Gördünüz mü bilmiyorum. Vatan gazetesi bugün vizyona girecek bir filmin haberini dün, "Abisi gibi cesur çıktı!" başlığı ile verdi sürmanşetinden...
Film, bir müezzinle bir rahibenin aşkını anlatıyormuş... Yönetmeni de Ahmet Hakan Coşkun'un küçük kardeşi Mahmut Fazıl Coşkun'muş...
Köpürte köpürte verilen bu haberde amaç elbette ki filmin okurun ilgisini çekmesini sağlamak. Ancak bu ilgiyi çekmek için kullanılan imge yönetmenin kendisi ile alakalı değil, eski mahallesinden göç ettikten sonra kalemini o cenaha fütursuzca sallayan ağabey Ahmet Hakan'la alakalı...
Aslında haberde ima edilmeye çalışılan şu; "İşte sizlere Ahmet Hakan Anonim Şirketi'nden yine eski mahallesini kızdıracak olağanüstü bir film!" Doğrusunu söylemek gerekirse müthiş bir PİAR. Çok akıllıca... Neyse ama biz bu filmi şimdilik geçelim ve asıl mevzuya gelelim...
Ahmet Hakan'ın diğer kardeşinin çevirdiği filmlere... Vizyona gireli yıllar olan ve gişe rekorları kıran Abdullah'ın Filmi'ne...
Abisi gibi cesur!
Aranızda bilen vardır ama ben bilmeyenler için yazayım Ahmet Hakan'ın tek kardeşi film yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun değil. Onun bir kardeşi daha var. Adı da, Abdullah Topel Coşkun... O da çok cesur maşallah abisi gibi...
Ne iş yapar peki bu Abdullah kardeşimiz? Ekmeğini nasıl kazanır?
Kendisi bizim sektördedir... Ama yan taraflarında... Halkla ilişkiler, organizasyon ve reklam kanadında...
Yani paranın döndüğü asıl mecrada...
Duyduğuma göre ailenin finansörü Abdullah kardeşimizmiş... Yani kasayı o idare ediyormuş. Zaten küçük kardeş Mahmut Fazıl'ın çektiği filmin bütçesini de yine o ayarlamış. Adım gibi eminim şimdi bazılarınız, "E ne var bunda Sevilay? Helal olsun... Ahmet Hakan Türkiye'nin en çok okunan yazarı diye kardeşleri aç mı kalacak? Taş mı yiyecekler? Ne o kıskandın mı?" diyecek...
Ne münasebet! Asla! Elbette ki çok güzel bu dayanışma, aile içi birliktelik ve sadakat... Allah herkese bunu nasip etsin... Ama bir sorun var... Sorun da şu: Ne hikmetse bu Abdullah hep cesur kardeşi ünlü kalemşor Ahmet Hakan'ın vurduğu yerden besleniyor... Yani AKP ve onun yan kurumlarından...
Şaşırdınız değil mi? Afalladınız ve "Nasıl yani?" oldunuz şimdi...
Bakın anlatayım size Abdullah'ın öyküsünü... Anlatayım da, "Ey Tayyip" girişleriyle yazılar yazdığı, AKP'ye içeriden gelen biri olarak nasihatler gönderip, yerden yere vurduğu için alkış tuttuğunuz Ahmet Hakan'ınız bunu yaparken, diğer taraftan kardeşi Abdullah Coşkun'un AKP'den nasıl nemalandığını öğrenin ve artık anlayın kimin elinin kimin cebinde olduğunu...
One Ajans'tan sonra Vadi Reklam ortaya çıktı!
Çok defalar yazıldı çizildi Abdullah Coşkun'un One Ajans adı verilen şirket üzerinden TRT'ye inanılmaz bütçelerle işler yaptığı... TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'le Amasya'dan okul arkadaşlığı hukukuna dayanan bu ilişki bağının Ahmet Hakan ve kardeşi Abdullah Coşkun'a nasıl kazanç sağladığı... Biz medya çalışanları Ahmet Hakan'ın akıllı kardeşi Abdullah'ın AKP ile rant ilişkisinin bu kadarla kaldığını sanıyorduk...
Oysa değilmiş...
Oysa Coşkun ailesi tarafından AKP'den nemalanmanın sınırları bunun çok çoookkkk ötesindeymiş...
Bana inanmıyor musunuz? Peki... O halde, lütfen www.wadistanbul.com adresine girin. Ve AKP karşıtı yazdığı yazılarla yüreklerinize su serpen cesur kalem Ahmet Hakan'ın kardeşi Abdullah Topel Coşkun'un kendi beyanından, nasıl ve kimlerden nemalandığını kendi gözlerinizle görün!
Bu ajans üzerinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, Bahçelievler, Küçükçekmece, Eminönü, Zeytinburnu ve daha birçok AKP'li kurum ve kuruluş sayesinde cesur kalemin akıllı kardeşinin kasasını nasıl doldurduğunu öğrenin! Ha bir de Kültür Bakanlığı meselesi var. Merak ediyorum ben mesela... "Türkiye'den Film Var" projesi ile DVD'den gösterilen filmlerin karşılığı için acaba Abdullah Coşkun'un firması bakanlıktan ne kadar para almıştır?
Dedim ya adam akıllı... Ayrıca çok tecrübeli. Kolay değil elbette bu işleri becermek... Yıllar önce İGDAŞ yolsuzlukları ile ceza almış ve bu nedenle hapis yatmış bir uyanık.
Peki böyle mühim işler yapan şirketi ticari kayıtlarda kendi adına yapar mı?
Yapmaz elbette...
Kimin adına yapar o halde? Ee tabi ki ya eşinin, ya da dostunun...
O da öyle yapmış keza...
Her nedense kısa bir süre önce kendi adına olan tüm şirketleri kapatıp, bu şirketi de karısı Özlem Coşkun'un adına kaydettirmiş İTO'ya...
Ancak tüm bu kamuflaj çabaları beyhude! Çünkü basit bir gazetecilik hilesi ile aslında şirketin asıl sahibinin Abdullah Coşkun olduğunu öğrenmek çok kolay. Söz konusu internet adresindeki iletişim numarasını aradığınızda, "Bir davetiye yollayacağız. Acaba şirketinizin yetkilisi kim?" diye sorduğunuzda, telefonlara bakan sekreter kızacağız da "Patronumuzun adı Abdullah Coşkun" deyiveriyor. Anlayacağınız bizim uyanık Abdullah, kendisi gibi uyanık bir sekretarya kuramamış son tezgâhında...
Yine bana ayrılan sütunların dışına taştım. Erdal Ağabey'den fırça yemeden keselim biz burada ve devamını haftaya bırakalım... Hoşçakalın...
Sevilay Yükselir-Sabah