Adalet Bakanı Bozdağ, İstanbul'da

Bozdağ: (2) - "CHP'nin iktidar derdi yok. 26'yı alıyor, Meclis'te oh, yan gel yat. Yeni sistem, yan gel yat siyasetini de ortadan kaldırıyor"- "Türkiye'de hükümet sistemi değiştiriliyor ama Almanya'ya bakarsanız sanki Türkler, Federal Almanya'nın hükümet

İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "CHP'nin iktidar derdi yok. 26'yı alıyor, Meclis'te oh, yan gel yat. Yeni sistem, yan gel yat siyasetini de ortadan kaldırıyor." dedi.

Bozdağ, partisinin Kartal İlçe Başkanlığının Karayemiş Tesisleri'nde muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, avukatlar ve iş adamlarına yönelik düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmada, CHP'nin reddedeceğini bildiği için referandumu Anayasa Mahkemesine taşımadığını söyledi.

Halkın oyunu almak için Anayasa Mahkemesine gitmediğini kaydeden Bozdağ, "Eğer milletin oyuna ihtiyacı olmasaydı Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibini dosyaları alıp Anayasa Mahkemesinin kapısını çalmaktan hiçbir güç alıkoyamazdı." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Necmettin Erbakan'ın ölüm yıl dönümü etkinliğine katıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Merhum Erbakan'ı iktidardan etmek için 28 Şubatçılarla beraber çalışanlar da bunlar ama dikkat edin Erbakan Hocamızı anma toplantısına Sayın Kılıçdaroğlu gitti, katıldı, elini açtı Erbakan Hocamız için dua etti. Eğer, bu halk oylaması olmasaydı, Saadet Partililerin oyuna ihtiyacı olmasaydı vallahi hiçbir güç Kılıçdaroğlu'nu Erbakan'ı anma toplantısına götürüp Erbakan Hoca'ya dua ettiremezdi." ifadelerini kullandı.

Bakan Bozdağ, CHP'nin her seçim başarısızlığı sonucunda sorunu kendisinde aramak yerine halkı suçladığını, seçim döneminde ise yine suçladığı halka gittiğini söyledi.

CHP'nin her seçim başarısızlığı döneminde, oy verenlere "göbeğini kaşıyan adam", "bidon kafalılar", "oyunu kömüre, makarnaya sattı", "bize oy verenler üniversite mezunu, AK Parti'ye oy verenler daha az eğitim alanlar. Herkes üniversite mezunu olsa biz iktidarız." gibi söylemlerde bulunduğunu hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Halkı cahil yerine koyuyor, halka hakaret ediyor sonra da utanmadan gene o vatandaşların yanına gidip 'Aziz vatandaşlarım bana oy verin.' diyor. Şahit miyiz buna? Her seçimden sonra yapıldı mı? Her seçimden sonra yapıldı mı yapıldı ama şimdi yapamaz. Şimdi herkesin kapısına koşuyor. Hiç duyuyor musunuz eğitimlilerin oyu şöyle böyle, bunlar bidon kafalı filan? Yok. Herkesin kapısına koşuyor. Neden? Halk oylamasının onların dediği gibi sonuçlanması için sizin oyunuza ihtiyacı var da ondan."

Yeni sistemin millete saygısı olmayanların, milleti sevmeyenlerin iktidarını engellediğini anlatan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"CHP'nin 26'sı var, 25 puana ihtiyacı var. O zaman CHP, kalkıp 'bidon kafalı' diyebilir mi? Diyemez. Sıkar. Millet onun gereğini sandıkta yapar. Çünkü CHP'nin iktidar derdi yok. 26'yı alıyor, Meclis'te oh, yan gel yat. Yeni sistem, yan gel yat siyasetini de ortadan kaldırıyor. Ter dökecek, çalışacak. Çalışmazsan hiçbir şeyin sahibi olamazsın. Yatmaya alışmış olanlar da bu sisteme karşı. 'Küçük olsun, benim olsun, hep ben olayım, kaybetsem de ben olayım' diyenler Türkiye'nin siyasetinde var. Yeni sistem, bu açıdan da büyük bir değişimi getiriyor. Kaybeden kayboluyor. Çünkü yeni sistem değişim iradesinin de sürekli iktidar olması demektir."

Yeni kuşakların 10 senede bir Türkiye'nin yönetimine gelmesine ve yönetimde etkin bir güç olmasına yol açacak dinamizm, heyecan ve yeniliğin Türkiye'yi daha iyi bir noktaya taşıyacağını anlatan Bozdağ, "Kaybedenlerin hemen gideceği, çok başarılı olanların dahi 10 senede bir değişeceği ve yeni düzlemin Türkiye'yi yöneteceği bir düzeni 16 Nisan'da beraber inşa edeceğiz. Değişime direnen herkes bunun karşısındadır." ifadelerini kullandı.

Seçilme yaşının 18'e indirilmesine karşı çıkıldığını da belirten Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Burada büyük bir adımı da 18 yaşta atıyoruz. Bu, çok önemli. 'Meclis'i çocuklarla mı dolduracaklar?' diyorlar. Cumhurbaşkanı seçiyor, belediye başkanı, il genel meclisi seçiyor bunlar, onlara diyor.​ Evleniyor gençler, 'Aman bu yaşta yuva kurulur mu?' demiyoruz. Ehliyet alıyor şoför oluyor, kendimizi, sevdiklerimizi onun bindiği arabaya bindiriyoruz, 'Aman bunların hayatını tehlikeye atar atar.' demiyoruz. Askere alıyoruz 'Aman bunlar gencecik niye askere alıyoruz?' demiyoruz. Terör örgütleriyle mücadele gönderiyoruz 'Yahu bunlar gencecik çocuklar terör örgütleriyle mücadeleye gönderilir mi?' demiyoruz. Ama 18 yaşındaki birisi milletvekili adayı olabilsin deyince 'Çoluk çocuğa mı kaldı bu memleket.' diyoruz."

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u 21 yaşında fethettiğini aktaran Bozdağ, "Herkes Fatih olamaz ama bir milletin içinde Fatihler çok olur. Bir değil, yüzlerce, binlerce olur. Siz buna imkan verirseniz olur, güç verirseniz, yolunu açarsanız olur." diye konuştu.

CHP'nin gençlere "Hayır deyin" kampanyası yürüttüğünü kaydeden Bozdağ, "Neyi oyluyoruz biz? Gençlerin milletvekili seçilme hakkı olsun mu olmasın mı? Belediye başkanı adayı olma hakkı olsun mu olmasın mı? Bakan olsun mu olmasın mı? Gençlere diyor ki 'Biz bakan olmak, vekil olmak istemeyiz.', 'Siyaset yapmak istemeyiz.' diyerek oy verin. Böylesine bir mantıksızlık olabilir mi? Bu neyle izah edilir? İdeolojik körlükle izah edilir." ifadelerini kullandı.

- Almanya'nın tutumu

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya'nın referanduma ilişkin tutumunu eleştirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'de hükümet sistemi değiştiriliyor ama Almanya'ya bakarsanız sanki Türkler, Federal Almanya'nın hükümet sistemini değiştirmek için uğraşıyormuş gibi bir algı var. Avrupa Konseyi ülkesi bazı ülkeler Türkiye'nin hükümet sistemini değil de kendi ülkelerinin hükümet sistemi değişiyormuş gibi telaştalar. Türkiye'nin hükümet sistemini değiştirmemesi için baskı yapıyorlar. Türk siyasetçilerin oralarda konuşmalarına izin vermiyorlar. Bir yandan ifade hürriyeti, bir yandan toplanma hakkı, bir yandan hukukun üstünlüğü, bir yandan demokrasi diyorlar ama ne toplanma hakkına, ne ifade hürriyetine, ne toplanma hakkına, ne hukukun üstünlüğüne ne de demokrasiye saygıları var. Sadece kendileri için bunu istiyorlar. Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarına, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarına yapılan haksızlıkların haddi hesabı yok ama bakıyorsunuz Türkiye ile ilgili bir şey oluyorsa bambaşka. Sen önce kendi ülkende demokrasiyi bir hakim kıl bakalım. Hukukun üstünlüğünü hakim kıl. PKK terör örgütü orada stant açmış duruyor, sen cami derneklerinde terörist arıyorsun. Terörist gözünün önünde. Sarayda ağırlıyorsun teröristi, cami derneklerinde masum insanlara terörist muamelesi yapıyorsun. Alman Devlet Televizyonu 'hayır kampanyası' başlatmış, reklamlar yayınlıyorlar."

- "Zayıf bir Türkiye olsun istiyorlar"

"Neden bunlar Türkiye'deki sistem değişikliğine karşı çıkıyorlar." diye soran Bozdağ, şunları aktardı:

"Bunların tek derdi zayıf bir Türkiye, istikrarsız bir Türkiye, Türkiye'yi yöneten zayıf iktidarlar, devamlı iç kavgalarıyla krizle, kaosla, terörle mücadele eden ve enerjisini daima içine harcayan bir Türkiye olsun istiyor. Kendi kapılarında dilenci olan bir Türkiye olsun istiyorlar. 'Biz de onlara ara sıra bir şeyler verelim idare edelim.' diyorlar. Böyle bir Türkiye istiyorlar. Onun için karşılar bunlar. Bu sistem değiştikten sonra siyasi istikrar olacağı için güçlü iktidar olacağı için düdük çalınca Türkiye'nin siyasetini hizaya getirme imkanları yok. Vekil transferiyle, başka yol ve yöntemlerle hükümet değişikliği yapma imkanları yok. Hatırlarsanız 1997'de Doğru Yol Partisi'ne, merhum Erbakan hocamıza operasyon yapıldı. Hükümet istifa ettirildi, Doğru Yol Partisi'nden patır patır vekiller istifa etti, yeni bir parti kurdular ve hükümet bambaşka bir hal aldı. 2002'de rahmetli Ecevit seçime gitmek zorunda kaldı. Hani oğlu deniyordu, Hüsamettin Özkan ama ne yaptı? Ecevit'e ilk hançeri Hüsamettin Özkan soktu. İsmail Cem istifa etti. Dışarıdan ithal bakan istifa etti. Bakanların istifasını takip ederken diğer bakanlar diğer vekiller 'son dakikaları' takip edemez hale geldik. Neden? Karar vermiş güç odakları Ecevit'i iktidardan indirecekler. Operasyon çekiyorlar. Tehditle, şantajla, makamla, başka başka hukuksuz ve ahlaksız yol ve yöntemlerle bunları yapıyorlardı."

Meclis'in ortadan kaldırıldığı gibi bir yalanın söylendiğini kaydeden Bozdağ, şöyle konuştu:

"Şu anda hükümete rağmen Meclis'te bir kanun kimse yapamaz. Kabul edilen kanunların yüzde 99'u kanun tasarısı, yüzde 1'i tekliftir. O teklifleri de hükümet verdirir ya da onaylar. Şimdi hükümet kanun tasarısı veremeyecek. Şimdi bütün teklifi milletvekilleri verecek. Komisyonda, genel kurulda görüşmelere katılmayacak. Vekilleri görüşecek, kabul ya da reddedecek. Cumhurbaşkanı sadece 'Şu kanuna ihtiyacım var.' diye rica edebilecek ya da partisinden olan vekillere kanun teklifi verdirebilecek. Başka bir şey yok. Bu milletvekillerini güçlendiriyor mu zayıflatıyor mu? Şimdi bakanların gözüne bakıyor herkes. Orada bakan olmayacak ki. Herkes kendi iradesiyle karar verecek. Ben şimdi hem bakanım hem de vekilim. Hem yasama üyesiyim hem yürütme üyesiyim. Yeni dönemde yasama üyesi yürütmede görev alamayacak. Aldığı zaman yasama üyeliği sona erecek. Herkes işini yapacak, birbirini denetleyecek. Parlamento bu dönemde yapılan düzenlemelerle gerçekten bugünkü şeklinden katbekat daha güçlü hale getirilmekte ve milletvekilleri daha da güçlendirilmektedir. Bu son derece önemli bir adım."

Adalet Bakanı Bozdağ, "Cumhurbaşkanı isterse bir kararnameyle muhtarlıkları kaldıracak, suçları affedecek, şu olacak bu olacak" şeklinde söylemlerin olduğunu kaydederek, "Bu yalanın şahıdır. Ayıptır ya, bir ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak böyle şeyleri milletin gözünün içine baka baka söylüyorlar. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yasamaya ilişkin konularda çıkarılamaz, yargıya ilişkin konularda çıkarılamaz. İnsan haklarına ilişkin konularda çıkarılamaz, siyasi haklara ilişkin konularda çıkarılamaz. Bu konularda Cumhurbaşkanının kararname çıkarma hakkı ve yetkisi yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

Bu sistem değişikliğinin ülkenin ve milletin bekası, istiklali, istikbali, istikrarı ve Türkiye'nin, Türk milletinin daima güçlü kalması için şart olduğunu vurgulayan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz hep beraber el ele vermeliyiz. Parti farklarını bir kenara bırakmalıyız. Türkiye'miz ve geleceğimiz için 16 Nisan'da sandıkta 'evet'leri patlatmamız lazım. Öyle patlatmalıyız ki Merkel, Almanya'dan duyduğunda şöyle o sesle yerinden fırlamalı, 'Yine mi Türkler...' diyebilmeli. Allah'ın izniyle ben diyeceklerine de inanıyorum. Öyle patlatmalıyız ki Kandil'deki teröristler, Pensilvanya'daki FETÖ, DHKP-C ve diğer bütün terör örgütleri bu millete yol çizemeyeceklerini bir kez daha görmelidirler. Türkiye'nin daima istikrar içerisinde ve güçlü iktidarlarla yönetilmesi, milletimizin ve devletimizin krizler ve kaoslar ve benzeri olumsuzluklarla güçlü bir şekilde boğuşup onları alt edebilmesi ve Anadolu'nun daima huzur, güven ve barış adası olarak varlığını devam ettirmesi için birlikte yeni dönemin kapılarını açalım. 16 Nisan'a kadar herkes sevdiğine, saydığına, hatırının geçtiğine bu meseleyi anlatmalıdır. Bu mesele çok net söylüyorum; Tayyip bey için değil, Tayyip beyden sonrası içindir. AK Parti için değil, AK Parti sonrası içindir. Türkiye'nin daima siyasi istikrar ve güçlü iktidarlar tarafından yönetilmesi için, milletimizin ve devletimizin, Cumhuriyetimizin bekası içindir."

(Bitti)

AA

Gündem Haberleri

Açık bırakılan rögara düştü, yanındaki arkadaşı dakikalar sonra fark etti
Tekirdağ’da 300 polisle dev denetim
Ambulans kaza yaptı: 7 yaralı
Virajı alamayan otomobil kaldırıma çıktı
Polis memurunun alkollü sürücü ile imtihanı