ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) kararları kapsamında reel sektör için oluşturulan 250 milyar liralık kredinin bütçeye üç yıllık maliyetinin 17,5 milyar lira olacağını belirterek, "Bunu da bütçe dengelerini bozmadan sağlamış olacağız." dedi.
Canikli, 9. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Gelişmiş ülkelerde yaşanan gelişmelerin diğer ülkeleri etkilememesinin düşünülemeyeceğini ifade eden Canikli, buna karşın küresel kriz döneminde Türk bankacılık sistemine kamudan 1 kuruş aktarılmadığının altını çizdi.
15 Temmuz'daki darbe girişiminin asıl senaristlerinde dağınıklık söz konusu olduğunu anlatan Canikli, aynı yaklaşımın Suriye ve Irak politikasına da yansıdığını ifade etti.
- "250 milyar liralık kredinin bütçeye maliyeti 17,5 milyar lira"
Yaşanan gelişmelerin reel ve finans sektörlerini etkilememesi için 2017 yılında 600 bin kişinin garantili olarak istihdam edilmesine ilişkin bir politikayı hayata geçirdiklerini belirten Canikli, "Bu 600 bin kişinin iş bulmasının yanında topluma yeni satın alma gücünün enjekte edilmesi anlamına geliyor. Çünkü bu 600 bin kişi, elde ettiği gelirin tamamını harcayacaktır." diye konuştu.
Son dönemlerde talep tarafında bir erteleme eğilimi görülmesine karşın bunun kalıcı olmadığını belirten Canikli, finans sektörünün yanı sıra talep ve büyüme tarafında da herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağının, bununla ilgili politikaları üretirken de mali disiplinden taviz vermediklerinin altını çizdi.
EKK kararları kapsamında reel sektöre destek amacıyla oluşturulan 250 milyar liralık kredi imkanıyla ilgili de konuşan Canikli, "Bunun üç yılda bütçeyle ilgili 17,5 milyar lira civarında bir maliyeti ortaya çıkacak. Bunu da bütçe dengelerini bozmadan sağlamış olacağız." dedi.
Türkiye'nin her alanda en dip noktayı 2016 yılında gördüğünü kaydeden Canikli, "Turizm alanında Türkiye, 2016'da yüzde 30-35'e yakın kayba uğradı. Bunun büyüme üzerindeki etkisi en az bir puan, belki daha fazla." değerlendirmesinde bulundu.
Artık bu dip noktadan çıkıldığını ve komşularla ilişkilerin normalleşme yoluna girdiğini ifade eden Canikli, Suriye ve Irak ile olan ilişkilerin 2016'da olduğundan çok daha iyi olduğunu ve daha iyiye gideceğini belirtti. Canikli, "Sayın Başbakanımızın 'Dostlukları artırıyoruz, düşmanlıkları azaltıyoruz' olarak özetlediği bu politika somut olarak ve hızlı bir şekilde hayata geçiyor." diye konuştu.
Canikli, sorunlar azaldıkça ekonomik ilişkilerin gelişmesinin de hızlanacağını söyledi.
- Yeni anayasa
TBMM Genel Kurulunda devam eden yeni anayasa görüşmelerine de değinen Canikli, Türkiye'de son 14 yılda güçlü bir irade yönetimde olmasaydı ülkenin sonbahar rüzgarlarının önündeki yapraktan farkı kalmayacağını söyledi.
Böyle bir durumun yaşanmamasının güçlü bir yönetimden kaynaklandığına dikkati çeken Canikli, "Bu AK Parti'nin yapısı ve liderliği sayesinde gerçekleşti yani Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleşti. Fakat her zaman bunun garantisi yok. Türkiye'nin bundan sonraki dönemlerinde her zaman güçlü bir lider, bir Recep Tayyip Erdoğan'ı bu toplumun oluşturma garantisi yok. O zaman bunu sistemle garanti altına almaya çalışacağız." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'nin anayasa değişikliği ile ilgili değerlendirmelerinin hiçbir gerçekliği olmadığını belirten Canikli, şu andaki sistemini çift başlılığı ürettiğini kaydetti. Hem başbakan hem de cumhurbaşkanının yürütmenin parçası olduklarına işaret eden Canikli, anayasada yürütme yetkilerinin iki makam arasında paylaşıldığını belirtti. Canikli, "İkisinin iradesinin örtüşmesi gerekiyor. Başbakan öneriyor, Cumhurbaşkanı onaylıyor. Her zaman mutlak bir uyum olması gerekiyor. Bu olabilir mi? Mümkün değil. O nedenle yönetim sistemimizdeki bu mantıksal boşluğu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Canikli, CHP ve HDP'nin yanı sıra yurt dışında da anayasa değişikliğine karşı çıkanların olduğunu dile getirerek, özellikle yayımlandıkları ülkelerin gayriresmi olarak görüşlerini yansıtan basın yayın organları bulunduğunu söyledi. Canikli, "Onlara bakıyorsunuz orada da Türkiye'de bu sisteme çok ciddi bir direnç var. Bunlar aynı zamanda Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını hedef alan doğrudan ya da dolaylı birtakım saldırıları da en azından destekleyenlerin aynı olduğunu görürsünüz." değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu kesimin Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıktıklarını vurgulayan Canikli, "Ne olursa olsun bu bileği bükemeyecekler. Çok büyük efor sarf ettiler. Türkiye'nin, bu milletin bileğini bükemediler, bükemeyecekler. En sonunda bükemedikleri bileği öpmek zorunda kalacaklar." dedi.
(Bitti)
AA