Ahlaksız muhafazakârlık, kimliksiz milliyetçilik, emeksiz sosyal demokratlık…
Bu seçim sürecinde de aslında değişen bir şeyin olmadığını gördük.
Hatta bu seçimlerde geçen seçimlerden daha çirkin şeylerle siyaset yapıldığına şahit olduk.
Siyasette projeler konuşulacak diyoruz, projelerin aparma olduğunu söyleyenler ayyuka çıkmış durumda.
Seçimlerde adaylar konuşulacak diyoruz, lider merkezli siyaset medyanın ekmeği konumunda olduğu için seçmen hangi adayı meclise taşıyacağını bile bilmiyor…
Yeni, pek tanınmayan adaylar ekranlara çıkamıyor, çıkmak içinse önemli ölçüde maddi kaynak ayırmak zorundalar…
Biz yine eskileri dinliyor, yine eskileri izliyoruz…
Partilerin siyasi görüşleri aşağı yukarı belli…
O yüzden ortaya koydukları projeler konuşulsun diyoruz o da olmuyor…
Projeleri konuşmaktan vazgeçti liderler, şimdi de kasetler üzerinden meydanlar ateşlendirilmeye çalışılıyor.
Ahlaksız, şantajcı, kaba siyaset almış başına gidiyor, kimsenin bu ülkeye bir ahlak projesi sunma gibi bir niyeti de yok…
Kimse şu doğru olandır demiyor, yanlış olanın üzerinden siyaset yapıyor, siyaset üretiyor…
Benim ahlak anlayışım, benim medeniyet tasavvurum şu diyenler ise medyada cılız bir şekilde yer alıyor.
Herkes adeta bir takım tutar gibi, parti tutuyor ve onun yaptıklarını ila nihayet destekliyor.
Bir ülkenin ekonomisi bozulabilir, bir ülkenin bürokrasisi bozulabilir bunlar bir şekilde tamir edilir.
Ancak bir ülkenin ahlaken yozlaşması ve toplumun buna duyarsız kalması beklenemez.
Toplum gözetleniyor, toplum dinleniyor.
İnsanlar telefonda konuşurken normal bir cümle bile sarf etmekten korkar olmuş…
İlişkilerinde bile ikircikli hale gelmiş…
Toplum sokakta 18 yerinden bıçaklanan kadın karşısında duyarsız…
Toplum sokakta çöplükte yaşayan aile haberlerine duyarsız…
Toplum yeni doğmuş bebeklerin açlıktan ölmesi konusunda dahi duyarsız, buna bile bir siyaset malzemesi olarak gören siyasiler gibi taraf olarak bakıyor…
Toplum İngiltere Kraliyet ailesinin düğününe duyduğu ilginin binde birini kendi yakınında yaşanan gelişmelere göstermiyor…
Toplum yarışma programlarına, evlenme programlarına kilitlenmiş bir vaziyette yaşayıp gidiyor
Vicdanlar kurumuş, kalpler mühürlenmiş adeta…
Sahte muhafazakârlıklarımız, sahte sosyal demokratlıklarımızla kendimizden olanların yanlışlarına göz yuman zavallı insanlar haline getirilmiş durumdayız…
Ahlaksız bir muhafazakârlığın, kimliksiz bir milliyetçiliğin, emeksiz bir sosyal demokratlığın pompalandığı bu süreçte elbette milletin seçiminin ne olduğu o kadar da önem kazanmıyor…