736 yıllık geçmişi olan Seydişehir’deki Seyyid Harun Veli Hazretleri Camii ve cami etrafındaki tarihi değerlerin restore edilmesi gündemde. Konya Milletvekili Sayın Harun Tüfekçi, on beş gün önce Seyyid Harun Camii ve hamamının restore edilmesinin 2006 yılının gündemine alındığını bir açıklama ile duyurmuştu. Hemen ardından birkaç gün sonra, konuyla ilgili olarak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin Konya’da yapacağı bir takım incelemelere Seydişehir Seyyid Harun Camii ve çevresini de dâhil ederek yakın bir zamanda Seydişehir’e geleceğini bildirdi. Tabiî ki haberler Seydişehirliler için sevindirici ve bir o kadar da iyi bir gelişme. Konu ile ilgili olarak bir araştırma yapmak ve varsa konuşulan sorunlar nelerdir, bu konuyu bi araştıralım, dedik.
Seydişehirli vatandaşın neredeyse tamamının ortak görüşü Seyyid Harun Camii’nin hemen yanına yapılan işhanının cami etrafındaki doğal görünümü bozduğu yönünde. Seydişehir için bir simge ve tarihi bir gurur olan caminin o muhteşem görünümüne zarar verdiği hakkında halkın tamamı birleşiyor.
Öbür yandan halkın tarihi değerlerine yeteri kadar sahip çıkılamadığı ve cami etrafında bilinçsizce işler yapıldığı görüşü ağırlık kazanıyor. Mesela caminin hemen yanı başında bulunan teneşir tahtasının ve salın daha uygun bir yer kaldırılması ön tarafında bulunan pencereye bağlanmış merdivenlerin ne amaçla oraya bağlandığı ve caminin hemen girişinde cami içinde satış yapmak yasaktır yazısı vs. ziyaretçiler tarafından hemen göze çarpan olumsuzluklar. Bir de neye benzediği pek belli olmayan üzeri çinkolu eski şadırvan.
Ve geçen yıllarda caminin ilk girişindeki sağ kapının yenilenip 736 yıl önce Bağdat’tan hediye gelen tarihi değere sahip kapının nereye gittiği hakkında sorular var. Bu konu da geçen yıllarda basının gündemine gelmiş ve kapının nerede olduğu hakkında bir takım şüpheler konuşulmuştu. Halkın zihnindeki soruları birinci elden öğrenmek için Seyyid Harun Camii’nin dernek başkanıyla görüştüm. Nedir bu kapı olayı, gerçekten 736 yıllık tarihi kapı nerede? Kayıp mıdır? Çalınmışsa kimler nasıl çalmıştır? Camide bulunan tarihi değerlerden başka kaybolan eşyalar da var mıdır?
Dernek başkanı haklı olarak olaylardan rahatsız. Başkanın caminin bu tarihi değerlerin muhafazası hususunda yalnız kaldığını söylemesi ise üzücüydü.
Bu tür değerlere sahip çıkma sorumluluğunun tek kişinin sırtına verilmesi kim ne derse desin ağır bir yüktür. Böyle bir sorumluluğun tek başına alınmasına ben karşıyım. Seydişehir’in bu noktada eksikliği olduğu kanısındayım. Seydişehir’de bir müzenin olması tüm bu sorunları kökten çözecektir.
Camide bulunan çok sayıda şamdanın ve el yazması kuran cüzlerinin kayıp olması ve yakın zamanda sakalı şerife yapılan saldırı, caminin güvenlik açısından ne kadar tehlikede olduğunun delilidir.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: caminin 736 yıllık tarihi kapısı kayıp da değil çalınmış da. Bakan gelince bakanın ziyaretini izleyen sanırım kapının nerde olduğunu görecektir.