İşte Taha Dağlı'nın Suriye'de Türk askerlerine karşı yapılan saldırının arkasından dikkat çeken o yazısı:
"Fotoğraftaki ABD’ye ait F-18 tipi savaş uçağı. Ama ortada bir anormallik var, uçağın kanadında Sovyet yıldızı bulunuyor, üstelik rengi ise Rus uçakları gibi mavi.
Bu kareyi Ekim ayında Cristian Borys adlı bir gazeteci ortaya çıkardı. Amerika’nın kendisine ait F-18 uçaklarını mavi renge boyayıp, kanatlarına da Sovyet yıldızı arması yapıştırıp, Rus SU-34 uçaklarına benzettiğini iddia etti.
Gazeteci, Amerikalı asker olduğunu söylediği bazı kişilerin, ellerinde boya kutularıyla, uçağın önünde çekilmiş fotoğrafı, Rus medyasında yayınladı.
İddiasına göre Amerikalılar, Suriye’de bazı yerleri bombalıyor, bombardımanı Rus uçağına benzetilen kendi uçaklarıyla yapıyor, saldırıların ihalesini ise Ruslara çıkarıyordu.
Bu iddia Rus medyasında büyük yankı buldu. Bununla ilgili çokça haber yapıldı.
Ama ben bu iddiayı şundan dolayı gündeme getiriyorum, Suriye’de kimin eli kimin cebinde, kimin uçağının kokpitinde kimin pilotu var, tam olarak belli değil.
Dün Türkiye’yi yakından ilgilendiren iki önemli gelişme yaşandı.
İlki Fırat Kalkanı Operasyonunda görevli Türk askerlerine yönelik saldırı, ikincisi ise AP’deki oylamaydı.
Suriye’de 3 Türk askeri şehit oldu.
TSK’nın ilk değerlendirmesi saldırıyı rejim güçlerinin gerçekleştirdiği yönündeydi.
Genelkurmay kesin bir ifade kullanmadı, “Suriye rejim güçlerince gerçekleştirildiği değerlendirilen hava saldırısı” denildi.
Suriye rejimi kaynaklarından ise söz konusu saldırıyla ilgili bir açıklama yapılmadı. Rejimin savunma bakanlığı, bölgedeki uçaklarının DAEŞ teröristlerini hedef aldığını, Türk askerleri ile karşı karşıya gelinmediğini duyurdu.
Suriye’de uçak kullanan üç güç var, biri rejim diğeri Rusya üçüncüsü ise ABD öncülüğündeki koalisyon.
Türk askerleri hava saldırısında şehit oldu, demek ki saldırı bu üç unsurdan birinin uçakları tarafından gerçekleştirildi.
Elbette kahraman askerlerimize yönelik hain saldırıların hesabı sorulur, bu mesele ört bas edilmez.
Ancak şu da bir gerçek ki süreç oldukça kritik, ortada Türkiye’ye kurulmuş bir tuzak olabilir.
Türk askeri Ağustos’tan bu yana Fırat Kalkanı Operasyonunu gerçekleştiriyor.
Bundan en çok kim rahatsız sorusunun cevabı, Amerika ve onların desteklediği PYD terör örgütü.
Saldırı, 24 Kasım’da yapılıyor.
Yani sınır ihlali yapan Rus uçağının düşürülmesinin tam birinci yıldönümünde.
Akla kim geliyor, Rusya.
Rusya ile ilişkilerimiz oldukça iyi.
Moskova, bu ilişkide Türkiye’ye fazlasıyla güveniyor ve Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor.
Esed rejimi, Türk askerinin orada bulunmasından rahatsız.
Ancak onların bu saldırıyı gerçekleştirebilmek için ya Rusya’dan ya da İran’dan cevaz almış olmaları gerek.
Bu denklemde Rusya saf dışı gibi duruyor, o halde İran’ın Esed’e “Türkleri vurun” yönünde bir baskı kurmuş olması muhtemel.
24 Kasım tarihi Türk-Rus ilişkilerini baltalamaya yönelik bir adım da olabilir.
Kaldı ki işin içinde PYD terör örgütünü hedef alan Türk askeri var, bu durum başından bu yana Obama Amerika’sının hiç hazzetmediği bir konu.
Obama Amerika’sına AB’yi de eklemek gerek. Koalisyonda onların da uçakları var.
Üstelik Amerika’nın sağı solu rasgele vurup, sonra “pardon” dediği bir çok saldırı oldu bugüne kadar.
Şimdi bunların hepsi yan yana koyunca, birileri Türkiye’yi hedef alıyor tam da Avrupa Parlamentosunda Türkiye ile müzakereleri dondurma kararı alınırken.
Tam da Türkiye, Batı’nın tehditlerine rest çekerken.
Tam da Türkiye, AB’nin alternatiflerini açıkça ortaya koyup, Şangay ya da Avrasya Entegrasyonu derken.
Bu meselenin altından Esed de çıkabilir, Amerikalılar da, İran da.
Gerçek olan 3 askerimizin şehit olduğu ve bu saldırıya en yakın zamanda cevap verileceği.
Ama şunu unutmamak gerek, Avrupa dünyası Türkiye’yi tehditle dizayn etmeye çalıştı, başaramadı. Terörle mücadele eden bir Türkiye ise istemiyorlar.
Türkiye olmadan yola devam edemeyeceklerinin farkındalar.
Türkiye bir yol ayrımında, bu ayrımın kime zarar getireceği ortada.
O nedenle birileri Suriye üzerinden farklı tehdit yollarıyla Türkiye’ye karşı hamle yapmaya kalkıyor, Türkiye’nin yürüdüğü yola taş koymaya çalışıyor."