Akşam Raporu programında Ece Üner'in sorularını yanıtlayan Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Bayramoğlu, iktidar ile cemaat arasındaki "ittifak"ın bittiğini öne sürdü.
İTTİFAK SONA ERDİ
MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasıyla başlayan krizin öncesini ve sonrasını yorumlayan Bayramoğlu, şöyle konuştu:
"Türkiye'de değişim sürecinde özel yetkili mahkemeler çerçevesinde 3 dizi politik nitelikli dava var: Ergenekon, Balyoz ve KCK. Bu operasyonları yürüten emniyet birimleri hemen hemen 6-7 yıldır aynı kadrolar. Yetki kullanımında ve operasyonların çapının belirlenmesinde bir yargı ve emniyet mekanizmasını görmek lazım. Bu yapının özerk bir şekilde çalıştığını ifade ettim. Bu yapı kendi güçlenmesinin pekişmesini sağlamak için yetki gaspına giden bir yol izlemeye başladı. KCK soruşturması gibi siyaset alanını baskı altına alan geniş kapsam tanımı... Ergenekon soruşturmasında, Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi isimlerin hukuki takibata eleştiri yaptıkları için hapse girmeleri... Balyoz ve Kafes'te karşımıza çıkan kimi şüpheli deliller davaların üzerine gölge düşürdü. Bütün bunlar otonom yapının kendi gücünü ve alanını genişletme refleksinin ortaya koyduğu durumdur.
Ergenekon Davası demokratikleşme sürecinin çok önemli parçasıyken hukuk ihlallleri ve gazeteci tutuklamalarını eklediğiniz zaman iktidar kavgası halini alıyor. Ben bu davaların hala önemli olduğunu düşünüyorum ama hukuki eksiklikler bu yapı ile alakalı.
AYNI KADROLAR
Bu yapının içinde savcılar var. Sosyolojik olarak bakarsak orta sınıftan, mütedeyyin ailelerden gelen, özgürlük fikrine yatkın olan, dünün sıkıntılarıyla bugünün imkanları arasında bağlantı kuran reflekse sahipler. İkincisi bu kişilerin büyük çoğunluğu aynı camiadan gelen kişilerden oluşuyor. Bunu Ergenekon Davası, Odatv Davası ve Balyoz Davasını takip eden polis yapısından biliyoruz.
İKTİDAR ALANINA MÜDAHALE
AK Parti'nin sivilleşme ve değişim politikalarının uygulanmasında otonom bir yapı aynı zamanda cemaatin de itici güç olduğu yapı ortaya çıkıyor. Bunlar arasında süregiden ittifak bu otonom yapının daha çok genişleme eğlimiyle, daha çok iktidar talebiyle ve iktidar alanına müdahelesiyle bitmiş görünüyor.
Ak Parti ile o camia aynı istikamette yürüyen ama ayrı güçler. Ortak bir hedefte buluştular. AK Parti'nin askerle mücadele ederken, yargıyı, üniversiteleri karşısına almışken el atabileceği tek alet kutusu emniyet ve emniyet içindeki kendisini korumak, askerle mücadeleye girmek için yapılanmış camiaydı. Bu ikisinin ittifakı bozuldu. Yarın ne olur? Ben bu olayın hükümet tarafından çok ciddi algılandığını düşünüyorum. 27 Nisan'dan daha ciddi algılandığını yazdım. İktidar bundan böyle kendi alanına müdahele edecek hiçbir girişime izin vermeyecektir. Böyle bir müdahale imkanı olmaması için gerekli önlemleri alacaktır. Bunun karşılığı tasfiyedir. Önce çeşitli polisler alındı. Üst düzey müdürler alındı. Muhtemelen devamı da gelecektir. Kendisine karşı kalkışan gruplarla hükümetin çalışması mümkün değildir. Kavga gürültüsü verilmek istenmiyor. Ama burada inisiyatif hükümettedir ve hükümet alan temizliği yapmaktadır ve bir ittifak sona ermiştir"