Sovyetler Birliği’nin askerleri, 24 Aralık 1979'da Sovyet lideri Leonid Brejnev'in emriyle Afganistan’a girmişti. Sovyet askerleri, büyük kayıplar nedeniyle Mihail Gorbaçov'un emriyle 1988’de başladığı geri çekilme işlemini 1989’da tamamladı. Sovyet güçleri, Afganistan’da 15 bin ölü bıraktı, 500 e yakın uçağını yitirdi, ayrıca çok büyük ekonomik kayba uğradı.
1991 yılında SSCB dağılıp, Varşova Paktı da lağvedilince dünya komünizmin tehdidinden kurtulmuştu.
Buna rağmen batılılar NATO’yu bırakın lağvetmeyi daha da büyüttüler. Zamanın İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, NATO’nun büyütülmesi gerekçesi olarak; “Komünizm çöktü. Ancak hiçbir ideoloji düşmansız yaşayamaz. NATO için yeni bir düşman var, o da İslam!” diye açıklamıştı.
SSCB dağılınca tek süper güç olarak kalan ABD’nin o zaman ki Başkanı George Bush, Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) hayata geçirmek amacıyla Haçlı Savaşı ilan etmişti.
ABD, Birleşmiş Milletler’i yok sayarak, müttefikleriyle birlikte 2001 yılında Afganistan’ı, 2003 yılında da Irak’ı işgal etti. Diğer bazı İslâm ülkelerinde de iç karışıklıklar başlatıldı.
BOP için 22 İslam ülkesinin haritası değişecek denilerek işgaller başlatıldığında şu dayatma yapıldı: “Ya bizimlesiniz ya düşmanımız, başka bir şık yok!”
*** *** ***
Başlangıçta Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat, daha sonraki zaman diliminde kendi halkına zulme ve yapılan gösterileri kanla bastırmaya başlayınca, iyi ilişkiler bozuldu.
Türkiye, ABD ve batılı ülkeler, diktatör Esat’ın karşısına ılımlı muhalefet oluşturmak için anlaştılar.
Anlaşmaya göre, oluşturulan Özgür Suriye Ordusu Eğit-Donat Programı çerçevesinde desteklenecek, Suriye’de her kesime hitap edecek demokratik bir yönetim oluşturulacaktı.
*** *** ***
Ancak ne var ki, ABD ve Batılı müttefikleri Türkiye’ye ihanet ettiler. Önce Eğit-Donat Programını iptal ettiler, sonra da Esat yönetimini devirip geçiş dönemini yürütmesi için söz verdikleri Özgür Suriye Ordusu’na bırakın destek olmayı köstek oldular.
Böylece Beşar Esat yönetimine dolaylı olarak destek sağlamış oldular ve devrilmesini önlediler.
Daha sonra da, ABD ve müttefikleri, Esat yönetimini ayakta tutma görevini Rusya’ya devrettiler. Bu noktada da Rusya, Suriye’ye fiili olarak müdahale etti.
*** *** ***
Bu gelişmeden sonra işler çığırından çıktı.
Türkiye’nin, Rus savaş uçağını düşürmesinden sonra da bu bahaneyle Rusya, Suriye’ye tamamen yerleşti ve hava sahasını tümü ile kontrolü altına aldı.
Zaten Rusya’nın uçağını düşürtmesinin birinci amacı buydu.
Daha önce gerek PKK gerekse DAEŞ kamplarını bombalamak içir vızır vızır Suriye hava sahasına giren Türk uçakları, bu gelişmenin ardından giremez oldu.
Planın ikinci safhası Türkiye’yi savaşa sokmaktı ama Türkiye bu oyuna gelmeyince, PYD’yi Suriye topraklarında, Türkiye sınırları boyunca yerleştirme planını devreye koydular.
Türkiye bu defa, bu planı da sınırdan yaptığı topçu atışları ile bozdu.
*** *** ***
Gelinen noktada, ABD ve Rusya iki lider ülke olarak Suriye’de, ateşkes konusunda anlaştılar.
Ateşkesin amacı, Türkiye’nin PYD’ye yönelik, topçu atışlarını önlemeye dönüktü. Zira, Türkiye’nin topçu atışı PYD’nin o bölgeye yerleşmesini, dolayısı ile ABD – Rusya ortak planını bozguna uğratmıştı.
Türkiye, herhangi bir tehdit karşısında ateşkesin kendisini bağlamayacağını açıkladı. Ateşkes oyunu da böylece geri tepti.
Geriye, ABD ve Rusya’nın Türkiye’ye savaş açması planı kalıyor ki, bu da 3. dünya savaşı demektir.
İran her ne kadar ABD – Rusya ortaklığı ile hareket etse de, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin 34 İslam ülkesini bir araya getirip askeri ittifak kurması, böyle bir savaşı da göze almalarına imkân vermiyor.
Suudi Arabistan’ın elinde bulunan çok güçlü savunma sistemi, Türkiye’nin sevk ve idare kabiliyeti ve 34 İslam ülkesinin oluşturduğu askeri ittifak, muazzam bir caydırıcı güç meydana getirmektedir.
Türkiye’ye karşı yaptıkları her plan bozulmaya, attıkları her adım akamete uğramaya mahkûmdur. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.
NOT: Kanal 42 TV’de yayınlanan HASBİHAL programımda, Cumartesi günü 12.00 de geçen haftanın tekrarı, Pazar günü 12.00 de ise Ahmet POÇANOĞLU hocamızla hasbihalimiz vardır. Ayrıca her Pazar günü 16.00’da Ribat FM’deyiz. Davetlisiniz.