Adını adam gibi koymayınca olmuyor!
Güya Kürt halkının haklarını savunmak adına yola çıkan terör örgütü mensuplarının çoğunluğu sünnetsizlerden (gabuklu) oluşuyor. Kurmay kadrosunun ise neredeyse tamamı gavur! Dolayısıyla Müslüman Türk-Kürt halkıyla gabuklular arasındaki bu mücadelede, savaştığımız namussuzların adı tam olarak konulmuyor ve cahil Kürt halkı arada kalıyor…
Siyasi partiler çözüm önerisi diye yıllardır dizi dizi aynı şeyleri sayar durur da, “ey milletimiz, savaştığımız şerefsizler bizden değil, gavurdur. Herkes safını adam gibi belirlesin” deyiveremezler…
Peki niye?
Efendim demokratik ülkeyiz ya…
Ülkemizdeki Müslüman olmayan unsurları kırmayacağız ya…
…
Bir kere yaşamakta olduğumuz durumun adı terör falan değil SAVAŞTIR!
Savaştığımız kanı bozuklar ise Müslüman Kürt halkının değil, bilumum gavurların maşası ve Türkiye’nin zayıf düşmesi için, büyük ülke olamaması için mücadele vermektedirler…
Bu gabuklular, evvela İslam düşmanıdırlar. Sonra da Türk düşmanıdırlar…
Müslüman Kürt halkının haklarını savunuyor olsalardı, içlerinde bir tane namaz kılan olurdu, oruç tutan olurdu…
Geçen yıl askerlerimiz tarafından öldürülmüş teröristlerin resimleri internette dolaşıyordu. Kimisinin boynunda haç kolyesi, kimisinin kolunda haç dövmesi vardı…
Tabi insanın aklına şu soru geliyor. “Bu kadar yıldır öldüre öldüre bitirilemeyen bu kadar çok gabuklu nereden çıkıyor. Doğu’da bu kadar gavur var mı?”
Maalesef evvela aileler tarafından ve uzun bir zaman da devletimiz tarafından insanımıza adam gibi dini-diyaneti anlatılmadı. Allah, peygamber tanıtılmadı. Ardından da Müslüman, ama dininden haberi olmayan dünya kadar gariban Kürt kandırıldı…
…
Türkiye, son yıllarda gerek ekonomik durumu gerekse dünyada artan etkin imajıyla öne çıkmış; pek çok merkezi telaşeye gark etmişti. Almanya, Fransa, ABD, İsrail gibi dünyanın keleğini kesen ülkeler başlıca olmak üzere bilumum ezeli rakibimiz ayağımızı tökezletmek için bu namussuz taşeronları kullanmaktan çekinmediler…
Ama artık farkındalık arttı. Şerefsizler dağa çıkartacak çocuk bulamamaktalar ve endişeliler…
Ve endişelerinde haklılar. Çünkü kendisi de bir Kürt olan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önceki gün öldürülen 7 teröristten 5'nin yabancı uyruklu olduğunu ifade ederek, “7 terörist öldürülmüş 5'i Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde doğmamış. Bunların taşeron olduğunun güzel bir ifadesidir” diye konuşmuştu…
Son zamanlarda hem KCK operasyonları ile hem de askeri operasyonlarla köşeye sıkışan örgütün eleman ihtiyacını İran ve Suriye'den sağladığı anlaşılıyor. Bahoz kod adlı Suriyeli terörist Fehman Hüseyin'in (Nusayri - Kürt değil) örgüt içindeki etkinliği de bu durumu teyit eden bir durum.
İşte öldürülen o terörsitler ve doğum yerleri:
1989 İran doğumlu, 2008 katılımlı, Agit Rojhilat kod adlı Rahim Yusuf
1987 Diyarbakır doğumlu, 2005 Mardin katılımlı, Kamuran Serbest kod adlı Zeki Savgın
1985 İran doğumlu, 2007 katılımlı, Kani Urmiye kod adlı Muhammed Hatemi
1988 Suriye doğumlu, 2007 katılımlı, Rojhat Artêş kod adlı Ciwan Keçel
1990 İran doğumlu, 2006 katılımlı, Serdar Berxwedan kod adlı Numan Temoyi
1990 İran doğumlu, 2007 katılımlı, Viyan Tolhildan kod adlı Pervane Delayi
1988 Van doğumlu 2008 katılımlı, Zinar Xeribo kod adlı Erhan Sucai
…
Son olarak, 24 şehit verdiğimiz günden bu yana hemen hergün ortaokul ve lise öğrencilerinin çoğunluğunu oluşturduğu Türk Bayraklı (ve kurt işaretli) yürüyüşler tertipleniyor. Motosikletli gençler terörü lanetleyen sloganlar atıyor. Bunlar yüreğimize düşen ateşin yansıması ve MHP’li bir abimin tabiriyle halkımızın gazının alınması, ama dikkat…
Çocuklara terörü lanetlettireceğiz derken Kürt düşmanlığı veya bir başka ifadeyle Türkçülük(!) tohumları ekilmesin…
Kimsenin bişeyci olmasına gerek yok. Çünkü kimse, kimden ve ne şekilde doğacağına kendisi karar veremez. Bir ırk diğerinden üstün falan da olamaz. Türk veya Kürt ya da bambaşka bir milletten olması önemli değil kişinin…
İyi bir mümin, dürüst bir insan olsunlar kâfidir…
Milletimizin başı sağ ve dik olsun…