Adana Valiliği saldırısına ilişkin dava

Valilik otoparkına 2016’da park edilen bombalı aracın infilak ettirilmesi sonucu 2 kişinin ölmesi, 33 kişinin de yaralanmasıyla ilgili 3’ü firari, 15'i tutuklu 28 sanığın yargılanmasına devam edildi

ADANA (AA) - Adana'da 24 Kasım 2016’da valilik otoparkına park edilen bombalı aracın infilak ettirilmesi sonucu 2 kişinin ölmesi, 33 kişinin de yaralanmasıyla ilgili 3’ü firari, 15'i tutuklu 28 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Veysi Tan, Eyüp Çelik, Hasan Vural, Mehmet Emin Vural, İbrahim Ortaç, Selahattin Ortaç, Mehmet Çelik, Vedat Bağış, Hasan Bağış, Adnan Çoban, İhsan Taşdelen, Zahir Yeşilgöz ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı.

Diğer tutuklu sanıklar Ali Sarıgül, Dindar Kaplan ve Nuri Bağış ise duruşmaya cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Mahkemede savunma yapan sanık Dindar Kaplan, valilik saldırısıyla bir alakasının olmadığını ve "Dayı" kod adlı bir şahısla çiftlikte beraber silah temizlediklerini söyledi.

Kendisinin silah temizlediği kişinin huzurda bulunan tutuklu sanık Eyüp Çelik olmadığını belirten Kaplan, şöyle devam etti:

"Terör örgütü PKK'ya 2014 yılında katıldım. PKK'nın Dera kampında askeri, siyasi ve ideolojik eğitimler aldım. Ardından Mardin kırsalında yer aldım. Örgüt bana istihbarat toplama görevi verdi. Hatta bir ara PKK beni istihbarat toplamak için Denizli'ye bile gönderdi. Mardin kırsalında görev yaparken Behzat kod adlı örgüt üyesi beni Adana'da bulunan Dayı kod adlı şahsın yanına gönderdi. Behzat, benim Adana'da Dayı kod adlı şahısta bulunan silahlara bakım yapmamı istedi. Adana'da bulunan çiftlikte Dayı kod adlı şahısla silah temizledik. O çiftlikte yaklaşık bir hafta kaldım. O süreçte mühimmatlarla ilgili konuşmalar oldu. Dayı kod adlı kişi mühimmatları gömmekten bahsediyordu. Valilik patlaması olduğu sırada ben örgüt üyeliği suçundan cezaevindeydim. Patlamayla ilgim yoktur."

Sanık Hasan Vural ise yeğenini örgütün elinden kurtarmak için Mehmet Emin Vural ve annesinin kendisinden yardım istediğini bunun için Mardin'e gittiğini ifade etti.

Örgütün elinden yeğenini kurtarmaya çalıştığını savunan Vural, şunları kaydetti:

"Mardin'e vardığımda Derveş kod adlı şahıs yanımıza geldi. Bu şahıs bana 'Eğer siz bu şekilde buraya gelirseniz devletin eline bilgi geçer, bizleri deşifre edersiniz' dedi. Ben de ısrarla 'Yeğenimi geri getirin' dedim. Bunun üzerine tartışma çıktı. Onlara Cizre'yi, Nusaybin'i, Şırnak'ı ne hale getirdiklerini söyledim. Tartışma sonrası Derveş çekti gitti. Ben de yeğenimi alamayınca Mardin'den ayrılarak Adana'ya döndüm. Patlama olayıyla hiçbir alakam yoktur. Ailem PKK'dan çok zarar görmüştür. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum."

Duruşma müştekilerin beyanlarının alınması için yarına ertelendi.

AA

Gündem Haberleri

Devlet yetiştirdiği 718 genci kamu kurumlarına atadı
Yılbaşı ağacına baltayla saldırdılar
Mühimmat fabrikasında patlama: Çok sayıda ölü ve yaralı var
Ankara Valiliği'nden Ezan Haberlerine Tahkikat
Belediyeye 90 milyon liralık icra şoku