Şimdi diyeceksiniz ki, Hikmet gene kafayı birisine mi taktı da bu başlığı attı acaba? Evet, taktım valla hem de bu sefer acayip taktım. Benim çamurumdan mıdır, suyumdan mıdır zaten taktığıma takılır kalırım, huyum kurusun. İlçemde son zamanlarda içinde bulunduğum ortalarda sıkça duymaya başladığım bir serzenişten sonra olayı kendi çağımda araştırdım ve kulağıma gelen iddianın yüzde yüz gerçek olduğu kanaatine vardım. Bu yüce Türk Devletinin ve hükümetinin bu asil milletine hizmetkâr olması maksadıyla alıp görev verdiği ve epeyce de maaş verdiği üstelik müdür diye de unvan verdiği bir zat, Allahtan korkmadığı zaten kesinde, kuldan da hiç utanmadan benim ilçemde benim insanımdan rüşvet isteyip, rüşvet alıp rüşvet yiyormuş. Yahu kan beynime sıçradı desem yeridir bu iddiayı ilk duyduğumda. Derken zatın ismini ve özel bilgilerini alıp başladım kendimce araştırmaya.. Vay anam vay… Bizim müdür resmen milleti harca bağlamış yahu. Adamda bir çene var, üç para vermeden zaten müdürü beş para versen susturamıyorsun. Rüşvet olarak paranın yanı sıra ayni yardım ve hediyeler kabul eden müdürün nakdi rüşvetleri yediği Ereğli’deki pavyona kadar iz sürdüm. Adam bardaki kızlarla gecesini renklendirirken masasındakilere “Karapınar’ın keriz parası mı tükenir, bendesiniz…” diye birde caka satmaz mı… Neyse lafı fazla uzatmadan filmi burada keselim. Şimdilik olmak kaydı şartıyla. Ve gelelim sade de.
Kim bu adam diyenlerinizin yanı sıra, pat diye bilenlerin de çoğunlukta olduğunu zannediyorum. İkincisi bana git savcılığa suç duyurusunda bulun diyenlerinizi duyar gibiyim. Üçüncüsü ispatın ve somut delilin var mı diyenlere evet diyemedikten sonra benim iftiracı konumuna düşme ihtimalim yüksek olduğunu da biliyorum. Bu ülkede edenin yanına kar kaldığını ve görenin ve söyleyenin ne durumlara düştüğünü de çok iyi bilen biri olarak diyorum ki; “Bu köyü köpeksiz bulup eli değneksiz dolabilirsin. Hatta işinin ehli bir olarak çok akıllıca delil bırakmadığını ve şahit bulamayacağımı da zannedebilirsin. Amma şunu da çok ama çok iyi bilki bu köy, köpeksiz ve sahipsiz asla değil… Sen ve senin gibiler er yada geç layık olduğu karşılığı görecektir. Sen beni şahsen tanımazsın bende seni hiç tanımam. Hiç birbirimize işimiz düşmedi. Allah düşürmesin demeyeceğim, keşke düşse de beni sıraya koysan diyorum ama senin görevinde öyle isteyince yaptırılacak bir işte değil ki bilâder ağaç. Fakat uzun lafın kısası; adım adım ve nefes nefes arkandayım ve takipteyim. Şayet bu yazım eline geçerde okursan; sakın ha bunu bir tehdit olarak falanda görme. Bu benim sana karşı olan gayet samimi ve içimden gelen duygularımdır.”
Mesleğimizin yasal dayanağı gereği resmi makamlara kaynak gösterme mecburiyetimiz olmadığının bilinciyle yazdığım bu yazımdan sonra umarım ilgili ve yetkili makamlar, bu rüşvetçi müdürü araştırıp bulma yerine benden idamdı ispatlamam yönünde talepte bulunup yazdığıma yazacağıma beni pişman etmezler. Rüşvetin belgesi mi olurmuş derler ya, doğru derler. Alan razı, verende işi hatırına razı görünmekten başka çaresi yoksa benim gibilerin vay haline. Memleketin çivisi çıkmış sen mi düzelteceksin aslanım diyenlere cevap aramaktan gınağı gelir valla. Neyse sonuçta gene benim klasik deyimimle sözü bağlayalım. Herkes kendine yakışanı yaparmış, bende şahit olduğum bu adi olay hakkında kendime yakışanı ve üzerime düşeni yaptığımı sanıyorum.
ADAM GİBİ***********
Haksızlık karşısında susan,
Dilsiz şeytandır.
** *HİKMETLİ SÖZLER
DÜZEN BOZUK
Hani al yanaklı ana?
Yeni neslin beti bozuk..!
Kerpiç tuğla, yığma bina;
Temel sağlam, çatı bozuk..!
Kaybedip kılıcı, örsü,
Döndü memleketin tersi
Kardeş dürzü oğlu dürzü! ! !
Yavruların sütü bozuk..!
Eşkıya şehirde azar,
Kanun, garibana yazar!
Korku ecel olup gezer;
Cesaretin ödü bozuk..!
Değişti gâvurun öcü;
Töreye yetiyor gücü!
Domuz sofraların tacı;
Damakların tadı bozuk..!
Bulunmaz vefalı âşık,
Ağlıyor aynalı beşik!
Dağlar bile delik deşik;
Yeminlerin adı bozuk..!
Garibim hallerin yaman,
Bu ateşin sonu duman,
Çürük gemi, eğri dümen
Rotaların kodu bozuk..!