AYDIN (AA) - FERDİ UZUN - Yasa dışı yollardan İran üzerinden Türkiye'ye "umuda yolculuk" yapan Afganistanlı göçmenler, göç yolunda ülkelerinde ve İran'da yaşadıkları baskı ve sıkıntıları anlattı.
Ülkelerindeki ekonomik sıkıntı ve iç savaştan dolayı yasa dışı yollardan İran üzerinden Türkiye'ye giriş yapan Afgan göçmenler, yetkililerce Geri Gönderme Merkezlerine gönderiliyor.
Türkiye'ye giriş yaptıkları Van'da bir süre kaldıktan sonra Aydın'daki Geri Gönderme Merkezi'ne gönderilen göçmenlerin her türlü ihtiyacı karşılanıyor.
Burada kalan göçmenler, ülkelerinden İran'a, oradan da Türkiye'ye olan zorlu yolculuklarını AA muhabirine anlattı.
Göçmenlerden 25 yaşındaki Idırs Ahmedi, ülkesinde bir konsoloslukta çalıştığını, kendisine burada çalışmaması konusundaki baskılardan dolayı eşi, annesi, 3 kardeşi ve 3 kızıyla 1 haftalık yolculuğun ardından İran'a ulaştığını söyledi.
Olumsuz yaşam koşulları içerisinde 2 gün İran'da yaşadıktan sonra Türkiye'ye gitmeye karar verdiklerini aktaran Ahmedi, burada iletişime geçtikleri organizatörler aracılığıyla Türkiye sınırına kadar yürüdüklerini anlattı.
İran'da kendileri için güven ortamının olmamasından dolayı Türkiye'ye kaçtıklarını aktaran Ahmedi, "Yolda kaçakçılar bizi sürekli dövüyordu. Çoğunlukla geceleri hareket ediyorduk. Gündüz yürümek yasaktı. Bize günlerce ne içecek ne de su verdiler. Yolda bir kez düştüm annem bayıldı ama kimse bizimle ilgilenmedi. Çok büyük sıkıntılar yaşadım. Türkiye sınırına girdiğimizde Türk askeri bizi gördü. Sağ olsun onlar bizi çok iyi karşıladı." dedi.
Ahmedi, tek isteğinin Türkiye'de kalıp burada ailesiyle birlikte mutlu bir yaşam sürdürmek olduğunu sözlerine ekledi.
- "Yemek ve su yetişmeseydi açlıktan öleceklerdi"
Ülkesinde can güvenliği olmadığı için eşi ve 3 çocuğuyla kaçan 32 yaşındaki Mohammed Imran Amini ise İran'da birkaç gün kaldığını, buradaki baskıdan dolayı Türkiye'ye gelmek mecburiyetinde kaldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Kaçakçılar bizi 12 kişi bir arabaya yükledi. Öyle bir seviyeye geldik ki yemek ve su yetişmeseydi çocuklarım açlıktan öleceklerdi. Hatta iki kardeşimi de bagaja koydular havasız kaldılar. 12 saat bu şekilde yol aldık. Sonra bizi bir dağın tepesine bırakıp aşağıdaki dikenli tellerden geçmemizi söylediler. Bu şekilde Türkiye'ye giriş yaptık. Burada Türk polisi bizi yakaladı. Bize o kadar iyi davrandılar ki anlatamam. Bırakın çocukların kulaklarını çekmeyi aksine saçlarını okşayıp gofret verdiler. Hastalarla ve yaşlılarla ayrı ayrı ilgilendiler."
Amini, organizatörlerin kendilerinden kişi başı bin 200 dolar aldığını ifade ederek, Türkiye'de yaşamak istediğini dile getirdi.
- "Saatlerce yollarda, dağlarda yürüdük"
Yakınlarıyla ülkesinden göç eden 55 yaşındaki Surayya Yousifi ise İran'a ulaşmak için bir süre araçla, daha sonra yürüyerek yol aldıklarını ifade ederek, "Saatlerce yollarda, dağlarda yürüdük. Çok hastalandım. İran'da şartlar zordu tedavi olmak bile zordu. Şu an ayakta bile zor duruyorum. Ayaklarımda derman kalmadı. Orada can güvenliğimiz yoktu. Türkiye’ye sığınmaktan başka çaremiz yoktu." diye konuştu.
53 yaşındaki Sorayya Ahmedi de can güvenliği riskinden dolayı ülkesinden kaçmak zorunda kaldığını, kadın olarak böyle bir yolculuğa çıktığı için çok güçlük çektiğini ifade etti.
Türkiye sınırına gelene kadar neredeyse aç ve susuz yolculuk yaptıklarını anlatan Ahmedi, "Türkiye’ye giriş yapınca kurtulduğumuzu anladım. Savaşın olmadığı Türkiye'de yaşamak istiyoruz." dedi.
AA