AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı:

"Almanya öteden beri aslında ikili bir yaklaşım sergiledi diyebiliriz. Bir yanıyla Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ortak olması doğrultusunda bir çaba, gaye içinde oldular, bu yönde politikacılar oldu. Diğer yandan da Türkiye'yi bloke edecek, önüne birtakım

AMASYA (AA) - CİHAN OKUR - TEVFİK ÖZTÜRK - AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, "Almanya öteden beri aslında ikili bir yaklaşım sergiledi diyebiliriz. Bir yanıyla Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ortak olması doğrultusunda bir çaba, gaye içinde oldular, bu yönde politikacılar oldu. Diğer yandan da Türkiye'yi bloke edecek, önüne birtakım zorluklar koyacak başka bir politika takip edildi." dedi.

Bostancı, AA muhabirine, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği askıya alınmalı" ve "Türkiye demokrasiden uzak bir ülke" sözlerini değerlendirdi.

Türkiye'nin Avrupa Birliği için önemli rol oynayacak ve vizyonu bulunan bir ülke olduğunu dile getiren Bostancı, Almanya'nın da Türkiye'siz bir Avrupa Birliği olamayacağını görmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne yolculuğunun sadece 50 küsur yıllık müracaatla başlayan bir süreç olmadığına dikkati çeken Bostancı, "200 yıllık tarihsel arka planı var. Bu, sadece tek taraflı, Türkiye'nin talebiyle gelişen bir süreç değil. Aynı zamanda Avrupa Birliği, kendisini küresel bir ortaklık olarak görüyor. Bir bakıma farklı dinlerin, farklı milliyetlerin genel bir dünya esenliği ve barışı için bir araya gelebileceği ortak medeni değerler etrafında ortak şekilde davranacakları, bir hukuk oluşturacakları, üst kurumların marifetiyle bu değerleri çeşitli ülkelere egemen hale getirecek bir yapı olarak tasavvur ettiler." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye ile AB'nin birbirine ihtiyacı var"

Türkiye ile Avrupa Birliği'nin birbirine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bostancı, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin sahip olduğu değerler, stratejik olarak oynadığı rol ve İslam dünyasındaki modern kimliği önemli kavramlar. Almanya öteden beri aslında ikili bir yaklaşım sergiledi diyebiliriz. Bir yanıyla Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ortak olması doğrultusunda bir çaba, gaye içinde oldular, bu yönde politikacılar oldu. Diğer yandan da Türkiye'yi bloke edecek, önüne birtakım zorluklar koyacak başka bir politika takip edildi. Almanya'da seçimler var. Seçimlerin atmosferi dolayısıyla yabancı ve öteki kavramların piyasada para ettiği düşüncesi, Türkiye'ye karşı böyle bir politikayı öne çıkartıyor. Bunun bir kısmını seçimle ilgili olarak görmek gerekir ama bütünüyle değil."

Bostancı, Almanya ile Türkiye'nin çıkarları ve yakın ilişkilerinin tarihsel bir arka plana sahip olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Konjonktürel olarak yaşanan birtakım problemleri aşacak ve küresel bir vizyona yaslanan Almanya ve Türkiye ilişkilerini iyileştirecek bir yaklaşımın gelecekte egemen olacağını düşünüyoruz, ümit ediyoruz. Sonuçta politika akla, toplumsal çıkarlara yaslanmak durumunda. İçinde yaşadığımız süreçte de küresel bir vizyona yaslanmak durumunda. Almanya, kendi bölgesinde küçük bir ülke olarak kalmak istemiyor, Avrupa Birliği içinde de domine edici bir rol üslenmek istiyorsa Türkiye ile mutlak suretle iyi ilişkileri olması gerektiğini hesaba katacaktır diye düşünüyorum."

Avrupa ülkelerinin demokrasiye ilişkin değerlendirmelerini demokrasi değerlerinin bir neticesi olarak görmenin mümkün olmadığının altını çizen Naci Bostancı, şunları kaydetti:

"Aynı Almanya, Sisi'nin Mısır'ına ilişkin hiçbir tavır ortaya koymaksızın onlarla gayet iyi ilişkiler kurabiliyor. Demokrasinin D'sinin bile olmadığı ülkelerle adeta onları onurlandıran ne kadar iyi işler yaptığını ifade eden bir dil kullanıyor. Yeterki çıkarları öyle gerektirsin. Türkiye demokratik değerlerin egemen olduğu bir ülkedir. Demokrasi ile Türkiye'nin tanışıklığı yeni bir hadise değildir. 1923'te Cumhuriyeti kurduk,1950'de çok partili hayata geçtik. Zorluklarımız oldu, darbeler oldu. En son 2016 yılında 15 Temmuz oldu. Ne yaptılar, demokrasiye ilişkin bu kadar ilgileri olan insanlar, demokrasiye karşı bu alçak girişim karşısında aynı gün veya daha sonra seslerini çıkartabildiler mi? Onların demokratlığı sözde demokratlıktır, işlerine geldiği zaman demokrattır. Demokrat odur ki darbe girişimi karşısında demokrasiyi savunmak için 'Yarın ne olacak Almanya'nın çıkarları' düşüncesini hesaba katmaksızın 15 Temmuz girişimine karşı çıkandır. Bunu sadece ben söylemiyorum Avrupa'daki haysiyetli politikacılar da söylüyor."






AA

Türkiye Haberleri

Yollarda Tehlike Kol Geziyor! Kime Neden Ceza Yazıldı? İşte Cevabı
Ekmek Tüketiminde Dünya Şampiyonu: Türkiye!
Hakkari'de son depremler 7 büyüklüğünde depreme işaret ediyor