NEVŞEHİR (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in Kanada'da çiftlik evi alıp, bu ülkeye kaçacağı iddialarına ilişkin, "Biz gereken bilgileri ABD Adalet Bakanlığına bildirdik. Çiftliğin kimin adına alındığı da belli. Her yerde takibinde olacağız ve Türkiye'ye iadesini, getirilmesini temin edecek her türlü uluslararası hukuktan kaynaklanan yetkimizi, hakkımızı kullanacağız." dedi.
Nevşehir Konağı'ndaki "Medya Buluşması"na katılan Bozdağ, bir basın mensubunun "FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in Kanada'da çiftlik evi alıp, bu ülkeye kaçacağı hakkında iddialar var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ?" şeklindeki sorusu üzerine, nereye kaçarsa kaçsın her yerde takipte olacaklarını söyledi.
FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in eninde sonunda yargı önünde hesap vereceğini vurgulayan Bozdağ, "Biz gereken bilgileri ABD Adalet Bakanlığına bildirdik. Çiftliğin kimin adına alındığı da belli. Her yerde takibinde olacağız ve Türkiye'ye iadesini, getirilmesini temin edecek her türlü uluslararası hukuktan kaynaklanan yetkimizi, hakkımızı kullanacağız. Gereken adımları atacağız. Sonunda Türkiye'ye getirip Türk yargısının huzuruna çıkaracağız. Bugün olur yarın olur ama eninde sonunda yargıda hesap verecektir. Türk milleti adına, Türk yargısı yaptığı bütün eylemlerin ve yaptırdığı bütün eylemlerin, suçların hesabını soracak, adalet eninde sonunda yerini bulacaktır." ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin "cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Cumhurbaşkanı'nın parlamentoyu fesih yetkisi var mı? CHP Lideri Kılıçdaroğlu 'yeni dönemde hiç bakan olmayabilir' dedi" şeklindeki sorusu üzerine de Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun kasıtlı olarak kelimelerin anlamları üzerinde gerçekleri yansıtmayan açıklamalarda bulunduğunu ileri sürdü.
Bozdağ, değişiklik paketinde rejimde değil, cumhurbaşkanlığı sisteminde değişime gidildiğine değinerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Kılıçdaroğlu hatırlarsanız daha önce 'bu bir rejim değişikliği' dedi. Biz de 'hükümet sistemi değişikliği' dedik. O zaman Kılıçdaroğlu, Türk Dil Kurumunun sözlüğünde 'parlamenter rejim ifadesi' geçiyor diye oradan alıntı yaparak onu söyledi. Halbuki sözlükler kavramları toplum içerisinde kullanılış şekliyle ifade eder. Bazı şeylerin literatürdeki karşılığını orada verdiği olur, vermediği olur. Sayın Kılıçdaroğlu literatürdeki gerçek anlamının dışında 'galat-ı meşhur' olarak yapılmış kullanımları alarak bu milletin yanılgıya düşmesine yol açacak açıklamalar yaptı. Bu sistem bir hükümet değişikliği sistemidir, rejim değişikliği değildir. Ama artık bu yalanı kullanmıyorlar, balon çoktan patladı. Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinin yenilenmesine dair anayasanın 116. maddesindeki yetki fesih olarak vardır. Ama fesih kavramını kullanırken seçimlerin yenilenmesine ilişkin düzenleme bu anlamda kullanır. Bizim de açıklamalarımız var. Sizin dediğiniz bu fesih seçimlerin yenilenmesini kastediyorsa zaten bu Anayasa'da 116. madde de var. Nitekim Cumhurbaşkanı seçimleri 7 Haziran'dan sonra yenilendi. Sonra bu işten vazgeçtiler. Ama son günlerde Kılıçdaroğlu, yine sözlükten alıntılar yaparak 'bu ayrı bir şeydir' diyor. 'Cumhurbaşkanı Meclisi kapatacak dağıtacak böyle bir yetki veriliyor' diye bir yalanı ifade ediyor."
- "Fesih söz konusu değildir"
Anayasada 'fesih' diye bir kavram olmadığını 'Meclisin feshi' diye bir ifadenin asla bulunmadığını dile getiren Bekir Bozdağ, şöyle konuştu:
"Yürürlükteki anayasada TBMM'nin seçimlerinin yenilenmesi ibareleri yer alır. Şu anda halk oylamasına giden metinde de cumhurbaşkanı ve TBMM seçimlerinin yenilenmesi ifadesi kullanılıyor. Hem 1982 Anayasası hem de bu anayasada değişiklik yapan metin, bilinçli olarak fesih kelimesini kullanmamıştır. Seçimlerin yenilenmesi kelimesini kullanmıştır. Sebebi de şu, devlette istimrar ilkesi esastır. Yani devamlılık esastır. Devlet organlarının, kurumlarının devamlılığı esastır. O yüzden Türkiye'nin hiç bir zaman yasamasız ve yasama üyeleri olmaksızın varlığını devam ettirmemesi için istimrar ilkesi gereği seçimlerin yenilenmesi ifadesi kullanıldı. Çünkü, eğer fesih kullanılmış olsaydı fesih kararı alındığı an TBMM'nin de orada görev yapan milletvekillerinin de üyeliği sona erer. Çünkü fesih, görevi ve üyeliği sona erdiren sonuç ortaya koyar. Peki bizim anayasamızdaki ifadeleri cumhurbaşkanı uyguladı. 2015'te Meclis kapandı mı? Kapanmadı. Çalışmalarına devam etti mi? Etti. Milletvekilleri görevlerine devam etti mi? Etti. Yeni parlamento, seçilip göreve başlayıncaya kadar, görevini sürdürdü. O nedenle burada bir fesih söz konusu değildir. Seçimlerin yenilenmesi söz konusudur."
- "Parlamentoda güvenoyu ihtiyacı yoktur"
"Bir de Sayın Kılıçdaroğlu bir şey daha söylüyor, onu da ifade etmekte fayda görüyorum. 116. madde de cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesi yetkisini kullanırken hükümetin kurulamamış olması gerekçesiyle bunu kullanıyor." diyen Bakan Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yani orada bir sebebe bağlıyor. Nedir o parlamenter sistemde hükümet Meclisin içinden çıkıyor, Meclisin güvenoyuna dayanıyor. Dolayısıyla anayasa diyor ki yeni seçilen Meclise, 'hükümeti kurun kurduysanız güvenoyu verin eğer güvenoyu vermezseniz veya kuramazsanız, belli bir sürede geçerse cumhurbaşkanı Türkiye'nin daha fazla hükümetsiz kalmasına izin vermez, seçimleri yenileyebilir' diye bir kural koyuyor. Çünkü 'Türkiye hükümetsiz kalmasın diye, belirsizlik olmasın diye Meclisin üzerinde bu yetkiyi bir baskı olarak kullanılsın ve hükümet süratli bir şekilde kurulsun, partiler, vekiller bu baskıyı hissederek uzlaşmaya yanaşsın' diye bu vardır. Şimdi biz parlamenter sistemi kaldırıyor yerine cumhurbaşkanlığı sistemini getiriyoruz. Bu sistemle parlamento içerisinden çıkan parlamentonun güvenine dayanan vekiller uzlaşmazsa kurulamayacak veya kurulacak bir hükümet yok. Hükümet sandıktan çıkacak halkın güven oyuna dayanacak. Dolayısıyla cumhurbaşkanının, hükümetin kurulamaması gibi bir nedenle TBMM seçimlerinin yenileme gerekçesi ortadan kalkmıştır. Böyle bir ihtimal yok. Sayın Kılıçdaroğlu, parlamenter sistemde, hükümetin kurulamaması güvenoyu alamaması ve bunun üzerinden 45 günlük bir süre geçmesi gibi bir hadise yok. Sandıkta ilk turda yüzde 50 artı bir alırsa yürütme organı seçiliyor, alamazsa 15 gün sonra yapılacak ikinci tur oylamada yürütme organı seçiliyor ve halkın güvenoyuna dayanıyor. Parlamento da güvenoyu ihtiyacı yoktur. O nedenle bu gerekçeyle parlamento seçimlerinin yenilenme durumu yeni halkoyuna sunulan anayasa paketi içerisinde yer almamıştır."
Yeni sistemde bazı şeylerin gizlendiğine dikkati çeken Bozdağ, "O da şu; bu sistemle cumhurbaşkanı parlamento seçimlerini yine yenileyecektir. Ama yenilerken kendi seçimini de yenileyecek. Cumhurbaşkanının bu yetkiyi keyfi kullanmaması için getirilmiş bir müeyyidedir." dedi.
Öte yandan TBMM'ye de kendi seçimlerini yenileme kararı alarak cumhurbaşkanı seçimlerini yenileme hak ve yetkisi verildiğine de işaret eden Bekir Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu da önemli. Meclis de karar aldığı takdirde cumhurbaşkanını seçime götürmektedir. Meclise de cumhurbaşkanına da seçimlerin yenilenmesi kararını alabilirsiniz. İkisine de bir gerekçe vermiyor. Her iki tarafta bu yetkilerini kullanırken çok düşünecektir. Bu denge denetleme sisteminin tam gereğidir. Yasama ve yürütmenin tam bir mekanizmaya sahip olmasıdır. Uzlaşmaya tarafları zorlayacaktır. Bunda büyük yarar vardır. Her iki hal de parlamentoyu güçlendirmektedir. Burada cumhurbaşkanını güçlendiren bir şey söz konu değil. Parlamento güçlenmektedir. Çünkü ilk defa parlamento, cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi hak ve yetkisine kavuşuyor. Diğer yandan ilk defa, cumhurbaşkanı da parlamento seçimlerini yenilerse kendi de seçime gidecek bu iki kuralın ikisi de parlamentoyu cumhurbaşkanı karşısında bugünküne göre daha fazla güçlendiren iki önemli anayasal değişikliktir."
(Bitti)
AA