ABD yönetiminin, nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin ardından devreye soktuğu İran ekonomisini hedef alan yaptırımlar Tahran'ın kırılgan ekonomisindeki sorunları daha da derinleştirdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 8 Mayıs'ta nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinden 90 gün sonra devreye giren ilk aşama yaptırımlar nedeniyle İran'da döviz kuru tarihin en yüksek seviyesini görürken temel gıda ürünleri, otomobil ve uçak bilet fiyatlarında astronomik artışlar yaşandı.
ABD yönetimi, 7 Ağustos'ta devreye giren ilk aşama yaptırımlarla İran'ın dolar, altın ve değerli madenlere erişimini yasaklarken, bu ülkenin çelik, kömür, alüminyum ticareti ile otomotiv ve sivil havacılık sektörlerini de hedef aldı.
İran ulusal para birimi tümenin ABD doları karşısında mart ayının son günlerinde başlayan değer kaybı, ağustos ayından sonra daha da hız kazandı.
Nisan ayının başlarında 1 ABD dolarının 4 bin tümen seviyelerinden 6 bin 100 tümene fırlaması Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetini harekete geçirdi. İran Merkez Bankası, tümenin döviz kurlarına karşı değer kaybını önlemek amacıyla 10 Nisan'da doları 4 bin 200 tümen olarak sabitledi. Ancak serbest kur ile resmi kur arasındaki fark, yolsuzlukları da beraberinde getirdi.
Devletin resmi kur üzerinden döviz tahsisi yaptığı buna karşılık bazı ithalatçıların ise serbest piyasa üzerinden ithal ettikleri ürünleri serbest kur üzerinden sattıkları ortaya çıktı. Bunun üzerine rejime yakınlığıyla bilinen Tahran'daki Büyük Çarşı esnafı kepenk kapatma eylemleri yaptı. Eylemlerin ardından İran lideri Ali Hamaney başta olmak üzere din adamları ve siyasiler peşi sıra "yolsuzluğa karışanların en şiddetli şekilde cezalandırılması" çağrılarında bulundu.
İran Yargı Erki Başkanı Sadık Laricani, geçen ay yaptığı açıklamada, ülkede 120 kişinin yolsuzluk soruşturmaları kapsamında tutuklandığını ve davaların hızlıca sonuçlandırılması için 4 özel mahkemenin kurulduğunu duyurdu. Merkez Bankası Döviz Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmed Arakçi de tutuklananlar arasındaydı.
- İran'ın para birimi yüzde 146 değer kaybetti
Mayıs ayında serbest piyasada 1 ABD doları 6 bin 500 tümen seviyelerinde işlem görürken bugün bu rakam 16 bin tümene ulaşarak tarihi rekor kırdı. İran para birimi tümen ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana yüzde 146 değer kaybetti.
İran para biriminin bu şekilde hızla değer kaybetmesi, halkın alım gücüne ciddi bir darbe vurdu. İran'da bu yıl 1 milyon 312 bin tümen olarak belirlenen asgari ücret mayıs ayındaki döviz kurlarına göre yaklaşık 200 ABD dolarına eşitken söz konusu rakam bugün itibarıyla serbest piyasa kuruna göre 90 doların altına gerilemiş durumda.
- İlk aşama yaptırımların hedefi otomotiv sektörü oldu
ABD yaptırımlarının en çok etkilediği sektörlerin başında, İran'daki en büyük istihdam alanlarından biri olan otomotiv geliyor. İran Khodro ve Saipa tarafından 100 binden fazla kişi istihdam edilirken, yaklaşık 700 bin İranlı da otomobil üretimi ile ilgili sektörlerde çalışıyor.
Nükleer anlaşmanın ardından yılda 200 bin araç üretim kapasitesine sahip bir otomobil fabrikası açmak için Tahran'la 2016'da anlaşma imzalayan Fransız otomobil üreticileri PSA (Peugeot-Citroen) ile aynı yıl İran'la yılda 150 bin araba üretmek için 778 milyon dolarlık bir anlaşmaya imza atan Renault, ABD'nin yaptırımları nedeniyle Tahran'daki faaliyetlerini durdurduklarını açıkladı. Alman otomobil devleri Daimler ve Volkswagen de İran'a araç ithal etmeye hazırlanırken ABD'nin tek taraflı yaptırımları nedeniyle bu planlarından vazgeçti.
İran'ın ikinci büyük otomobil üreticisi Saipa ile çalışan İsveç'in otomobil üreticisi Volvo da dün yaptırımlar nedeniyle bankacılık sisteminin çalışamaz duruma geldiği gerekçesiyle İran'daki faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı.
Saipa, İsveç'ten gönderilen montaj setlerini kullanarak Volvo'nun ağır yük kamyonlarının montajını İran'da gerçekleştiriyordu.
Avrupalı otomobil üreticileri Peugeot-Citroen, Renault gibi şirketlerin, ABD yaptırımları nedeniyle Tahran'la ticareti durdurması ülkede otomotiv parçalarının tedarikinde sorunlara yol açtı.
İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakan Yardımcısı Muhsin Salihi Niya otomotiv sektörünün ihtiyaç duyduğu parça tedarikinin yerli otomobil üreticisi "İran Khodro" tarafından sağlanacağını açıkladı.
Ülkedeki yerli otomobil sanayisi ile ilgili endişeler, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani'nin iki hafta önce İran Khodro fabrikasını ziyareti sırasında bir kere daha gündeme geldi.
İranlı Öğrenciler Haber Ajansı'na (ISNA) göre, Şemhani, otomotiv sektörünün temsilcilerini ziyareti sırasında yaptığı konuşmasında, ABD'nin İran'a karşı ekonomik savaş başlattığını ifade ederek, "Otomotiv sektörü bu ekonomik savaşın ön cephelerinden olduğu için ABD'nin zalimce yaptırımlarının ilk hedeflerinden biri oldu." dedi.
İran Yerli Üretim Endüstrileri Derneği Başkanı Muhammed Rıza Necefimeneş de yaptırımlar nedeniyle otomobil üretiminde geçen ay yüzde 38 düşüş yaşandığını söyledi.
- Avrupalı otomobil üreticileri çekilirken boşluğu Çin dolduruyor
İran ulusal para biriminin dolar karşısında değer kaybetmesi ülkedeki otomobil fiyatlarını artırdı. Avrupalı otomobil üreticileri ardı ardına Tahran'la ticareti durduklarını açıklarken İran'da montajı yapılan Çin menşeli otomobiller ülkede rağbet görmeye başladı.
Ülkenin en büyük otomobil üreticisi İran Khodro; Renault ve Peugeot modelleri yerine Çinli otomobil üreticileri Haima ve Dongfeng Fengshen tarafından üretilen ve bir kısmı İran'da montajlanan Haima S7 ve H30 Cross modellerini satışa çıkardı.
İran'daki diğer Çinli otomobil üreticileri arasında Chery ve Brilliance şirketleri de bulunuyor. Saipa tarafından montajlanan Chery ve Brilliance'ın modelleri de ülkenin en çok satılan otomobilleri arasında yerini aldı.
- ABD'nin ikinci aşama yaptırımlarının hedefi İran'ın petrolü
2015'te imzalanan nükleer anlaşma sonrasında Tahran'ın petrol, petrokimya ve doğalgaz ihracatı yaptırımlar öncesi seviyeyi yakalamışken ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilerek ilk aşama yaptırımları devreye sokmasıyla İran, petrol ihracında yeniden zorluk yaşamaya başladı.
ABD yönetiminin İran'ın petrol ticaretini hedef alan ikinci aşama yaptırımlarının devreye girmesine iki aydan az bir süre kalmışken Tahran'ın petrol ihracatı, nisandan ağustosun sonuna kadar günlük 810 bin varil kayıpla yüzde 28 düştü.
İran Petrol Bakanlığı istatistiklerine göre, nisan ayında günlük 2 milyon 870 bin varil ham petrol ihraç eden Tahran'ın petrol ihracatı, ABD'nin 8 Mayıs'ta nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin ardından kademeli olarak azalmaya başladı.
Başta AB, Rusya ve Hindistan gibi ABD'nin yaptırımlarına karşı çıkan ülkelerin enerji şirketleri, İran'dan petrol sevkiyatını azaltmış durumda.
Küresel pazarda dolar ile işlem gerçekleştiren ve ABD'yle önemli ticari ilişkilere sahip, İran petrolünün başlıca müşterileri arasındaki, İtalya'dan ENI ve Saras, Fransa'dan Total, Hollanda'dan Royal Dutch Shell, Rusya'dan Lukoil ve Hindistan'dan Reliance gibi şirketler, İran'la ticarette farklı bankacılık seçenekleri ve yaptırımlardan muafiyet konusundaki arayışlarını sürdürüyor.
Royal Dutch Shell ve Total şirketleri, İran'dan petrol sevkiyatını askıya almış durumda. Diğer şirketler ise muafiyet arayışlarından sonuç alamazlarsa ülkelerinin yaptırımlara karşı tutumuna rağmen İran'dan petrol alımlarını 4 Kasım itibariyle sona erdireceklerini açıkladı. Fransız şirketler ise haziran ayından bu yana İran'dan petrol almıyor.
İran'ın Asya'daki petrol ithalatçıları Güney Kore ağustosta, Japonya da eylülde İran'dan petrol sevkiyatlarını durdurdu.
Japonya Petrol İhracatçıları Birliği Başkanı Takashi Tsukioka, geçen hafta başkent Tokyo'da düzenlenen basın toplantısında, Japon petrol şirketlerinin ABD yaptırımları nedeniyle İran'dan petrol sevkiyatını geçici olarak askıya aldığını ancak ABD ile muafiyet görüşmelerinin sürdürüldüğünü açıkladı. Bu açıklamaya rağmen İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene, Güney Kore dışında hiçbir ülkenin petrol ithalatını durdurmadığını söyledi.
ABD'nin İran'dan petrol alımlarını azaltma çağrılarını reddeden Çin, ağustos ayında bu ülkeden ham petrol ithalatını günlük 722 bin varilden 874 bin varile çıkardı. Hindistan ise önceki aya göre İran'dan yaptığı sevkiyatı yüzde 32 azaltarak günlük 523 bin varile indirdi.
ABD'nin tek taraflı yaptırımlarına karşı çıkan AB üyesi ülkelerin şirketleri ise ABD'nin finans sistemine erişim engeli endişesiyle temmuzda İran'dan petrol alımlarını azaltmaya başladı. Nisan ayında İran'dan toplamda günlük 460 bin varil ham petrol ithal eden İtalya, İspanya, Fransa ve Yunanistan gibi AB ülkelerinin petrol ticareti temmuza gelindiğinde nisana göre yüzde 40 azaldı.
ABD'nin ikinci yaptırım paketinin devreye gireceği 5 Kasım'dan itibaren İran Ulusal Petrol Şirketi, İran Petrol Ticaret Şirketi ve Ulusal Tanker Şirketi'ne uluslararası kısıtlamalar getirilecek ve ekonomisi büyük ölçüde petrole dayalı İran'ın petrol ve petrol ürünleri satışı engellenmeye çalışılacak.
Çin ve Hindistan gibi bazı ülkelerin İran'dan petrol alımını durdurmayacakları yönündeki açıklamaları, ABD'yi "İran'ın petrol ihracatını sıfırlama" konusunda geri adım attırsa da daha kasım ayı yaptırımı devreye girmeden İran'ın ihracatında yaşanan yaklaşık üçte birlik düşüş, ilerideki günlerde ülke ekonomisinin karşılaşacağı zorluklar hakkında ipuçları veriyor.
İkinci aşama yaptırımların devreye girmesiyle İran'ın petrol ihracatında günlük 500 bin ila 1 milyon varil daha fazla düşüş öngörülüyor. Bu da yaklaşık 60 milyar dolar olan İran'ın yıllık petrol gelirinin yaklaşık 27 milyar dolar azalması anlamına geliyor.
- Denizcilik ve çelik sektörleri de zarar gördü
İran'ın nükleer programına destek veren Rusya'daki bazı şirketler de İran'la ticareti askıya aldı. Bunlardan en dikkati çeken ise Rusya'nın demir çelik üreticileri MMK ile Severstal şirketlerinin İran'a çelik ihracatını durduklarını açıklamasıydı.
Dünyanın en büyük üçüncü konteyner işletmecisi CMA CGM şirketi de ABD yaptırımlarından korunmak amacıyla İran piyasasından çekildiğini duyurdu. CMA CGM ile İran Denizcilik Kurumu arasında, 2016'da ortak hatların işletimi, faaliyet alanları değişimi veya kiralanması ile terminallerin kullanımı konularını içeren bir iş birliği anlaşması imzalanmıştı.
Almanya'nın Siemens şirketi de AB'nin nükleer anlaşmayı yürürlükte tutabilmek için Tahran'la sürdürdüğü "olağanüstü" çabalara rağmen İran'la ilişkilerini sonlandıran büyük firmalar arasındaki yerini aldı.
- Ekonominin durumu hükümeti sarsıyor
Ülkenin büyük bir çoğunluğunu oluşturan alt ve orta sınıfta ekonomik hoşnutsuzluğun artması, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin başında bulunduğu hükümeti de sarsıyor. Meclis tarafından ülkedeki ekonomik krizin sorumluları olarak görülen Çalışma Bakanı Ali Rebii ile Ekonomi Bakanı Mesud Kerbasiyan ağustos ayında yapılan gensoru oylamaları sonucu görevlerinden azledildi.
Bununla birlikte ülkedeki ekonomik sorunların ve döviz krizinin faturası da Merkez Bankası Başkanı Veliyullah Seyf'e kesildi. Seyf, 25 Temmuz'da görevden alınarak yerine Abdunnasır Himmeti getirildi.
Böylesi bir ortamda 5 Kasım'da petrol ihracatını hedef alan ikinci aşama yaptırımların devreye girmesi halinde daha zor günlerin beklediği İran'da, ekonomik sorunların derinleşmesi ve bunun da halk arasındaki memnuniyetsizliği artırması ihtimali, geçen yıl aralık ayında olduğu gibi ülkede geniş çaplı hükümet ve rejim karşıtı protestoları tetikleme potansiyeli taşıyor.