Avrupa birliğine girmek için yıllardır yapmadığımız kalmadı,tüm uğraşlara rağmen bizi almadılar.
Neden almadılar biz bunu yıllardır tartıştık durduk. Farklı farklı tespitler yaptık.
Şimdi olaylar daha netleşmeye başladı,
Dost bildiğimiz binlerce vatandaşımızın ekmek kapısı olarak gördüğü AB'nin motor gücü Alamanya, gerçek yüzünü gösterdi.
Alamanya'da uzun süredir dikkat çeken bir Türkiye karşıtlığı vardı ve bu giderek sertleşti bugünkü olaylarla patlak verdi.
Başlangıçta, marjinal gruplara mal edilen İslamofobiya ve yabancı düşmanlığı dalgası, giderek genişledi ve son dönemde boyut değiştirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye düşmanlığını da içine alan bir noktaya ulaştı.
Olayın basit sebeplerden çıkmadığı Türkiye'nin gelişmesinden korkanların ekonomik kaygılardan, Türkiye'nin ırki durumundan ve ülkemizin dini yapısından kaynaklandığı açık seçik ortaya çıktı.
Türkiye'nin yükselişi üzerine, Alamanyanın ve diğer malum Avrupa ülkeleri, Kendi yetersizliklerini ve bitmişliklerini saklamak için hedefe Türkiye'yi çekti, hatalarını ve yanlışlarını örtmek içinde ülkemizle ilgili siyasetlerini düşmanlığa dönüştürerek kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.
Aslında dipten gelen bir dalga, yaşlı Avrupa'yı kasıp kavuruyor bunun içinde kör bir düşmanlık almış başını gidiyor.
Tüm Avrupa BASIN'ı işini gücünü bırakmış, hepsi sanki tek merkezden düğmeye basılmış gibi konuşuyor, 15 Temmuz gibi kanlı bir darbeyi "tiyatro" olarak niteliyor.
Bunların tesadüf olmasını nasıl düşünebiliriz, ya da bunların belirli bir merkezden beslenmediğini nasıl söyleyebiliriz.
Avrupa'da Yükselen ırkçılık ya da postmodern faşizm'in ayak sesleri her türlü iyi niyetin ve samimiyetin önüne geçmiş durumdadır. Burada bunu hala anlamayanlara yazık diyorum sadece.
Geçen hafta bu konu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da gündemindeydi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Almanya'da konuşturulmamasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şeyin daha önce kendisine de yapıldığını hatırlatıyor ve konuşmasında şöyle diyordu:
"Dünyada görülmemiş bir şey; 2 saatte Anayasa Mahkemesi karar aldı. Benim orada video konferansla konuşma yapmam engellendi. Fakat Cemil Bayık'ı Kandil'den oraya bağlıyorlar ve konuşmasını yapıyor. Bunların teröre yardım ve yataklık yapmaktan yargılanması gerekir. Şimdi bir de niye bu olayı bu kadar köpürtüyoruz gibi laflar konuşmaya başladılar. Durun bakalım daha işin başındayız. Daha çok uluslararası toplantılarda sizin bütün bu yaptıklarınızı meydana tek tek dökeceğiz."
Ve yukarıda cevaplarını vermeye çalıştıklarımın şimdide sorularını soracağım.
Tarihte birinci dünya savaşında beraber savaştığımız onlar yenildiği için bizde yenilmiş sayıldık dediğimiz, ekonomik ve siyasi olarak çok yoğun ilişkileri olan iki "dost" ülke neden bu noktaya geldi?
Bu duruma gelme sebebi Alamanya'nın Türkiye'deki demokratik gidişattan mı? Yoksa ekonomik gelişmeden duyduğu kaygıdan mı?
Dünyanın Faşist liderlerini kırmızı halıyla karşılayan, bölgede en kirli oyunları oynayan Alamanya'nın bu çıkışını siz nasıl yorumlarsınız?
Bu soruların cevabını Türkiye'de değil AB'de yükselen postmodern faşizmde aramak gerekir.
Çünkü bu soruların cevabı burada değil ordadır