ANTALYA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, milletin teveccühü Tayyip Erdoğan'ın üzerinde olduğu, doğrudan millete saldıramadıkları için Tayyip Erdoğan'a saldırdıklarını belirterek "Recep Tayyip Erdoğan'ı lider yapan bu milletin teveccühüdür. Bu milletle kurduğu ilişkidir. Zannetmeyin ki bunların derdi Tayyip Erdoğan'la, bunların derdi bu milletle. O yüzden davamıza, bizi bir arada tutan bu millet hareketine ve liderimize sonuna kadar sahip çıkacağız." dedi.
Ünal, partisinin ilçe kongrelerine katılmak üzere geldiği Antalya'da, Aksu 4. Olağan İlçe Kongresinde, AK Parti'nin sıradan değil, milletin partisi olduğunu söyledi.
AK Parti'nin 2002'de kurulmuş bir parti olmadığını belirten Ünal, AK Parti'nin Türkiye'nin içinden çıkıp gelen bir duygu, bir inanç olduğunu bildirdi.
AK Parti mensuplarının büyük bir mücadelenin bugünkü şahitleri, kültür taşıyıcıları olduğunu vurgulayan Ünal, "Kendinizi herhangi bir kişi olarak görmeyiniz. O tarihin içinden akıp giden büyük nehrin bugünkü sahipleri, bugünkü taşıyıcılarısınız. Arakan'daki mazlumların umutlu baktığı coğrafyanın sahiplerisiniz. Büyük ümmet coğrafyasının umudusunuz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Metal yorgunluğunu üstünüze almayın" dediğini hatırlatan Ünal, yola çıkarken ki ilk günkü heyecanı, aşkı hissetmeyenlerin, öncelikleri değişenlerin, vatan, bayrak söz konusu olduğunda sağına ve soluna bakınmadan sorumluluk almayanların metal yorgunu olduğunu ifade etti.
Türkiye'yi 2023, 2053 hedeflerine taşıyacak, çocuklara büyük bir Türkiye bırakmak için mücadele edenlerin yorulmasının söz konusu olamayacağını dile getiren Ünal, "Sakın ola ki karamsarlığa, kaygıya, korkuya kapılmayasınız. Ne yapıyorlar? Türkiye'yi yıllardan beri bir korku, endişe, kaygı sarmalına sokmaya çalışıyorlar. Ne dediler? Dolar yükselecek, ekonomi düşecek, ekonomik kriz geliyor' dediler. Ne oldu? Dolar nerede şimdi? Türkiye'nin 2,6 büyüyeceğini söyleyen Fitch, bunu revize ederek, '3,5 büyüyecek' dedi. Yani, Türkiye'nin psikolojisini bozmak, korkularımızı, kaygılarımızı artırmak isteyenlere asla izin vermeyeceğiz. Kendimize güveneceğiz, ülkemize güveneceğiz." diye konuştu.
- "Milletle yürümeye devam edeceğiz"
Ünal, 15 Temmuz gecesi sokağa çıkan yiğitler ve Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği olmasaydı bugün bir Türkiye'nin olmayacağını aktaran Ünal, AK Parti kadrolarının milletle kurduğu ilişkinin, bir oy alış verişi, bir siyaset değil, bir gönül ve aşk hikayesi olduğunu vurguladı. Mahir Ünal, Recep Tayyip Erdoğan'ın hikayesinin, milletine sevdalı, aşık bir adamın hikayesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu hikayeyi unutmayacağız. Recep Tayyip Erdoğan ile yol yürüme onuruna sahip olduğumuz için mutluyuz. Bundan rahatsız olan varsa rahatsız olmaya devam etsin. Biz Tayyip Erdoğan ile bu milletle yürümeye devam edeceğiz. Niye Recep Tayyip Erdoğan'a saldırıyorlar? Tayyip Erdoğan ne yaptı size? Tayyip Erdoğan, bu ülkenin refahı, huzuru için çalışmaktan başka ne yaptı? Tayyip Erdoğan bu millete hizmet etmekten başka ne yaptı?' Bu milletin teveccühü Tayyip Erdoğan'ın üzerinde olduğu için doğrudan millete saldıramadıkları için Tayyip Erdoğan'a saldırıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'ı lider yapan bu milletin teveccühüdür. Bu milletle kurduğu ilişkidir. Zannetmeyin ki bunların derdi Tayyip Erdoğan ile bunların derdi bu milletle. O yüzden davamıza, bizi bir arada tutan bu millet hareketine, liderimize sonuna kadar sahip çıkacağız. Bunu böyle bilsinler."
- "Siyaset düşmanlık yapma işi değildir"
Anayasa referandumundan önce Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika'da doğrudan Türkiye'yi hedef alan siyaset adamlarının açıklamalar yaptığına işaret eden Ünal, ülkelerin Türkiye'deki referandumla işlerinin ne olduğunu sordu.
Alman devlet televizyonunun hayır kampanyası için Türkçe yayın yaptığını ifade eden Ünal, Almanya'nın PKK terör örgütünün etkinliğine örgüt elebaşının katılmasına izin verirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vatandaşları ile bir araya gelmesinin engellendiğini bildirdi.
Türkiye'deki ana muhalefet partisinin yurt dışındaki Türkiye karşıtlarının dili ve söylemiyle konuştuğunu anlatan Ünal, "Ana muhalefet, Türkiye'nin son dört yılda ölümüne mücadele ettiği FETÖ terör örgütüyle aynı dilden konuşuyor. Düşmanlık başka bir şeydir. Muhalefet başka bir şeydir. Bazı ülkeler Türkiye'ye düşmanlık yapabilirler. Uluslararası ilişkilerden dolayı bazı ülkeler düşmanca tavır takınabilirler. Ama ülkedeki bir siyasi partinin düşmanca tavır takınması kabul edilemez. Çünkü siyaset düşmanlık yapma işi değildir. Ama bakıyorsunuz sözde ana muhalefet partisi düşmanca tavırlar içine giriyor." diye konuştu.
- "CHP FETÖ'nün sözcülüğünü üstlendi"
2002'de AK Parti göreve geldikten sonra demokratikleşme, sivilleşme ve özgürlüklerin artırılması için bütün sivil unsurlarla birlikte vesayet odaklarına karşı mücadele ettiğini vurgulayan Ünal, devletin 2012-2013 yıllarında sivil toplum kuruluşu kisvesindeki FETÖ terör örgütünün paralel devlet yapılanması içinde olduğunu gördüğünü, bu yapıyla mücadele etmeye başladığını dile getirdi.
"15 Temmuz 2016 günü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı FETÖ iddianamesini kabul etti. Bu iddianame iki yılda hazırlanmıştı. Bunun ilk 30 sayfasına bakarsanız, savcı kimlerin bu mücadeleyi yani devletin FETÖ yapılanmasıyla 2013'den sonra nasıl mücadele ettiğini, açık açık anlatıyor. Devlet bu yapılanmayla mücadele ederken, 11 Şubat 2012'de CHP Genel Başkanının bir açıklaması var. 'Yargı içerisinde bir paralel yapılanma olduğunu söylemek doğru değildir. Bu konuda yeterli delil yoktur.' diyor." diyen Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bize '2006-2007'de niye bu yapıyla mücadele etmediniz' diyorlar. Sen 2012'de bunları biliyor muydun ki? 'Yargının içinde olduğu iddia edilen paralel yapıyla ilgili yeterince delil yok' diyordun. Bu delil ne zaman ortaya çıktı? Bu delil 17-25 Aralık sürecinde yargı darbesiyle ortaya çıktı. Bir ne gördük, savcı paralel, hakim paralel. Devlet ne yaptı? 2013'den itibaren devlet, bu yapıyla mücadele etmeye başladı. Peki devlet, bu yapıyla mücadele etmeye başladığında, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP ne yaptı hatırlayınız. Paralel devlet yapılanmasının mensuplarıyla ilgili adliyelerde milletvekilleri avukat sıfatıyla müdahil oldular mı? Bu mücadeleyi engellemek için her türlü sözcülüğe ve kalkanlığa kalkıştılar mı? Bunlarla, paralel devlet yapılanması olduğu ortaya çıktıktan sonra mücadele etmeye başladık. Peki siz ne yaptınız. Siz bu yapıya kalkan oldunuz. Bu yapının sözcülüğünü üstlendiniz. 15 Temmuz gibi bir işgal girişimi yaşadıktan sonra 'Tiyatro' dediniz. Bu şehirde bir belediye başkanlığı yapmış bir milletvekili, bu milletin kahramanlık destanı için 'tiyatro' dedi. Yetmedi, sözde adalet yürüyüşü, kurultayı yaptılar. Adalet arıyorlarmış. Bu ülkede 15 Temmuz işgal girişiminden sonra bu ülke FETÖ yapılanmasıyla mücadele ederken, siz şehit yakınlarının, gazilerin yanında olmayacaksınız. FETÖ davalarına müdahil olmayacaksınız. Bu milletin adalet arayışının sözcüsü olmayacaksınız, ondan sonra kalkacaksınız, adalet arayışı diyeceksiniz. Bu millet bunu kabul etmez."
- "Milletin oyun bozmakta üstüne yok"
Ünal, ana muhalefet partisinin "Türkiye'de yargı yok", "Türkiye'de yargı iktidardan talimat alıyor" söylemlerinde bulunduğunu, bunların içeriye dönük değil, dışarıya dönük söylemler olduğunu belirtti.
Yarın FETÖ davalarıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gidileceğini, CHP'nin de şimdiden buna altlık oluşturduğunu savunan Ünal, "Şimdi de 'Savunma hakkı kutsaldır, savunma konusunda adil davranmıyorsunuz' diyorlar. Yine dışarıya konuşuyorlar. Amaçları Türkiye'deki yargılamaların adil olmadığı mesajını dünyaya vermek. Bu millet bu oyunu görüyor. Bu milletin oyun bozmakta üstüne yoktur. Bu millet Allah'ın izniyle bu oyunu da bozar. Bundan emin olun." diye konuştu.
Ünal, konuşmasının ardından AK Parti'ye yeni katılanların rozetlerini taktı.
Kongreye, AK Parti Antalya Milletvekilleri Hüseyin Samani, Mustafa Köse, Atay Uslu, Gökçen Özdoğan Enç, AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, İl başkanı Rıza Sümer ve partililer katıldı.
AA