Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şakir Dinçşahin, "Türkiye uzun vadede hedeflediği Suriye'nin kuzeyindeki Türkiye sınırını terör örgütlerinden temizleyip kendi sınırını, vatandaşlarının can güvenliğini sağlama konusundaki amacına bir adım daha yaklaşmış oluyor." dedi.
Türkiye'nin, Fırat Nehri'nin doğusuna yönelik olası askeri harekatına ilişkin değerlendirmede bulunan Doç. Dr. Dinçşahin, Fırat Kalkanı Harekatı'ndan beri Türkiye'nin sınırını koruma stratejisinden vazgeçmediğine dikkati çekti.
Dinçşahin, operasyonların aşama aşama gerçekleştiğini belirterek, "Görünen o ki Türkiye bir başka aşamaya geçti. Bu aşamada hem ABD'deki aktörlerin pozisyonu değişti hem TSK'nin Fırat'ın batısındaki hazırlıkları, daha doğrusu yaptığı çalışmalar neticelerini verdi. Uluslararası ortam burada operasyon yapmaya hazır hale geldi." diye konuştu.
ABD'nin DEAŞ'ı yok etme bahanesiyle terör örgütü PYD'ye silah ve eğitim desteği verdiğini ifade eden Dinçşahin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) bölgedeki operasyonları ile DEAŞ'ın ortadan kaldırıldığına, ABD'nin PYD'ye destek vermek için artık bir bahanesinin kalmadığına işaret etti.
Dinçşahin, Türkiye'nin, Çin ve Katar gibi devletlerle yakınlık kurmasının, özellikle S400 füze sistemi konusunda Rusya ile iş birliğinin, ABD'nin tepkisine yol açtığını anımsatarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'yi tekrar yanlarına çekmek istediler. Şunu da söylemek lazım. Bu bölgede asker bulundurmak ABD açısından masraflı bir iş. Genelde bu tür operasyonlara girdiğinde barış sağlandıktan sonra bunu masrafı çıkartabilecekleri doğal kaynak yönü olan, bir nevi yatırıma dönüştürecek yerde yapmayı tercih ederler. Suriye böyle bir yer değil. Yapılan masraf daha ziyade stratejik, savunma nedenleriyle yapılan masraflar. Hem masraf yapmamaya hem de Türkiye'yi kendi saflarına çekmeye çalışıyorlar."
- "ABD bir saatlik mesafeye çekiliyor"
ABD'nin Suriye'de 5 bin askeri olduğuna değinen Dinçşahin, bunlardan bir kısmının ülkelerine döneceğini, kalanının ise Irak'ın kuzeyindeki ya da Ürdün'deki ABD üslerinde görevlendirileceğini dile getirdi.
"Bu dönüş aslında yarım saatlik ya da bir saatlik mesafeye çekilecekleri anlamına geliyor" sözlerine yer veren Dinçşahin, şöyle devam etti:
"Bir taraftan çekilmiş oluyorlar ama bölgedeki etkinliklerini devam ettireceklerini hesap edebiliyoruz. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim, Türkiye uzun vadede hedeflediği Suriye'nin kuzeyindeki Türkiye sınırını terör örgütlerinden temizleyip kendi sınırını, vatandaşlarının can güvenliğini sağlama konusundaki amacına bir adım daha yaklaşmış oluyor."
ABD'nin FETÖ operasyonları yapacağına dair işaretler vermesinin ve PYD konusundaki tutumlarının Türkiye'yi kazanmaya yönelik adımlar olarak değerlendirilebileceğine işaret eden Dinçşahin, şu değerlendirmede bulundu:
"Trump yönetimi Türkiye ile tekrar güven tazelemek, müttefikini başka bir eksene kaptırmamak konusunda hassasiyet göstermeye başlamış gözüküyor. Bu hem Türkiye için önemli bir adım hem de ABD için uzun vadede bir kazanım olacaktır. Terör örgütlerinin hakim olduğu parçalanmış bir Suriye yerine güvenliğin, istikrarın sağlanmış olduğu, sınır güvenliğinin garanti altına alınmış olduğu bir Suriye'yi göreceğiz. Bütün taraflar kazanacak diye umut ediyorum."