Sayın Vali Ahmet Kayhan Konya’ya veda etti. Hüzünlü bir törendi, törene Konya’nın önde gelen bütün isimleri katıldı. Vali Bey sessiz sakin bir şekilde aslında hepimizin gönlünü fethetmişti. Hiçbir kurumla, kuruluşla, şahısla sürtüşmeye girmedi. İl Özel İdare sayesinde çok rahat çalıştı, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Muammer Sönmez Bey’den duymuştum; “Sayın valimiz Konya’da İl Özel İdaresi’nin rahat çalışmasında en büyük etkendir” demişti. Türkiye değişiyor, Konya değişiyor, bu değişim esnasında sayın vali hiçbir şekilde engelleyici unsur olmadı, hep yenilikleri destekledi ve gelişmesini sağladı. Sayın Vali eğitime çok büyük önem veriyordu, son yıllarda özellikle Konya Büyükşehir Belediyesi ile koordinasyonlu bir çalışmayla eğitimde çok ciddi atılımlar yapıldı. Konya’ya çok sayıda yeni okulun kazandırılmasında büyük katkısı vardır. Konya ile barışık oldu, Eşleri sosyal bir hanımefendi idi ve her türlü sosyal etkinlikte kendilerini görebiliyorduk. Konya ile kan uyuşmazlığı yaşamadılar, hem hanımefendi, hem Sayın Vali Konya halkının sevgisine mazhar oldular. Uyumlu çalışmasını takdir etmemek mümkün mü? Belediyeler ile sivil toplum örgütleri ile özel teşebbüslerle ve devletin kendi örgütleri içerisinde Konya’da 6 yıl 3 aylık süre içerisinde hiçbir uyumsuzluğa şahit olmadık. Sayın Vali Konyalıların gönlüne taht kurmuş olarak Konya’ya veda etti, hayatta amaç hoş bir seda olabilmek ise Sayın Ahmet Kayhan ve eşleri Mürüvvet Kayhan bunu Konya’da başardılar, kendilerine teşekkür ediyoruz. Ahmet Hamdi Tanpınar Beş Şehir isimli eserinde Konya’dan bahsederken; Konya’yı sevmeyen sevemez, seven ise sıtmaya tutulmuş gibi bir his ile Konya’yı sever, diye yazıyor, Ben Sayın Vali’nin Konya’yı sevenlerden olduğuna şahit oldum ve kendilerinden Konya sevgisinden başka bir şeyde görmedim. Siz değişimdiniz, siz iyilik ve güzellik gösterdiniz bize, sakin vakur halinizle bize hep bir büyük oldunuz, devletimizin şefkati gibiydiniz, teşekkür ediyoruz. Güle güle gidiniz biz biliyoruz ki bir insan Konya’yı severse mutlaka yine gelir. Teşekkür ediyoruz Sayın Valim, teşekkürler…
Kuş Gribi
Kuş gribi vakası ülkemize adeta bir büyük bela gibi geldi ve hala da kurtulamıyoruz. Konya’da da bir koordinasyon merkezi kurulmuş, şu ana kadar bölgemizde açıklanan bir vaka yok. Bu ne yazık ki olmadığı anlamına gelmiyor, dikkatli olmamız gerekiyor, burada bilinçlilik hayat kurtarıyor, bunu bilelim, artık ev tavukları tehlikeli ne yazık ki. Tabii sektör çok kötü etkileniyor. Konuştuğumuz sektör temsilcileri bu krizin son yıllarda yaşadıkları en büyük darbe olduğunu söylüyorlar. Bence bu vakayı ciddi bir doğal afet gibi algılaması gerekiyor hükümetimizin. Bu sektörden çok ciddi bir insan kitlesi ekmeğini kazanıyor. 7 milyonlu rakamlardan bahsediliyor. Bu çok ciddi bir rakamdır, bu rakam es geçilmemelidir. Hükümetimiz, hatta yerel yönetimlerimiz bu konularda neler yapabilecekler, bunları konuşmalıdırlar. Sadece kuş gribi vakıasının tehlikeli yönü ile değil aynı zamanda bu afetten etkilenen sektörü de konuşmak, gündeme getirmek ve tabi bir şeyler yapmak gerekiyor.
Mehmet Ali Ağca neden bırakıldı?
Mehmet Ali Ağca’yı sevmeyi ben anlayamıyorum. Bu adam askeri hapishaneden kaçtı, adam öldürdü. Bir sürü yanlış odaklara hizmet etti. Bu adamı askeri hapishaneden kim kaçırdı,
neye, kime hizmet etmek için kaçırıldı. Türkiye çok vahim yıllar yaşadı, şimdi Kurtlar Vadisi kültürü ile bu yanlışlıklar kutsanırken, aynı zamanda toplumun bu yanlışlıkları hafife alması sağlanıyor. Gündem yavaş yavaş buna doğru kayıyor. Mehmet Ali Ağca bırakılıyor. Nasıl şartlı tahliye, kimler şartlı tahliyeden faydalanabilir? Bu adam resmen katil değil mi? Abdi İpekçi’yi öldürdüğü resmen bilinmiyor mu? Nasıl bir katil böyle kutsanabilir? Kim bu insanlar, nasıl Mehmet Ali Ağca’yı sanki kahraman gibi sunabiliyorlar? Bu ülke çok sıkıntı yaşadı ve bu sıkıntıları bir daha yaşamak istemiyorsak hiçbir katile kahraman unvanını vermememiz gerekiyor. Oyunlarını bozamazsak yarın yine üzülen biz Türk halkı oluruz. Bu adam kahraman falan değil, kimlerin oyuncağı olduğunu bize açıklasa bu hayatta bu ülkeye yapacağı tek iyiliği yapmış olur. Bu sayede bizde bu ülkeye kimlerin nasıl kötülükler ettiğini görüp dostu düşmanı öğrenebiliriz. Galiba bunu öğrensek hepimiz şaşıracağız, çünkü dost bildiklerimizin birçoğunun bir adım arkası bilmem nerelere uzanacak. Lütfen bir daha bu ülkede af çıkmasın, katiller af edilmesin, daha da önemlisi bir katil sokağa normal bir şeymiş gibi salınıvermesin.