abbasdır.Hurma ağaçlarını taşladığı için huzuruna getirilen bir çocuğa O, önce niçin böyle yaptığını sormuş, Açtım, onun için ağacı taşladım diyen çocuğa şöyle karşılık vermişti: Yavrucuğum, ağaçlara zarar verme, altına dökülenlerle karnını doyur! Sonra da çocuğu sıvazlayıp ona dua etmişti. O, kendisine şikayet edilen çocuğun derdini dinliyor, ona alternatifler sunuyor, onu bağrına basıyor ve sonra da ona dua ediyordu.O halde geleceği kendilerine emanet edeceğimiz çocuklarımızın kıymetini bilelim, onlara sahip çıkalım ve ilgi, sevgi ve tatlı dil gibi güzellikleri onlardan esirgemeyelim. Tüm çocuklar bizim ve çocuklar toplumun en temiz masum bireyleri. Onları sevelim, okşayalım, hediyelerle gönüllerini alalım, güzel sözlerle onları onura edip gönüllerini alalım. İstikbal İslamınsa, çocuklarımızı İslamî güzelliklerle geleceğe hazırlayalım.