7 Ekim 2005 Cumartesi günü Memleketin ilk sayfasında TYBde Ramazan Sohbetleri başlıklı bir haber yayımlandı. Haberde Mehmet Emin Eminoğlu ile A. Kudsi Eminoğlu kardeşlerin teravihten sonra konuşacakları bildiriliyordu.
O gün teravihten sonra o sohbete Ahmed Kudsi Eminoğlu, sağlığı elverişli olmadığı için katılamadı. Fakat kardeşi Mehmed Emin Eminoğlu, Koyunoğlu Müzesi Müdürü Hasan Yaşar Beyin de yardımlarıyla yakın geçmişte yaşadığı ciddî sağlık sorunlarına rağmen sohbet etmek üzere TYB evini teşrif etti. Üniversiteden iki hocamız da biri emekli Ali Osman Koçkuzu, öteki Mustafa Çıpan Beyler- onu beklemekteydiler.
Mehmed Emin Eminoğlu hocayı, hayatından kesitleri; çok renkli, çok ilginç, çok eğlendirici, çok üzücü hâtıralarını dinlerken ülkemizin, bölgemizin yakın geçmişini de, hemen her bakımdan gözden geçirmiş, kimi gerçeklerimizi yeniden hatırlamış olduk. Hocanın neredeyse üç saate yaklaşan sohbet sırasında neşrettiği enerji, hakikaten hayran olunacak bir seviyedeydi. Sağ olsun, Ali Osman Koçkuzu Hocamız arada bir, konuşulan konuya ilişkin bilgi ve görüşlerini serd ederek Eminoğlu Hocanın dinlenmesine vesîle oldu.
Eminoğlu kardeşlerin hayatları, ülkemizin ve başta Suriye, Mısır ve Katar olmak üzere bazı Arap ülkelerinin son altmış yılına dair dînî, sosyal, ekonomik ve siyâsî derslerle, ibretlerle dolu zengin mi zengin bir hayat. Bu hayatın temel motifinin din duygusu, İslâmı öğrenme ve öğretme, yaşama ve yaşatma aşkı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Onu dinlerken, benzer bir macerayı yaşayan başka bir zatı hatırladım. O zat, Ahmet Muhtar Büyükçınardır. Başından geçenleri anlatan Hayatım İbret Aynası adlı üç ciltlik eseri nasıl büyük bir zevkle ve heyecanla okumuş, sonra da kim bilir kaç kişiye okutmuştum. Marifet Yayınlarından çıkan bu eser, sonra Bilge Yayınlarınca tek cilt hâlinde yeniden yayımlandı. Hem sürükleyici hem öğretici olmayı başarmış bir eser okumak isteyenlere hararetle tavsiye ederim.
Ahmet Muhtar Büyükçınarın hayatını anlatan o eserin başında M. Ertuğrul Düzdağ ile Necmettin Turinayın imlâ, noktalama, dil ve anlatım bakımından esere katkıda bulundukları belirtiliyordu. Ahmed Kudsi ve Mehmed Emin Eminoğlu kardeşlerin hayatlarını kendilerinin kaleme almakta güçlük çekeceklerini, bazı konularda tevazu ve başka sebeplerle çekingen davranacaklarını sanıyorum. Onun için bu işi, uzun ve sabırlı bir çalışmayla, belki haftalar sürecek röportajlarla başka birilerinin yapması gerektiğini düşünüyorum.
Kimse yok mu? diye seslenmek ve çok kısa bir sürede Biz varız! veya Ben varım! diyenleri işitmek ve olabildiğince kısa bir sürede bu varoluşların sonuçlarını görmeyi çok istiyorum.
Birçok değerimiz ve zenginliğimiz, vaktinde fark edemediğimiz ve hak ettiği değeri veremediğimiz için kaybolup gitti. Oysa onların tecrübelerini öğrenmeye öyle muhtacız ki