Allah’ın izni ile bir ramazan ayını daha geride bırakmamıza sayılı günler kaldı. Bunun adı; Bu bayrama ulaşmak, bu mutlu sona ulaşmak, deyim yerindeyse şampiyonluğu yakalamak demek.
Rahmet ve mağfiret ayı olan ramazan ayı milletimizin güçlenmesi ile her geçen yıla nazaran üstüne koyarak gidiyor. Teknolojinin hızla gelişmesine karşın ramazan ayındaki bu gelişmeyi bayramlar için söylemek mümkün değil. Ne yazık ki o eski bayramlarımız teknolojiye ve daha başka şeylere kurban gidiyor. İşte tam bu noktada insanın nerede o eski bayramlar diyesi geliyor.
Bayramlar neşe ve sevinç günleridir, Bayramlar İslâmî kardeşliğin perçinlendiği mübarek günlerdir. Bayramlar Müslümanların sevinç ve mutluluk günleridir. Bayramlar öksüz fakir kimsesiz çocuk, büyüklerin unutulmadığı günlerdir. Bayramlarda akraba, eş ve dost ziyaretleri yapılır, aralarında dargınlık olanlar barıştırılır.
Akıp giden sosyal hayatın monotonluğu bayram gibi önemli günlerle kesilerek fakirler hatırlanmakta, yetimler sevindirilmektedir. Bu şekilde İslâm'ın emrettiği gerçek kardeşlik sözden fiile geçirilmektedir.
Bayramlar yine, yenilip -yedirildiği, içilip -içirildiği ikram günleridir. Akraba ve eş-dost ile beraberce bu günün mutluluğu paylaşılır… Bu şimdiye kadar Anadolu ya yerleşen Bayram anlayışının kısaca özeti…
Şimdiler de bayramlar acaba bu tarife ne kadar uyuyor dersiniz! Teknoloji bayramın bu özelliklerini alıp götürüyor mu? diye sormak mümkün.
Eskiden oğlu kızı olana soralardı uşak ne zaman gelecek? dendiğinde cevap bayramda olurdu.. Bayramda sılairahim yapmak Anadolu da Bayram anlayışı ile özdeşleşti. Geleneklerimizin bir parçası haline gelen Bayram da sılairahim yapmak geleneğinden gün be gün uzaklaşıp gidiyoruz. Kültürümüzün bir parçası haline bu özelliğimiz, İnsanımız arasındaki dostluklar bayramların verdiği o sıcak duygular teknolojiye yenilmemek için direniyor.
Bayramlarda mutlaka yenilip içilecek, telefon edilecek ,mesaj çekilecek, tebrik kartları gönderilecek, tatile gidilecek gezilecek tozulacak.
Ama bunun ölçüsü ne?
Gurbet yolu bekleyen ana babaların içene akıttığı o acının verdiği tahribatı kim sevince çevirecek? Çocuklarım gelse, torunlarım gelse oğlum kızım gelse de evimiz bir şenlense, şu hasret bitse diye sizi dört gözle bekleyenler varken sizin onları telefonla arayarak “iyi bayramlar” dilemeniz onların hasretini dindirir mi?
Şimdilerde teknoloji pazarının müthiş 3G reklâmına kanıp ta görüntülü bayramlaşarak kendinizi kurtardığınızı zannetmeyin.
Bayramlar sadece yemek, içmek ve tatil yapmaktan ibaret değildir. Bu gerçeği göz ardı edip toplum hayatını düzenleyen ve aradaki uçurumları kaldıran bayramlarda, tatil bahanesiyle toplumdan kaçarak bir deniz kenarında vakit öldürmek, insanımız arasındaki asırlardır devam eden, bizleri ayakta tutan geleneklerimizi yok etmektir. Bu gelenekler yok edilirse bizleri toplum olarak ayakta tutacak neyimiz kalıyor ki.
Bu düşüncelerle tüm İslam âlemin Bayramını kutlar Bayramın ruhunu, kendi ruhunda yaşayanlardan olmanızı yüce rabbimden dilerim.