ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sert, sarsıcı, radikal eleştirilerin olabileceğini belirterek, "Ama biz hakareti, siyasi kültürümüzde, toplumsal yaşamımızda, mevzuatımızda farklı şekilde düzenliyoruz. Bu konunun da ifade ve basın özgürlüğü konusuyla çeliştiğini düşünmüyoruz." dedi.
Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Amerikan Büyükelçisinin bir açıklaması vardı. 'Basın özgürlüğü konusunda yasal sistemimiz farklı. Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğüne verdiğimiz önemden dolayı hakarete tolerans gösteririz, cezalandırmayız' şeklinde. Bununla ilgili değerlendirmeleriniz nedir?" sorusu üzerine Çelik, "Kuşkusuz basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün, demokrasinin olmazsa olmaz bir parçası olduğu konusunda bir şüphe yok. Fakat farklı ülkelerde farklı düzenlemeler var. Kendisinin 'biz hakarete toleransla bakarız' dediği şey, toplumumuzda bu kavramın şemsiyesi altına girilen şeylere toleransla bakılmaz. Eleştiri olabilir, sert eleştiri olabilir, sarsıcı eleştiri olabilir, radikal eleştiriler olabilir. Ama biz hakareti siyasi kültürümüzde, toplumsal yaşamımızda, mevzuatımızda farklı şekilde düzenliyoruz. Bu konunun da ifade ve basın özgürlüğü konusuyla çeliştiğini düşünmüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, basın ve ifade özgürlüğü konusunda telkin almak durumunda bir kadro olmadıklarını bildirdi.
"Tam tersine biz bunu kendi pratiklerimizle, siyasetlerimizle bugüne kadarki hükümet politikalarımızla ve parti politikalarımızla pratiğe geçirmiş bir kadroyuz" diyen Çelik, "Basın ve ifade hürriyeti gibi konularda geçmişte yaşanan sıkıntıların yaşanmaması için son derece ciddi şekilde mücadele etmiş, bunun acısını çekmiş bir kadroyuz. Bu çerçeveden bakıldığında bunlardan geri adım atmamız diye bir şey söz konusu değil." ifadesini kullandı.
Basın ve ifade hürriyetinin, siyasetin içerisinde nefes alınan bir atmosfer olduğunu, bu konuda hassasiyetlerinin bulunduğunu vurgulayan Çelik, "Ama bunun arkasına sığınarak terör faaliyeti yürüten, terör örgütü mensubu kişilerin önümüze gazeteci olarak getirilmesine tabi ki itiraz ediyoruz." dedi.
Suriye'nin kuzeyi ile ilgili hassasiyetler konusunda haklı çıktıklarına işaret eden Çelik, Suriye demokratik güçleri adı altındaki organizasyonun başkanının, PYD'nin Suriye'nin kuzeyinde bir federasyon ilan etmesi üzerine görevinden ayrıldığını, daha önce aynı kişinin "PYD o görüşmeye katılmazsa, ben o görüşmeye gitmem" dediğini anımsattı.
PYD'nin siyasi açıdan niyetinin, Suriye'yi daha çok bölmek, oradaki kaos ortamından ve türbülanstan faydalanarak, sadece toprak kazanımları elde etmek olduğunu belirten Çelik, bu açıdan da PYD'nin hem Esed rejimi, hem ABD, hem de Rusya ile yakın ilişkiler yürütmeye çalıştığını, açık bir şekilde ifade ettiklerini kaydetti.
- "Sadece bir örtbas etme ilişkisidir"
PYD'nin terör örgütü olduğunu, terör faaliyetlerinde bulunduğunu da ifade ettiklerini anımsatan Çelik, şunları söyledi:
"Gelinen noktada görüldü ki PYD'nin PKK vari örgütlerin ve kendisinin bir terör örgütü olarak oradaki kendi kazanımlarının ötesinde, kendi çıkarlarının ötesinde herhangi bir Suriye halkına dönük olarak bir hassasiyeti yoktur. DAEŞ'le mücadele adı altında batılılarla kurmaya çalıştığı ilişki sadece bir örtbas etme ilişkisidir. Bir terör örgütünün bir başka terör örgütüyle mücadele etmesi, onu terör örgütü olmaktan çıkarmaz."
Ömer Çelik, şöyle devam etti:
"Bu DAEŞ'le mücadele adı altında verilen silahların bir kısmının, bu PYD'nin eline geçtiğine dönük tespitlerimiz var. Dolayısıyla burada atılan yardımların, verilen birtakım silahların, DAEŞ denilen terör örgütüyle mücadele etme amacıyla yapılan bu organizasyonların, başka terör örgütlerinin güçlenmesine vesile olması şeklinde bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Bununla ilgili olarak da en üst düzeyden bütün Türkiye olarak uyarılarımızı yaptık, bu uyarılarımızı da yapmaya devam ediyoruz."
Burada yapılanın geçmişte Afganistan ve başka yerlerdeki hataların tekrarı olduğunu kaydeden Çelik, bu hatayı yapanların, bundan uzak durması gerektiğini vurguladı.
Çelik, PYD'nin Esed rejimiyle iş birliği içerisinde, 'DAEŞ'le mücadele ediyorum' diye, ABD ve Rusya ile ilişkiler geliştirdiğini, böylece kendisine meşruiyet alanları yaratmaya çalıştığını aktardı.
"PYD'nin DAEŞ denilen terör örgütünden bir farkı yoktur" diyen Çelik, 'DAEŞ terör örgütüyle mücadele ediyor' diye, başka terör örgütüne yardımda bulunmanın DAEŞ'e yardımda bulunmaktan farksız olduğunu bildirdi.
- "PYD hiçbir şekilde istisna tutulmamalıdır"
Çelik, ABD Büyükelçisinin "PKK silah bıraksın" yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine, şöyle konuştu:
"Kuşkusuz müttefikimiz ABD'nin, Türkiye'nin terörle mücadelesi konusunda 'PKK silah bıraksın' noktasında olması her zaman memnuniyet vericidir ama dediğimiz gibi bugün açısından PKK'nın silah bırakması kadar, PYD'nin silah bırakması için de YPG'nin silah bırakması için de çağrı yapmasını beklerdik. Bu tabi kendilerinin değerlendirmesidir. Benim çok fazla üzerinde söz söylememi gerektiren bir durum yok. Biz nihayetinde buradaki prensiplerimizi, politikalarımızı açıklıyoruz. PKK'ya 'silah bırakılsın' denildiği zaman, PYD hiçbir şekilde istisna tutulmamalıdır."
Çelik, bütün müttefik ve dost ülkelerden beklentilerinin, "Bu terör örgütlerine karşı prensipler düzeyinde olduğu kadar, fiili olarak da sahada da güçlü bir iş birliği yapmak ve ortak bir mücadele zemini inşa etmek" olduğunu vurguladı.
(Sürecek)
AA