Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas, parlamento seçimlerinden büyük bir başarıyla çıktı. İsrail, ABD ve Avrupa Birliği'nin örgüte yönelik tehditleri Filistin halkının tercihini değiştirmedi. Fetih’e yapılan hibeler de Hamas’ı engelleyemedi. Filistin halkı, yozlaşmış yöneticilere, yolsuzluklara, işbirlikçilere karşı oy kullandı. “Yılgınlık yok, direniş var!” dedi adeta.
Ortadoğu'da demokrasi istediğini söyleyen ABD, şimdi şaşırmış durumda. Gerçi “güvenlikçi” devletler bazen muhalif örgütlenmelere otoritelerini pekiştirmek için destek bile verirler ama ben Hamas’ın bu şekilde iktidara geldiğini hiç düşünmüyorum. Tersine ABD hegemonyası git gide sarsılıyor. Belki de İran’ın sert bir söylemle nükleer çalışmalarını sürdüreceğini vurgulaması da, Irak’ta tökezleyen ABD’nin kendisini vuramayacağı konusundaki zann-ı galibinden kaynaklanıyor.
Uluslararası istikbara göre, Hamas bir terör örgütü idi. Gel gör ki, Filistin halkı bu örgütü iktidara getirdi. Bu durumda teröre verdiği anlam açısından ABD’nin tutarlı olabilmesi için Hamas yönetimini ve ona oy verenleri terörizmle suçlamayı sürdürmesi gerekecek! Filistin halkı kararını verdi. İsrail’ karşı direnişte ABD ve AB yardımlarını dahi gözden çıkardı ve tercihini İsrail devletinin ortadan kaldırılması ve İslâm hükümlerinin hakim olması yönünde kullandı.
Şimdi Filistin halkı demokrasi havarilerini “demokrasi” ile imtihan ediyor. Ne var ki, ABD İsrail'le barışana kadar Hamas iktidarını tanımama eğiliminde. BM Genel Sekreteri Kofi Anan'a Hamas, ancak silahsızlanırsa meşru olacağını söylüyor. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ise Hamas’ın zaferinden fevkalade rahatsız olmuş!
Aslında uluslar arası arenada bir terör örgütü kabul edilen Hamas’ın konumu dünyada bir ilk değil. Vefat eden Fetih lideri Yasir Arafat da bir dönem terörist kabul ediliyordu ama daha sonraları BM’nin devlet başkanı statüsünde karşıladığı bir kişi haline geldi. İsrail devletinin kuruluşu farklı mı? O, sanki “demokratik seçimlerle” Filistin’de ilan edilen bir devlet mi? Demek ki, ABD’nin önünde yapacağı şey şu: Terör ve terörist kavramlarının aslında “izah edici” olmadığını kabul etmek ve Filistin halkının iradesine saygı göstermek, kendisinin ve İsrail’in her muhalifine terörist demeyi bırakmak.
Filistin seçimlerinden yola çıkarak bir öngörüde bulunmak mümkün mü? Evet, İbrahim Karagül’ün 27/1/2006 tarihli Y. Şafak’taki yazısında ifade ettiği gibi, 1990'lardan bu yana “iflas ettiği” vurgulanan "Siyasal İslam" tartışmaları yeniden alevlenecek. Sadece Filistin'de değil, Ortadoğu'nun birçok ülkesinde Filistin'deki kadar demokratik seçim yapılsa, İslamcı kadrolar iktidara gelecek. Dolayısıyla yeni bir Siyasal İslam dalgası geliyor. Halkların ABD hegemonyasına hayır demesi işgalcileri kara kara düşündürecek. Araziye uyan değil, direnenler kazanacak. BOP’un iflas etmesine az kaldı!