Sevgili nitelikli okurlarım,aklima geldi paylasmak istedim.
Pazar günü banyo günüydü :)
Banyo taburesine oturmadan önce su döken nesiliz biz.
Annemizin sinirlenince kafamıza 'dannk' diye ses çıkartan taslarla yıkandık banyodan sonra havluya sarılıp sobanın yanına geçtik..
Saçlarımızdan düşen suları sobaya düşürür cısss sesini dinledik. En güzel mahalle maçlarını annemizin zamansız banyo yaptırmaları yüzünden kaçırdık .
Cumadan verilen ödevi pazar akşamı yapan nesiliz.
Aynı simidi 2-3 kişi yiyip aynı şişeden gazoz içtik.Gazoz kapaklarını biriktirip içini çamurla doldurup, vurma yarışı yapan çocuklardik .
Arkadaşın bisküvisinden alınca içi yanan değil mutlu olan nesildik.
Anne terliğinin tadına doyumsuz bakmış, pazar banyosunu genelde leğende , yada yüklüğün içinde, yeşil kalıp sabunu ve maşrapayı kafasına yiye yiye yıkanmış tertemiz çocuklardık.
Bizler kardan adam yapıp,kardan adama kömürden göz ve düğme yapan , erimesin diye de dua eden çocuklardık.
Sokak oyunundan vazgeçemeyip , salça ekmek yiyip, sana yağlı ekmek diliminin üzerine toz şeker atıp doyan çocuklardık.
Yere düşen ekmeği öpüp başımıza koyardık, tuvaletimiz geldiğinde , annem eve alır korkusuyla sokağa çiş yapan çocuklardık.
O günler çok çok güzeldi hele hele bugünlerle karşılaştırıldığında.
Ah çocukluğumuz aah..Hoşça sağlıcakla kalın ama en önemlisi çocukluğuna sahip çıkan adam gibi adam kalın...
Esat Çoğal