AB hayranlığından kapitülasyonlara..

yazar-28

Bilindiği gibi Osmanlı Devletinin mali olarak sonunu hazırlayan olayın güçlü iken verdiği kapitülasyonlardan kaynaklandığına inanılır. Genelde başlangıcının Kanuni Sultan Süleyman'a mal edilmesine rağmen tarihi daha eskilere dayanır. Tıpkı kaldırılmasının Lozan’a atfedilmesine rağmen İttihat ve Terakki tarafından tek taraflı olarak kaldırılmasının bilinmediği gibi.

Sultan I. Murat Han zamanında, 1365 yılında, Dalmaçya kıyılarında fakir bir ülke olan Ragusa Cumhuriyetine, beş yüz duka haraç karşılığında, ticarî imtiyaz verildi. İmtiyazlı ülke olmak daha kolay ticaret yapmanıza ve ekonomik olarak gelişmenize fayda sağlayacağından bu imtiyaz önemliydi. Hatırlayacak olursanız Turgut Özal da ABD den borç değil böyle özel bir statü ve ekonomik avantajlar istemişti ama ret cevabı almıştı. ABD tarihi iyi okuyan tek ülke konumunda olduğundan sonucunu da iyi bildiği bu hareketi yapmadı, borca devam etti.

Osmanlı Devleti siyasi dehalar tarafından yönetildiği bu dönemde gücünden ve bilgiden kaynaklanan avantajlarını iyi kullanmasını biliyordu. Toynbee ard arda bu kadar dahi çıkaran bir başka imparatorluk daha olmadı diye bu yüzden der. 1397 de Osmanlı ülkesine gelen Bizans elçi ve konsoloslarına bazı imtiyazlar verdi. Buna karşılık, Bizans'tan İstanbul'da bir Türk mahallesi kurma ve bu mahallede oturan Türklerin davalarına bakmak üzere kadı ile din işlerine bakacak müftü tayin etme hakkı aldı. Bakın ne kadar günümüzdeki Türkiye'ye benziyor. Bize borç verenlerin birkaç ufak isteği var. Patrikhane ve Ruhban okulu gibi. Vaktinde İstanbul’u düşüren olayın ne olduğunu anlamak açısından bu imtiyaz önemli.

1479 da yine II. Mehmet tarafından Venediklilere, Kefe ve Trabzon'da ticaret yapma hakkı tanındı. Fatih Sultan Mehmed tarafından Venediklilere verilen bu imtiyazları, Yavuz Sultan Selim 1513’te ve Kanunî Sultan Süleyman 1521 de yapılan Osmanlı-Venedik ticaret antlaşmalarıyla genişleterek kabul ettiler. Mısır'ın fethinden sonra Fransız, Venedik ve Katalanlara Memlûklar tarafından verilen imtiyazlar, Yavuz Sultan Selim tarafından da tanındı. Dikkat edecek olursanız bir başka İslam ülkesi olan Memlükler’de seçerek bazı ülkelere imtiyazlar vermiş. Onlara Ticaret kolaylıkları sağlamış. Çünkü İslam güçlü ve hakim unsur. Şimdi dinimi gerilemenin tek sebebi sayan akıldan eksikleri o zamanlara götürmek mümkün olsa idi de nelere şahit olacaklarına bir baksaydık.

Peki Osmanlılar bu imtiyazları neden veriyorlardı. Akılları mı yoktu ki gel benim ülkemde ticaret yap diyecek. Bütün imtiyazların bir amacı ve gerekçesi vardı. Osmanlı sultanları, verdikleri bu imtiyazlarla, fethettikleri ülkelerde ticarî faaliyetlerin canlı kalmasını ve ellerine geçirdikleri önemli transit yolların faal olmasını sağlıyorlardı. Ayrıca, bu asırda Amerikanın ve Ümit Burnunun keşfedilmesi sebebiyle, İpek Yolu ticareti, Osmanlı topraklarından uzaklaşmış, ticaret batıya kaymıştı.

Kanuni Sultan Süleyman Almanya-İspanya İmparatoru Şarlken'le İran şahının, Osmanlı Devleti aleyhinde birlik kurmak istediklerini tespit edince, Şarlken’in Avrupa’ya hakim olma isteğine mani olmak için, rakibi Fransa’yı siyasî bakımdan destekledi. Veziriâzam Makbul İbrahim Paşa, Fransız konsolosu ile 1535 te tasarı şeklinde, ticarî bir muahede hazırladı. Ahidnâmeye göre, Fransız tüccarlarının yüzde beş gümrük ile her iki devlete ait gemilerle serbestçe dolaşmaları ve bütün hukukî muamelelerde, Fransız konsoloslarının kaza (hüküm erme) hakları kabul ediliyordu. Bundan başka Fransız tebaa hakkında, davalarda hüküm verecek kadıların yanında bir Fransız tercümanı hazır bulunacaktı. Müslüman tebaadan birisine olan borcunu ödemeden kaçan Fransız'ın yerine başka bir Fransız ve konsolos yakalanmayıp, Fransa kralı aleyhine dava açılacaktı. Her iki taraf için eşitlik ilkesini esas alması sebebiyle, antlaşma, padişah tarafından tasdik edilmedi. Siyasi tarafları uygulanmadı.

Bu yazı devam edecek olursam uzun bir makale olacak. Bu sebepten maksada dönmek gerek. Ciddi bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Dünyanın ekonomik rahatlığından kaynaklanan rahatlığımız bitti sıkıntılar başladı. Döviz tutulmuyor. Hükümet acil tedbirler aldı ve dışarıdan gelen paradan alınan stopajı kaldırdı. Uluslararası yatırım bankası Deutsche Bank, yurtdışında yerleşik yatırımcıların, finansal araçlardan Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlara uygulanacak stopaj oranının sıfırlanması kararının, Türkiye'den çıkan yabancı yatırımcıyı geri çekmek açısından önemli bir değişiklik olduğunu bildirdi. UBS - Türkiye Yatırım Konferansı'na katılan Unakıtan, gazetecilerin sorularını yanıtlarken yabancıların stopaj ödememesini içeren teklifin "kapitülasyon" olarak nitelendirmesini yanlış bulduğunu belirtti. Unakıtan, "Bu sıfırladığımız vergiler hiç bir ülkede yok. Bunlar küresel ekonominin gerekleri, yapılması gereken hususlar. Herkes bu önlemleri alırken bizim tersine gidecek halimiz yok" dedi. "Stopajın yerli yatırımcılar için yüzde 5'e indirilmesine yönelik bir önerge söz konusu olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine Bakan Unakıtan, TBMM'nin iradesine kimsenin karışamayacağını söyledi.

Nerede siyaseten ve günün ticari kararı olarak yabancıları belli amaca yönelik olarak verilen kapitülasyonlar nerede, yenileri nerede. İnşallah sonuç bakanın dileği gibi olur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.