Prof. Dr. Isabella Caneva, 1993 yılında Prof. Dr. Veli Sevin ile birlikte Yumuktepe Höyüğü’ndeki kazılara başladı. 2000’li yıllarda kazı başkanlığını devralarak 2021 yılına kadar bu görevi sürdürdü. Emekli olduktan sonra bile kazılara katılmaya devam eden Caneva, Mersin’in tarihinin çok önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı.
"Bu tepe daha önce kazıldı, ancak zamanla teknoloji ve sorular değişti. Beraber çalışmayı teklif ettim. Prof. Sevin ile yaklaşık 8-9 yıl ortak kazı yaptık ve bir kitap yazdık," diyen Caneva, çalışmalarının ardından 2000 yılından itibaren Yumuktepe'de tek başına devam ettiğini belirtti.
Arkeopark Hayali
Caneva, Yumuktepe Höyüğü’nün 7 bin yıllık tarihinin Mersin'de yeterince bilinmediğine dikkat çekerek, "Bir şehrin 9 bin senelik tarihinin olması çok önemli. Kazılar sürerken, burada bir Arkeopark olmasını istedim. Bunun için çalışmalara başladım ama üzerinden 20 yıl geçti, hala olmadı. Ancak olacak gibi," diye konuştu. Ayrıca, Yumuktepe'nin halka daha yakın bir dille anlatılması gerektiğini ifade etti.
Uzun Yıllarını Yumuktepe’ye Adadı
Caneva, yaz boyunca sadece 2,5 ay kazılarda çalışmasına rağmen tüm yılının Yumuktepe ile geçtiğini söyledi. "Hayatım burada geçti. İtalya’ya döndüğümde de her şeyim Yumuktepe ile ilgili oluyor," diyerek duygularını paylaştı. Emekli olduktan sonra bile kazılara katılmaya devam etmesinin kendisi için çok değerli olduğunu vurguladı.
İlişkiler ve Dostluklar
Yumuktepe Höyüğü'nde çalıştığı süre boyunca sadece akademik değil, aynı zamanda duygusal bağlar da kurduğunu belirten Caneva, "Biz yabancıyız ama burada hiç yabancılık hissetmiyoruz. İşçilerle ve onların aileleriyle bir toplum oluşturduk. Çok rahat ve evimde gibi hissediyorum," dedi.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülgün Köroğlu ise, Caneva ile yıllarca süren dostluklarının kendileri için çok değerli olduğunu ifade etti. "Anne kız gibi çok uzun süre çok keyifle çalıştık," diyerek, Caneva'nın kendisinde bıraktığı etkiyi anlattı.
Gelecek İçin Umut
Caneva’nın çalışmaları, sadece Mersin’in değil, aynı zamanda tüm Türkiye’nin tarihi ve kültürel mirasının korunmasına katkı sağlıyor. Yumuktepe Höyüğü, dünyaca ünlü bir arkeolojik alan olarak önemini korurken, Caneva’nın azmi ve tutkusu gelecekteki nesiller için bir ilham kaynağı olmaya devam edecek.