Milli Görüş Lideri, 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin başbakanı Prof. Dr Necmettin Erbakan Vefatının 4. yılında anıldı. Peki, Erbakan hak ettiği şekilde anılıyor mu derseniz? Kesinlikle hayır cevabını çok rahat bir şekilde verebilirim. Bugün Türkiye’nin içeride ve bölgede, içine düştüğü duruma baktığımızda, Erbakan Hoca’nın değerini insan daha iyi anlıyor. Ancak bunu bile ifade edemeyecek kadar yetersiz programlar yapılıyor.
Anma programlarında herkes konuştu, Erbakan’ı tanıyanda konuştu, tanımayanda konuştu. Bende Kanal 42 ekranlarında yazar Ali Bulaç la Erbakan’ı konuştuk. Her yerde her zamanki klişe sözler bizim programımız dada konuşuldu.
Ali Bulaç”a bizde Erbakan’ı sorduk, bakın neler anlattı, ”Erbakan Hoca, Türkiye’deki dindar kitleleri siyasetle tanıştırdı; haklarını kanuni siyaset yaparak aramalarının yollarını gösterdi. Seçimle işbaşına geldi, seçimle gitmeyi kabul etti. Şahsına ve politikalarına kimileri hayli ağır eleştiri ve suçlamalar yönelttiği halde, onun herhangi bir cemaati açıktan, doğrudan, rencide edici, itibardan düşürücü beyanda bulunduğunu hatırlamıyorum. İslam Birliği idealini hep diri tuttu, hep bunun için çalıştı. 28 Şubat darbesi ona karşı yapılmıştı; haksız yere iktidardan düşürüldü, buna rağmen milyonlarca seçmenine sabır ve metanet tavsiye etti, hatta “Hocam yeter, patlamak üzereyiz!” diyenlere “Gidin ormanda bağırın” dedi. O sıkıntılı günlerde “Bu bizim tarihsel yürüyüşümüzde bir virgül hükmündedir” dedi, insanları teskin etti; Türkiye’yi bir Cezayir, bir Suriye durumuna düşmekten kurtardı” bu konuşmanın yapıldığı programdan sonra şahsımı arayan dostlarım haklı olarak beni eleştirdiler,
Beni arayarak eleştiren dostlarımı anlıyor ve onlardan özür diliyorum. Evet, son yüzyılın en büyük liderlerinden biri olan Erbakan bu şekilde anılmamalıdır, ancak ben bir fert olarak en iyisini yaptığımı düşünüyorum. Türkiye’nin değişik illerinde Erbakan’la ilgili program düzenleyenlerde sadece benim yaptığımı yapıyorlar, birilerinin uçak parasını verip İllerine getirtip konuşturuyorlar. Başka? Başka yapılan hiçbir şey yok maalesef.
Erbakan adına kutlama haftası ilan edip etkinlik yapacak kişilerin önce Erbakan’ı iyi tanımaları, Millî Görüş’ü bilmeleri gerekiyor. Erbakan’ı Tanımayanların düzenlediği Erbakan”ı Anma Haftası, ya kifayetsiz, düzeysiz etkinliklerle anlatılır, ya da yanlış tanıtılır. Nitekim öyle de oluyor.
Erbakan’ı anlatanları ya da anma programlarını düzenleyenleri, Adil Düzen konusunda ne bildiklerini çok merak ediyorum. Konya anma programına gelen Sayın Ali Bulaç bu soruya cevap veremeyebilir. Konya”nın il yöneticileri de bu soruya cevap veremeyebilir. Gelin biz bunu. Adil Düzen’in teorisyeni diye nitelenen Prof. Dr. Arif Ersoy, Şevket Kazan, şimdilerde Millî Görüş lideri payesini taşımakta olan Erbakan ailesiyle kavgalı Oğuzhan Asiltürk, Yasin Hatipoğlu, ve diğer bütün önde gelen kişilere soralım, eğer sorumuza Rahmetli Erbakan’ın istediği cevabı alırsak, ben bir daha bu konuda yazmayacak gidip onlardan da özür dileyeceğim.
Benim bu yazdıklarımı yıllar önce rahmetli Erbakan söylediğinde biz hiçbir şey anlamamıştık “Ey Müslüman, bunları ben sana anlatmaya çalışıyorum, sen anlamıyorsun, Yahudi anlıyor ve karşı tedbirini de alıyor. Bilmem ki seni ne yapayım?
O halde gelin önce Erbakan haftasında “Uluslar arası Adil Düzen Sempozyumları” yapalım. Önce Adil düzeni kendimiz anlayalım, sonra tüm ülkeye ve dünyaya anlatalım.
Çünkü Erbakan bütün Türkiye’yi il il dolaşarak Adil Düzen Konferanslarını binlerce salonda vermiş, o koca şahsiyetler de protokolde oturarak defalarca izleyip dinlemişlerdi! Ayrıca bütün teşkilatlara kolilerle Adil Düzen kitapçıkları gönderiliyordu herkese dağıtılsın okusunlar öğrensinler diye…
Şimdi, Erbakan’ın uğruna hayatını adayıp bir ömrünü harcadığı Millî Görüş, Adil Düzen hakkında bu kadar yetersiz olan insanlar Erbakan adına anma haftası ilan edip de ne anlatacaklar?
Ne anlatacaklarını söyleyelim; Millî Görüş diye, Adil Düzen diye, sağdan soldan ne öğrendilerse, kulak dolgunluklarında ne varsa onları anlatacaklar…
Peki neyi anlatamayacaklar; bir liderin hayatına sığdırması imkânsız olan kadro yetiştirmek, mevcut düzeni ve toplumu değiştirmek, yeni bir toplum ve düzen kurmak gibi üç ayrı muazzam olayı sadece 40 yıla nasıl sığdırdı bunu anlatamayacaklar.
Bugün birilerine göre Erbakan’ın yetiştirdiği öğrencileri tepeden tırnağa kadar iktidarda bulunuyor, ülkeyi yönetiyor. Buna karşın ezeli rakipleri, Erbakan sıfırdan başlarken devasa partilerin başında bulunan Demirel ve Ecevit gibi rejime bağlı liderler dönemindeki kadrolar bugün artık ülke yönetiminin hiçbir yerinde ve kademesinde yer almıyor! Bunu nasıl yaptı bunu da anlatamayacaklar.
Dahası Türkiye bugün Erbakan’ın 40 yıllık Millî Görüş mücadelesi boyunca gösterdiği hedefler doğrultusunda yönetilmesi için neler yapılmalı bunları da anlatamayacaklar.
Erbakan’ın siyasi mirasına şimdilik sahip olanlar Millî Görüş ve Adil Düzen’i anlama, kavrama ve gereğini yerine getirmede neler yapmalı neler yapıyorlar gelin bu haftalarda bunları da tartışalım. Ama bunu da anlatamayacaklar.
Zaman kavga zamanı değildir, zaman birlik ve beraberlik zamanıdır. Erbakan’ı ancak Erbakan’ın uygulamaya geçirilen fikirleri anlatabilir… Bizler bunu görüyoruz, biliyoruz, yaşıyoruz elhamdülillah… Yazdıklarımıza abartı, uçuk diyenler belki de bizleri hain ilan edeceklere gerçekten üzülüyorum…
Ama önemli değil, çok yakın bir zamanda herkes gibi onlar da bizlere hak vereceklerdir. Yeter ki şu bulutlar, sisler ortadan kalksın, Erbakan’ın gerçekleştirdiği büyük inkılâp görülebilsin.