Ahmet Hakan’ın Tesettür yorumu üzerine…

yazar-43

Hürriyet’in yeni yazarı Ahmet Hakan, geçtiğimiz hafta köşesinden türbanlıların “Nalan’ın şarkısına of of diye eşlik etmek, blue jean giymek, Çorlulu Ali Paşa Medresesi’nde erkek arkadaşlarıyla şiir tartışmak, kuaför salonlarında bakım yaptırmak veya marka kıyafetleri giymek isteyişleri” gibi çok önemli tespitlerde bulunarak, “Modern Mahrem” diye nitelenen günümüz Müslüman kadınının, modern hayatın gereklerinin hiçbirinden vazgeçemediğini de sözlerine eklemişti.

Yazıyı okuyup bitirdiğimde, çok usturuplu bir yazı tadı bıraktı zihnimde. Lakin, buna paralel olarak konunun objektiflik taşımadığı ve klasik “erkek” bakış açısıyla kaleme alınmış yazının bende, “içindekileri döken” bir yanının da bulunduğu kanaati hasıl oldu. Bir kadın gözüyle değerlendirirsek Ahmet Hakan’a sormamız gerekir:

Müslüman Türk Kadınının “Ana” olarak ortaya koyduğu birikimi, toplumun “söz sahibi” olduğuna inanan siz erkekler yeterince takdir ettiğinize inanıyor musunuz?

Biz türbanlı kadınlar ev temizlerken, gömlek-pantolon-kap-kacakla uğraşırken, çocuk büyütürken, nasıl fırsat bulup da kitap okuyarak bizleri de içine alan kültür erozyonuna karşı duralım?

Yazılı ve görsel basını takip ederek, varsa evimizden internete bağlanarak edineceğimiz bir hayat görüşüyle, yani kendi çabalarımızla bunun altından kalkabilmemiz kolay mı? Üstelik erkeklerin de tercihlerini bahsettiğiniz türbanlı kızlardan yana kullandığı bu toplumda, siz türbanlı bir kız olsaydınız nasıl davranırdınız?

Tabii ki modern hayatın gereklerini yerine getirmek için çaba sarf etmiyoruz, ama türbanlıları bu takıntılara iten biraz da siz “İslamcı” erkekler değil misiniz?

Konya’daki iş çevreleri de dahil olmak üzere iş başvurusunda bulunan hanımlardan pardesülerini çıkartmamış geleneksel görüntü arzedenler, hiçbir zaman tercih edilmiyor. Yani daha kaba bir tabirle ne kadar modernsin, o kadar tercih sebebisin.

Bu arada yanlış anlaşılmak istemem, pek çok türbanlı gibi ben de “Tesettür mayosu”na veya illa ki denize girmek gibi bir tutkuya sahip değilim. Şu da unutulmamalı: Sahip olduğumuz kutsal, denize girmeyi haram kılmadığına göre bu hakkımızın sınırlanmasına neden izin verelim? “Tesettür mayosu” olarak daha hoş bir tasarımınız varsa, bunu değerlendirmelisiniz bence.


Meram Şarkı Söylüyor

Cumartesi akşamı Meram Zekai Tunca ile şarkı söylerken biz de onlara eşlik edenler arasındaydık. Türk Sanat Müziği’ndeki ustalığını ve billur sesinin yanı sıra dinleyicilerin arasına girerek samimi ortamlarda teğanni ederken sahne performansının da ne kadar yüksek olduğuna bir kaz daha şahit olduk. Neredeyse herkes ile tek tek ilgilenmesi, korumalarından yanına yaklaşılmayan sanatçıları düşününce daha bir anlam kazandı. Sayın Tunca’nın bütün eylemi üstlendiği kendi parçalarını da okuduğu bu gece dikkat çeken kibar tavrı ve yaptığı esprilerle de gecemizi renklendirdi. Yalnız bir Meramlı olarak Refik Tuzcuoğlu’nun aramızda olmayışı Zekai Tunca kadar bizi de şaşırttı. Söylemeden edemeyeceğim bir konu da gecenin sunumunu üstlenen Mahmut Sami Aldur ile ilgili. Sayın Aldur Memleket Söyleşileri hep siyasilerle mi devam edecek? Ufukta kültür ve sanat dünyasından isimler de görünüyor mu?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.