ADNAN BERK OKAN
Kalemi güçlü…
Zekâ yeteneği yerinde…
Kendisiyle alay edebildiği için enteller tarafından seviliyor…
Geçmişi ile kavga etmekten de çekinmiyor…
Hâsılı “zor” bir “rakip”…
Ve hele bir de sizinle yarışmayı kafasına koymuşsa; yandınız ki hem de ne yanmak…
O saatten sonra kendinize “Düşman” aramanıza gerek yok…
***
Eğer rakipseniz onunla; “Geçmişiniz” onun elinde bir nükleer silâhtan beterdir…
Öldürmez ama süründürür sizi…
Hapishanelerin en karanlığına…
En izbesine…
En kelepçelisine…
En kirlisine…
En acımasızına…
En çirkefine…
En soğuğuna…
En sıcağına tıkar sizi…
Hatta…
Geçmişiniz, onurunuz olsa bile anlamaz…
Aldırmaz…
Vurur ha vurur…
***
Kimden mi söz ediyorum?..
Söyleyeyim: Ahmet Hakan’dan…
Daha kısa bir zaman öncesine kadar internet ortamının “1 Numarası”ndan…
Ama şimdi yok…
Kaybetti koltuğunu…
Yerini Yılmaz Özdil’e kaptırdı…
Neden?..
Çünkü o artık sadece adının içinde “Tarafsız” sıfatı geçen bir programın yapımcısı…
Ama asla “tarafsız” değil…
Ya da…
Ertuğrul Özkök ve Mehmet Yakup Yılmaz ne kadar tarafsızsa, O da onlar kadar tarafsız!..
Çünkü O ne yazarsa yazsın, “Aydın Doğan istedi yazıyor” olarak tanınıyor medya ve okur dünyasında…
Yani; artık O, Ertuğrul Özkök’ün Matruşka bebeklerinden biri…
Tıpkı Mehmet Yakup Yılmaz gibi…
***
Pekiiii…
Yılmaz Özdil niçin yükseliyor?..
Çünkü…
Devletle – Patronu arasında gerçekten “Tarafsız” kalmayı başarabiliyor…
Hükümete çakıyor…
Hem de Ahmet Hakan’dan bin beter çakıyor ama iş yasalara geldi mi: Ahmet Hakan gibi “Hükümet benim patronumu vergi cezası ile susturmak istiyor” diyerek gazetecilik dışı ağıt işine girmiyor…
***
Efendiler!..
Ahmet Hakan’ın hızlı yükselişi ve daha da hızlı çöküşü herkese ders olsun…
Benim önümde Ahmet Hakan gibi bir ders olsaydı bugün zirvede olurdum…
Yoktu ders alacağım biri…
Ama ders veren biri veya birileri de yoktu…
“Yiğitsin” deyip candan edenlerle, “cömertsin” deyip maldan edenler arasında kalmıştım…
Ve şimdi...
Ahmet Hakan’a baktıkça, kendi gençliğimi ve yaptığım hataları görüyorum!..
adnanberkokan@gmail.com